Özgüven kazanmak için ne yapmak gerekir?
Yaklaşık 20 yıl öncesine kıyasla, özellikle internet, sosyal medya ve teknolojinin gelişimi ile toplum olarak daha aktif, daha sosyal ve daha girişken hale geldiğimizi söyleyebiliriz. Günümüzde gerek iş hayatın da, gerek sosyal ortamlarda yaşadığımız bu değişim, bizleri zaman zaman zorlayabiliyor.
İş hayatımızda yaptığımız sunumlar, yeni girdiğimiz sosyal ortamlar her birimizde belli düzeyde “acaba yapabilir miyim?” “insanlar ne düşünür?” “ beğenilir miyim?” “ya hata yaparsam” gibi sorular doğuracaktır. Hayatta kalmaktan başlayıp, bu gibi durumlar da dahil olmak üzere, belli bir düzeye kadar bu endişeler olağan ve gereklidir aslında. Ancak bu düşünceler nedeni ile sunum yapamamak, toplum içinde konuşmakta güçlük çekmek, bu gibi durumlardan kaçınmak, sonrasında ise yaşanan üzüntü ve hayal kırıklılıkları, öz güvenimizin ne oranda eksik olduğu konusunda yol gösterici olmaktadır.
Peki nedir özgüven? Özgüven eksikliği neden olur? Her insan özgüvenli hale gelebilir mi? Özgüven, kendimize nasıl değer verdiğimiz ve kendimizi nasıl algıladığımızdır. Kendimizle ilgili, bazen değiştirilmesi gerçekten zor olabilen görüş ve inançlarımıza dayanır. Kendimize güven duyguları genellikle çocukluk çağında başlar. Onaylanmamayla dolu aile hayatı, kötü bir okul ortamı veya işlevsiz bir iş yeri nedeniyle de bir sorun haline gelebilir. Aynı şekilde mutsuz bir ilişki de kişinin öz değerini değiştirebilir
ÖZGÜVEN NEDEN ÖNEMLİDİR?
Benlik saygısı(özgüven), karar verme sürecinizi, ilişkilerinizi, duygusal sağlığınızı ve genel olarak iç huzurunuzu etkiler. Aynı zamanda, kendileri hakkında sağlıklı, olumlu bir görüşe sahip insanlar, potansiyellerini anladıkları ve yeni zorluklar üstlenmekte sorun yaşamayacakları için motivasyonları da yüksek olacaktır. Sağlıklı benlik saygısı olan insanlar genel anlamda;
Becerileri hakkında sağlam bir anlayışa sahip olurlar.
Kendileriyle sağlıklı bir ilişkileri olduğu için başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilirler.
Kendileri ve yetenekleri hakkında gerçekçi ve uygun beklentilere sahiptirler.
İhtiyaçlarını anlar ve bunları ifade edebilirler.
Benlik saygısı düşük olan insanlar ise, yeteneklerinden daha az emin olma eğilimindedir ve karar verme süreçlerinden şüphe duyabilirler. Yeni şeyler denemek için kendilerini motive hissetmeyebilirler çünkü hedeflerine ulaşabileceklerine inanmazlar. Özgüveni düşük olanlar, ihtiyaçlarını ifade etmede sorunlar yaşayabilir. Kendilerini sevilmeyen ve değersiz hissedebilirler.
Özgüvenin temelini oluşturan genellikle deneyimlerimizdir. Örneğin, aile ve arkadaşlardan sürekli olarak aşırı eleştirel veya olumsuz değerlendirmeler alan kişiler, muhtemelen düşük özgüven yaşayacaklardır. Özellikle erken çocukluk döneminde ailelerinden koşulsuz olumlu saygı olarak adlandırılan şeyi deneyimleyenlerin, sağlıklı bir benlik saygısına sahip olmaları daha olasıdır.
Düşük benlik saygısı, anksiyete bozuklukları ve depresif bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli psikiyatrik bozukluklarına yol açma potansiyeline sahiptir. Hedeflerinize ulaşmayı ve sağlıklı ilişkiler sürdürmeyi zor bulabilirsiniz. Düşük benlik saygısına sahip olmak yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkileyebilir.
ÖZGÜVEN NASIL GELİŞTİRİLİR?
Özgüven sorunları ile ilgili atabileceğiniz adımlar vardır. Özgüveninizi geliştirmeye yardımcı olmak için yapabileceğiniz bazı ipuçları şunlardır:
Geçmişteki olumsuz deneyimler üzerinde durmaktan kaçının.
Herkesle eşit olduğunuza inanın. Genel olarak güçlü ve zayıf yönlerinizi görün ve bunları kabul edin. Unutmayalım ki her insan doğası gereği hata yapar ve kimse mükemmel değildir. Önemli olan bunları fark etmektir.
İhtiyaçlarınızı ifade edin
İstediğinizde hayır deyin.
Olumsuz düşüncelerin daha çok farkına varın. Öz değerinizi etkileyen düşünceleri belirlemeyi öğrenin. Kendinizi olumsuz düşüncelerle meşgul bulduğunuzda, bu düşüncelere daha gerçekçi ve/veya olumlu düşüncelerle karşılık vermeyi deneyin.
Mümkünse kendinizi sevin. Geçmişteki hatalar için kendinizi affetme alıştırması yapın ve kendinizin tüm parçalarını kabul ederek ilerleyin.
Her zaman evdeki hesap çarşıya uymaz. Bazen, çok uğraştığım halde elimde değil gibi düşüncelerle kalabiliriz. Bunları da kabullenmek ve gerekirse destek almak yine sizi güçsüz ve yetersiz değil, aksine kendini fark etmiş ve bununla yüzleşme cesaretini göstermiş bir birey yapar. Unutmayalım ki, kendi hayatımızdan, bu hayatı nasıl yaşadığımızdan yine bizler sorumluyuz. Her birimizin zayıf yönleri vardır. Sadece bir zayıf özelliğimizi genelleyip ondan oluştuğumuzu düşünmek ise kendimize haksızlık olacaktır.