Kök hücre tedavisi ile ilgili merak edilenler

Kök hücre tedavisinin yaşlanma etkilerini giderdiğini söyleyen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Ufuk Alatekin, kök hücre tedavisinin hangi bölgelere uygulanabildiğini açıkladı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İnsan vücudunda yer alan tüm organ ve dokular hücrelerden oluşur. Bazı hücreler kendilerini yenileyebilir ve farklı hücre tiplerine dönüşebilir niteliktedir. Kök hücre olarak adlandırılan bu hücreler, çoğalamayan kas ve sinir hücrelerinden farklı olarak bölünebilir ve çoğalabilir. Tek bir hücreden yüz binlerce hatta milyonlarca hücrenin oluşmasını sağlayan kök hücre, aynı zamanda kendisini yenilemek amacıyla bölünerek çoğalabilir.

Yüze kök hücre tedavisi, hem yaşlanmayı geciktirmek hem de yaşlanma etkilerini gidermek, kişinin cildinin gençliğini geri kazandırmak ve oluşan elastikiyet kayıplarını gidermek için uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntem aynı zamanda çeşitli sebepler ile oluşmuş olan akne izlerinin tedavilerinde de etkilidir.

Yüz dokuları, yaş alma sürecinde tüm dokularda olduğu gibi azalmaya, zayıflayıp, yaşlanmaya başlar. Dokuların zayıflaması ve hücre sayısının azalması ile yüz dokularında sarkma görülür. Uygun hastalarda, cerrahi operasyonlara gerek kalmadan, çok basit bir işlem ile uygulanan yüz gençleştirmede yıllar içinde oluşan anatomik deformasyon ve doku kaybının düzelmesini sağlar.

Saç kök hücre tedavisi ise şüphesiz bugüne kadar saç dökülmesi tedavisi için en umut verici ve gelişmiş, cerrahi olmayan tedavi yöntemidir. Kök hücreler, vücutta bulunan ve çeşitli hücre tiplerine dönüşebilen öncü hücrelerdir. Saç kökleri de kök hücreleri içerir. Bununla birlikte, saç kök hücreleri, erkek ya da kadın tipi kellik ile sonuçlanan durumlarda, hasar görmüş ya da pasif hale geçmiş olabilir. Yağdan veya kulak arkasından elde edilen kök hücreleri kafa derisine enjekte ederek, hasar gören saç köklerini onarılabilir ve yeni saç büyümesi etkili bir şekilde uyarabilirler.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Saç kök hücre tedavisi için kişiden alınan saçlı dokuda özel bir işlem ile 1-2 saat içerisinde kök hücreler ayrıştırılır. Ayrıştırılan kök hücreler saçlı ve saçsız deriye enjekte edilir. Kök hücre ile saç tedavisi mevcut kıl köklerini güçlendirir, uykuda olan kıl foliküllerini büyüme fazına girmek üzere harekete geçirir. Saça kök hücre tedavisi mevcut aktif olmayan ve zayıf saç köklerini aktif hale getirerek büyümeye teşvik edebilir.

“Kök hücre tedavisi, saç dökülmesi için tek başına bir tedavi yöntemi olarak veya daha iyi sonuçları elde etmek için saç ekimi ile birlikte uygulanabilir.”

Hangi bölgelere uygulanabilir?

Yüz: Yaş aldıkça azalan kolajen ve elastin lifleri nedeniyle beliren kırışıklık ve çizgileri, ciltteki gevşemeleri gidererek gençleşme sağlar, lekeler ve akne izlerini giderir.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Boyun, Gıdı ve Dekolte: Bu bölgede oluşan, yaşlanmaya bağlı olarak cilt ve deri altı dokusu kaybından dolayı meydana gelen kırışıklık, sarkma ve lekeleri tedavi eder.

El: Zaman içinde cilt altı dokusunda azalma ve deride gevşeme ile bunun sonucunda beliren damarlı görüntüyü ve lekelenmeleri giderir.

Saç: Saç dökülmesinde hasar gören saç köklerini onarılabilir ve yeni saç büyümesi etkili bir şekilde uyarırlar.

Erektil Disfonksiyon (iktidarsızlık) Tedavisi: Tedavinin etki mekanizması; kök hücreleri aracılığı ile yeni damar oluşumunu uyarmaktadır (Neoendotelizasyon ve anjiogenez). Tedavi, vücudun doğal iyileşme mekanizmalarını harekete geçirmektedir. Doğal sertleşme sistemi yeniden aktive olmaktadır.

Damarsal (vasküler) nedenli tüm serleşme problemlerinde etkilidir. Hafif ve orta derece hastalarda başarı %80'in, ağır derece hastalarda başarı %60'ın üzerindedir. Damarsal nedenli sertleşme problemi tüm hastaların yaklaşık %70'ini oluşturmaktadır ve bunlar arasında en büyük grup şeker hastaları ve koroner damar hastalarıdır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

İlaç tedavisinin bilinen yan etkileri ve ters etkilerine ilaveten koroner kalp hastalarındaki riskleri, önceden planlama gereği ve ilaca bağımlılık gibi nedenlerden ötürü hastaların %50'si ilaç kullanmayı bırakmaktadır. Tedavi başladığı andan itibaren minimum yarı yarıya, maksimum 3 kat arasında performansta başarı elde edilir.

Tedavi, kliniklerinde ve hastanelerde yapılmaktadır. İstenildiği takdirde hasta ismi tamamen gizli tutulmaktadır. Sadece tedavi veren doktor/teknisyen eşliğinde özel bir odada hasta mahremiyetine azami özen gösterilerek yapılmaktadır. Hastanede yatmayı gerektiren bir tedavi değildir.