Güneşleneyim derken sağlığınızdan olmayın!
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Yılmaz, bronz tene sahip olmak ya da D vitamini ihtiyacı giderme düşüncesiyle uzun süre güneş ışıklarına maruz kalmanın kırışıklıklara neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, bu durumun da cildi erken yaşlandırdığını ve deri kanserine yatkınlığı artırdığını kaydetti.
Prof. Dr. Ertan Yılmaz, bronz tene sahip olmak ya da 'D vitamini ihtiyacı giderme' düşüncesiyle uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmanın insan sağlığına olumsuz etkileri olduğunu söyledi. Özellikle yaz aylarında güzel görünme uğruna bronz tene sahip olmak için sahillerde uzun güneşlenmenin oldukça zararlı olduğunu aktaran Prof. Dr. Yılmaz, "Yaz sıcaklarında güneşlenmenin ölçüsünde yapılmasını öneriyoruz. Güneşin yoğun, hasar riskinin fazla olduğu 10.00 ile 15.00 arasındaki saatlerde güneşten kaçınılması gerekiyor. O saatlerde alınan güneş derinin erken yaşlanmasını ve deri kanseri yatkınlığını artırır. Ne kadar uzun süre güneşe maruz kalınırsa risk o kadar artar" dedi.
Güneşlenme süresi 15 dakikayi geçmesin
Güneşlenmenin derinin direncini artırarak yapılması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ertan Yılmaz, şunları söyledi:
"Güneşlenme 1 dakikadan başlayıp, günde bir dakika artırarak 15 dakikayı geçmeyecek şekilde yapılmalı. Zorunlu olmadıkça güneşlenmenin mantığı yok, zararı var. Bebekler, D vitamini üretimi olsun düşüncesiyle güneşe çıkarılıyor. Bunun da sınırı var. Deri kanseri ve erken yaşlanmanın en önemli sebebi bebek yaşlarda alınan güneş ışınlarıyla başlıyor. Biz hastada deri kanseri görmüş isek bunun zararının 10 yıl, 30 yıl önce alınan güneş ışınlarının birikici etkisinden kaynaklandığını söylüyoruz. Çok önceden alınan güneşin hasarından dolayı tedbir bebeklik döneminden alınmaya başlamalı. Güneşin yoğun olduğu saatlerden kaçınılmalı."
Koruyucu kremler 'yalancı güvenlik'
Güneşten korunmak için kullanılan kremleri, kişileri yanıltması nedeniyle 'yalancı güvenlik' olarak adlandıran Prof. Dr. Ertan Yılmaz, "Güneşten korunmak için güneş koruyucusu öneriyoruz ama bizi çok yanıltıyor. Yalancı güvenliğe itiyor. Koruyuculuğu bir yere kadar. Ne kadar çok sürersek, sürelim yine hasar olacaktır. Fiziksel korunmayı öne çıkarmalıyız. Şapka kullanmalı, uzun kollu giyinmeliyiz. Deniz kıyısındaysak şemsiye altında, havlu örterek ya da uzun kollu giysilerle durabiliriz. Koruyucu krem denizden çıktıktan sonra yeniden sürülüp, gölgede kalınmalı" diye konuştu.
Sarışınlarda risk daha fazla
Özellikle kadınların kırışıklıkları giderme kaygısıyla binlerce lira para harcadığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, ciltteki kırışıklıkların temel nedeninin güneş olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Ertan Yılmaz, "Bronzlaşmak, bir ten koyu görünmek adına derinin erken yaşlanması ve deri kanseri riskinin göze alınmaması gerekir. Açık tenli ve açık renk gözlü özellikle sarışınlar daha fazla riske sahip. Esmer ve koyu tenlilerin ise daha az riske sahip olduğunu söyleyebilirim" dedi.