35 yaşında başlıyor ölüme yol açıyor! "Önlem almak için mutlaka..."
Yaşın ilerlemesi ile birlikte vücutta birçok değişiklik meydana geliyor. Bu değişikliklerden biri de iskelet kasında başlıyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehtap Kaçar, Sarkopeni (yaşa bağlı kas kaybı) hakkında önemli bilgiler verdi. İşte detaylar...
Yaşlılıkta ortaya çıkan önemli sorunlardan bininin Sarkopeni (yaşa bağlı kas kaybı) olduğunu ifade eden Kaçar, "Sarkopeni genel olarak 35 yaşında başlar ve düzenli olarak kas yapıcı antrenman yapmayan yetişkinler her on yılda yaklaşık 2 ila 3 kilogram kas kaybeder. Özellikle 60 yaşından sonra sık görülür ve 80 yaşın üzerindeki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50'sini etkiler" ifadelerini kullandı. Bu hastalık için düzenli antrenman yapılması gerektiğini vurgulayarak önerilerde bulundu.
Sarkopeninin nasıl olduğunun tam olarak açıklanamadığına işaret eden Prof. Dr. Kaçar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Temelde hareketsiz yaşam ve düzenli egzersiz yapmama olmak üzere, testosteron azlığı, insülin direnci, büyüme hormonu azlığı gibi hormonal değişiklikler, yetersiz protein tüketimi, kas sinirlerinde bozulma, kronik inflamasyon, kasın protein üretme kapasitesinde azalma ve kas proteinlerinin yıkılmasında artma sebepler arasında gösterilebilir."
Kaç yaşında olursak olalım bir bardak suyu kaldırıp içebilmek için kaslarımıza ihtiyaç olduğunu anımsatan Prof. Dr. Kaçar, şunları söyledi:
"Günlük yaşam aktivitelerinin yerine getirilememesi yaşlıların bakıma muhtaç hale gelmesine neden olabilir. Bacak kaslarındaki zayıflıklar, dengesizliğe ve düşme riskinin artmasına yol açmaktadır. Bu da ev kazalarına, kalça kırığı başta olmak üzere kemik kırıklarına, kafa travmalarına ve hatta beyin kanamalarına sebep olabilmektedir."
Sarkopeni'nin yardımcı solunum kaslarını, boğaz ve yutak kaslarını da etkileyebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Kaçar, "Solunum kaslarındaki zayıflık, zatürre ve solunum yetmezliğini riskini arttırabilir. Boğaz ve yutak kaslarındaki zayıflığın yol açtığı hayati tehlike arz eden sorunlar özellikle endişe vericidir, çünkü boğulmalara yol açabilir. Yiyeceklerin veya içeceklerin nefes borusuna kaçma riski artar; bu da kişinin gıdaları soluk borusuna oradan da akciğere kaçırmasına ve ardından da aspirasyon pnömonisi dediğimiz akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu olayların yaşanması hastanede uzun süre kalma, ileri tıbbi müdahalelerin gerekmesi gibi sonuçlar doğurabilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Diğer yandan, yaşlı bireyler özellikle yeme içme sırasında yaşadıkları bu tür problemler nedeniyle bir süre sonra gıda almayı ya da su içmeyi riskli olarak algılayıp yeterince beslenemeyebilir ve yeterince sıvı-su tüketemeyebilir" ifadelerini kullandı.
Fizik tedavinin yutma ve solunumla ilgili kasları güçlendirmede önemli bir rol oynayabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kaçar, "Güvenli bir beslenme ortamı oluşturulması, doğru yeme-içme pozisyonunun öğretilmesi ve yutma terapisi, küçük lokmalar ile besinlerin yavaş tüketilmesi, katı ve sıvı besinlerin aynı anda alınmaması ve sıvı yoğunluğunun azaltılması besinlerin soluk borusuna kaçma riskini azaltacaktır. Aile üyeleri de fiziksel aktiviteyi teşvik ederek, proteinden zengin beslenme, fizik tedavi ve düzenli sağlık kontrolleri ile güvenli bir yaşam ortamı oluşturarak yaşlı yakınlarına destek olabilir" diye konuştu.
Prof. Dr. Kaçar, kasların zayıflamaması veya mümkün olduğunca geç zayıflaması için yaşam boyu alınabilecek önlemleri ise şöyle sıraladı:
"Düzenli egzersiz, uygun beslenme ve önleyici sağlık yöntemleri kullanılarak ömür boyu alınacak önlemlerle kas zayıflamasının önüne geçilebileceği gibi kişiye özgü tasarlanan ağırlık antrenmanını içeren düzenli fiziksel aktivitenin yaşlı bireylerde kas gücünü ve işlevini artırdığı gösterilmiştir. Yeterli protein alımı kas kütlesini koruyamaya yardımcı olur, çünkü proteinler kas onarımı ve büyümesi için gereklidir. Ayrıca, özellikle yaşlı bireylerin sağlık kontrollerini düzenli bir şekilde yaptırmaları, kas sağlığının izlenmesi ve erken dönemde gerekli müdahalelerin yapılması son derece önemlidir."
Günlük tüketilmesi gereken protein miktarının boy, kilo, yaş, cinsiyet ve günlük aktivite düzeyine bağlı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kaçar, "Bir yetişkinin günlük kilogram başına en az 0.8 gram protein tüketmesi gerekir. Örneğin egzersiz yapmayan 50 yaşında 63 kilogram bir kadında günlük protein ihtiyacı 53 gram iken, egzersiz yapan aynı yaşta bir kadında egzersiz yoğunluğu ve şiddetine bağlı olarak bu ihtiyaç 2-3 katına çıkabilir" dedi.
Protein dendiğinde ilk olarak kırmızı etin akla geldiğini de ifade eden Kaçar, son olarak şunları söyledi:
"Bunun yerine daha sağlıklı gıdalar tercih edilmelidir. Örneğin; 90 gram somon, alabalık veya mezgit 21 gram, 90 gram pişmiş hindi veya tavuk 19 gram; 170 gram yoğurt 17 gram, ½ su bardağı beyaz peynir 14 gram; ½ su bardağı pişmiş fasulye 8 gram; 1 su bardağı süt 8 gram; 1 yumurta 6 gram, 35 gram badem 7 gram protein içermektedir. Proteinin yanı sıra elbette karbonhidrat ve yağ gibi diğer besin gruplarının, vitamin ve minerallerin de günlük ihtiyaçları karşılayacak şekilde ve sağlıklı besin gruplarından karşılanması sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez gereksinimidir."
SON DAKİKA
-
00. 35
Konya İl Emniyet Müdürlüğüne Maksut Yüksek atandı
-
23. 34
FRANSA TARİHİNİN EN BÜYÜK SORUŞTURMASI | Eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, Kaddafi'den rüşvet aldı mı?
-
23. 28
Santa Maria Kilisesi’ne silahlı saldırı davası başladı
-
23. 09
KABİNE TOPLANTISI KARARLARI 6 OCAK 2025 | Kabine toplantısı kararları neler, emekli ve memura refah payı gelecek mi? Gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'da!
-
23. 09
DSÖ'den Gazze uyarısı: Bebekler donarak ölüyor
-
23. 07
EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI DÜZENLEMESİ SON DAKİKA 6 OCAK 2025 | En düşük emekli maaşı ne zaman artacak, ne kadar olacak?
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat: Öldürebilir! Bir Lezzet Uğruna Riske Girmeyin
Uyuşukluk, Karıncalanma, Kas Zayıflığı Varsa Dikkat! Sebebi Tatlı Zehir Olabilir! Uzmana Gitmekte Geç Kalmayın
Hava Yoluyla Kolayca Bulaşıyor! Bu Hastalığa Dikkat! Kovid-19'dan Sonra Bulaşıcı Hastalıklara Bağlı Ölümlerde İkinci Sırada
Çin’de 5 Yıl Aradan Sonra Salgın Alarmı: HMPV ve COVID-19’un Ortak Noktaları ve Farklılıkları Neler?
Geçmeyen Ağız Kokusu Hastalık Habercisi Olabilir! Peki Hangi Koku Hangi Hastalığı İşaret Ediyor? Diyabet, Bağırsak Tıkanıklığı, Böbrek Hastalıkları, Bakteri...