Menisküs yırtığı sporcu hastalığı mı?
Menisküs her iki dizde de ağırlığı dengelemekten sorumlu bir doku. Yırtılması yoğun ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığına neden olur. Üstelik menisküs hastalığı sadece sporcular için tehdit değil. Normal hayatta otomobilden inerken ayağı düz basıp dizi döndürmek, standart dışı halı sahada top koşturmak bile riskli.
Peki kalıcı tedavisi mümkün mü, hangi yöntem en doğru tedavi şekli?
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Ugutmen menisküs yırtığı ve tedavisiyle doğru bilinen yanlışları ve yapılması gerekenleri anlattı.
Vücutta uyluk kemiği ve kaval kemiği arasında yer alan yastıkçıklara menisküs adı verildiğini anlatan Prof. Dr. Ender Ugutmen, menisküslerin iki kemik arasındaki uyumluluğu arttırdığını, vücut ağırlığının diz eklemine dengeli olarak aktarılmasında ve darbe etkisinin azaltılmasında rol oynadığını söyleyerek, “Yani menisküs bir anlamda iki kemiğin arasındaki amortisördür. Bacaklarda yük dağılımını dengeleyen doğal bir yastıktır” dedi.
Arabadan inerken bile menisküs yırtılabilir
Menisküslerin sıklıkla travma sonucu yaralandığını, bunun daha çok genç sporcularda gerçekleştiğini, yaşlı hastalarda ise kireçlenmeye bağlı yırtıkların görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Ender Ugutmen, diz üzerinde baskı yaratacak vücuttaki fazla ağırlığın menüsküs yırtığı oluşumuna zemin hazırlayacağını belirti. Menisküs yırtıklarının ani bir darbe, burkulma veya düşme sonrasında da oluşabileceğini, en sık ayak yerde sabitken vücudun diz üzerinde dönmesi sonucu görüldüğünü anlatan Ugutmen, “Otomobile iniş binişler sırasında yere basan ayak tarafında veya topa vole vururken yerde kalan ayak tarafında olur. Yırtıklar çarpışma sonucu da sıklıkla meydana gelir. Menisküs yırtıkları ile birlikte ön çapraz bağ yaralanmaları ve iç yan bağ yaralanmaları da birlikte olabilir ve tedavisi açısından birlikte değerlendirilmelidir” diye konuştu.
Halı sahalara dikkat!
Prof. Dr. Ender Ugutmen, beton üzerine halı serilmesi ile yapılan standart dışı halı sahalarda spor yapanların yaralanma riskinin fazla olduğunu da söyledi. Halı saha standartlarına göre, toprak zemin üzerinde ince bir tartan üzerine halı serilmesi gerektiğini dile getiren Ugutmen, “Böyle bir halı sahada yapılan sporda enerjinin bir kısmını toprak zemin alır. Ancak ülkemizdeki pek çok halı saha beton zemine konulan ince bir katman halıdan oluşuyor. Dolayısıyla enerjimizin çok büyük kısmı yere gideceğine tekrar dizimize veya kalçamıza geri geliyor. Bunun sonucu dizde ve kalçada ciddi bir enerji birikmesi ve yaralanmaya oluşuyor. Ayrıca, beton zeminde düşüldüğünde yaralanma daha fazla oluyor” dedi.
Ameliyat şart mı?
Menisküs yırtığında ilk belirtilerin ağrı ve şişlik olduğunu belirten Prof. Dr. Ugutmen, yırtılan menisküsün eklem hareketlerine engel olduğunu, dizin tam açılmaması veya kapatılamaması gibi hareket kısıtlamaları yaşanabileceğini söyleyerek, diz bölgesinden hareket sırasında ses gelmesinin diğer bir bulgu olduğunu vurguladı.
Her diz yaralanmasında erken dönemde soğuk uygulama ve istirahat önerdiklerini belirten Ugutmen, “Ağrı kesiciler hastayı rahatlatmak ve ödemi azaltmak açısından kullanılır. İkinci basamakta menisküs yırtığı açısından hastaya ameliyat gerekip gerekmediğine karar verilir. Menisküs yırtıklarında eğer ağrı varsa ve günlük yaşamı etkiliyorsa cerrahi müdahale düşünülmelidir. Ameliyat iki küçük delikten kapalı olarak yapılan artroskopi denilen teknik ile yapılır” dedi.
Hızlı iyileşme nasıl mümkün?
Menisküs ameliyatlarının günümüz teknolojisinde kapalı yöntemle yapıldığını belirten Prof. Dr. Ender Ugutmen, artroskopik cerrahi denilen bu yöntem ile menisküs yırtıklarında tam iyileşme sağlandığını söyledi. Artroskopik yöntemde diz eklemine iki ayrı delikten girildiğini, ince bir video kamera ile diz ekleminin içinin görüntülendiğini söyleyen Prof. Dr. Ugutmen, diğer delikten ise dizdeki yıpranmış bölgeleri onarmak için girildiğini, menisküs yırtığının dikildiğini veya yırtık kısmın çıkarıldığını anlattı. Prof. Dr. Ugutmen, “Tekniğin asıl yararı ameliyattan sonra görülür. Eklem açılmadığı için fizik tedavi ve rehabilitasyona daha erken başlanır. Hastaların ameliyat sonrası ağrısı, açık cerrahi girişimlere göre çok daha azdır. Böylelikle hasta daha çabuk iyileşir, aktif yaşamına daha erken döner” diye konuştu.