Prostat kanserine karşı acı biber
Kırmızı biberin içinde etkin olarak bulunan ve acılık veren bir madde, prostat kanseri hücrelerini yok ediyor.
Los Angeles'taki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve California Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde 'kapsaisin', kanserli prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, parçalanarak yokolmalarını sağlıyor.Araştırmada, laboratuvar farelerine nakledilen kanserli insan prostat hücrelerinin yüzde 80'i 'kapsaisin' karşısında imha oldu.
Sonuçları 'Cancer Research' (Kanser Araştırması) dergisinde de yayımlanan araştırmaya katılan bilim adamlarından Sören Lehmann, maddenin, insanlarda kanserli prostat hücre kültürleri üzerinde, yayılmayı önleyen güçlü bir etkisi bulunduğunu söyledi.
Dünyada yılda 680 bin erkek prostat kanserine yakalanıyor.
Kimyon da önleyici etkiye sahip
ABD'nin New Jersey eyaletindeki Rutgers Üniversitesi'nde yapılan bir başka araştırmada da kimyonun, prostat kanserini önleyici etkisi olabileceği belirlenmişti.
Araştırma sonucunda, körinin içinde etkin biçimde bulunan kimyonun, tek başına veya özellikle karnabahar, karalahana, brokoli, brüksel lahanası, lahana, suteresi ve şalgam gibi sebzelerle birlikte pişirildiğinde prostat kanserinin tedavisi ve önlenmesi için potansiyel bir etkisi olabileceği belirtilmişti.
Kanser önleyici kimyasal maddelere sahip ve 'phenethyl isothiocyanate' içeren sebzeler ile kimyonun, antioksidan veya hastalıkları önleyici özelliklerine dikkat çeken araştırmacılar, bu tip bir beslenme biçiminin ABD'de erkekler arasında en yüksek ikinci ölüm oranına sahip prostat kanserini önlemede çare olabileceğine işaret etmişlerdi.
Halk arasında isot, bilim çevrelerinde ise 'capsicum anitum' adıyla bilinen kırmızı acı biberin anavatanının Meksika olduğu sanılıyor.
Aztekler'in yazılı belgelerinde sözettikleri kırmızı acı biber, Avrupa'ya 15'inci yüzyılın sonlarında geldi, 16'ncı yüzyılda ise kıta ülkelerine ve Osmanlı topraklarına yayıldı.
Kırmızı biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan'a ise 17'nci yüzyılda Portekizliler tarafından ulaştırıldı.
Hint ve Meksika mutfağında çok sık kullanılan kırmızı acı biber, Türkiye'de en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştiriliyor ve tüketiliyor.
L.T. Tresh adlı bilim adamı, 1846 yılında bibere acılığı veren maddenin kristal yapısında olduğunu tespit ederek, adını 'capsaicin-kapsaisin' koymuştu.
Sıradaki Haber
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Cilt sorunlarınızın nedeni psikolojik olabilir
Dijital çağın tehlikesi: Ekran bağımlılığı! Fiziki ve zihinsel performansı düşürüyor...Zararları say say bitmiyor
Sineklerin yanı sıra tırtıl ve tahtakurusuna dikkat! Sinek ve böcek ısırıklarına karşı 5 önemli adım
Vücudunuzdaki ağrıların nedeni bu sendrom olabilir ! En büyük nedeni stres ve hareketsizlik
Karaciğerdeki sessiz ve sinsi tehlike! Her 3 kişiden 1'inde görülüyor... Bu belirtileri basit deyip hafife almayın