Erkekte kısırlık tedavisi ne kadar sürer?
Çocuk sahibi olmak isteyip kısırlık fark edildiyse hiç vakit kaybetmeden tedaviye başlamak oldukça önemli. Peki, erkeklerde kısırlık tedavisi ne kadar sürer? Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Kaan Aydos, erkeklerde kısırlık tedavisi hakkında bilgi verdi.
Çocuk yapmaya niyetlenen her çift hiç kuşkusuz bir an önce mutlu sona ulaşma heyecanı içine girer ve büyük kısmı da ilk bir yıl içerisinde hedeflerine ulaşır. Oysa asıl telaş, bunu başaramayan diğer ebeveyn adaylarında başlar. Milliyet.com.tr yazarı Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Kaan Aydos, erkeklerde kısırlık tedavisi hakkında bilgi verdi.
Tıbbi yönden önerilen, bir yıldan sonra çiftlerin doktor kontrolünden geçmeleridir. Bu aşamada hem erkeğin hem de kadının birlikte ele alınması ve tedavinin eş zamanlı yürütülmesi temel kuraldır. Çünkü her zaman tek bir neden bulunmaz, yaklaşık üçte birinde her iki eşe de ait kusurlar soruna eşlik eder. Kısırlık şüphesi ile tetkiklerine başlanılan çiftlerin yarısında ise erkekle ilgili bir durum söz konusudur. İşte, sorunun nereden kaynaklandığını anlayabilmek için ilk aşamada eşlerin her ikisi de muayene edilerek temel testleri yapılır. Erkeğin araştırılmasına ise sperm tahlili ile başlanılır.
ERKEKLERDE SPERM ANALİZİ
Sperm analizi, tedavinin gidişatını belirlemede en önemli yönlendiricidir. Tahlilde sperm sayısının normal olması veya azalması ile ölü ya da canlı hiç spermin çıkmadığı azoosperminin bulunması çok farklı tedavi uygulamalarını gerektirir.
Azoosperminin nedeni kanal tıkanıklığı ise, büyük kısmında cerrahi müdahale ile kısa sürede sperm çıkışı sağlanabilir.
Hormon eksikliğine bağlı hipogonadizim olan erkeklerde de yerine koyma tedavisi ile doğal yolla sperm çıkışı sağlanabilir ama bu 6 ay ya da daha uzun bir süreç alabilir. Ancak burada bahsettiğimiz kanal tıkanıklıkları ve hormon eksikliği bulunan azoospermi olguları, tetkike alınan erkeklerin ancak %15’ini oluşturur, geri kalanlarında ne yazık ki bu kadar kolay sperm elde etmek mümkün olmaz. Çünkü azoosperminin nedeni testislerde üretim bozukluğu ise bunların büyük kısmında tek çözüm ameliyatla testislerde sperm bulunmasına kalır. mikroTESE ameliyatı nonobstrüktif azoospermi olarak tanımladığımız böyle erkeklerin yarısına çocuk sahibi olmaları için fırsat vermiştir. Herhangi bir tedavi uygulamadan doğrudan TESE yapılırsa, nedene göre değişmekle birlikte olguların ortalama üçte birinde olgun sperm hücreleri elde edilebilecektir. Uygun olgularda ise bir süre medikal tedavi vermekle bu oran biraz daha artırılabilir.
Testiste kök hücrelerden olgun sperm oluşması 64-74 gün alır. Bunun anlamı, şayet bir ilaç tedavisi başlanırsa en az 3 ay devam edeceğidir. 6 aydan fazla tedavi sürecini uzatmanın anlamlı bir fayda sağlamayacağı kabul edilir. Benim de önerim, 3 ila 6 aylık bir tedavinin sonunda TESE ameliyatı ile testislerden sperm aranmasıdır.
Son yıllarda, modifiye ROSI tekniği kullanılarak tam olgunlaşmamış sperm hücreleriyle tüp bebek yapıldığında da gebelik görülebileceği gösterildi.
SPERM SAYISI ÇOK AZSA TEDAVİ NASIL PLANLANIR?
Sperm çıkışının olduğu ancak sayısı çok düşük olgularda tedavi süreci daha farklıdır. Bunlarda öncelikle sperm üretimindeki bozulmanın nedeni araştırılmalı ve uygun olanlarda sperm sayısını artıracak tedavi verilmelidir. Şayet kök hücrelerdeki hasar bu şekilde yanıt alınamayacak kadar ciddi ise, mevcut spermlerin kalitesini artırma yönünde bir tedavi başlanabilir. Bu da olmuyorsa, yine testislerden alınacak spermlerle tüp bebeğe geçilmesi düşünülebilir. Burada da anlamlı bir sonuç alabilmek için ilaç tedavisinin en az 3 ay devam etmesi önerilir.
Spermin doğal yolla yumurtayı dölleyebilmesi için öncelikle yumurtaya ulaşması gerekir. Bunun için de ileriye doğru güçlü bir hareket kabiliyeti olmalı. Spermin hareket bozukluğu genetik ya da yapısal bir nedenden kaynaklanıyorsa, ilaç tedavisi her zaman fayda vermeyebilir ve doğrudan tüp bebeğe geçilir. Bazen menide hareketli sperm çıkmamışsa, testislerden alınacak hücreler arasında hareketli olanları bulunabilir. İlaçtan fayda görecek metabolik bozukluğu olan spermlerde de erkeği en az 3 aylık bir tedavi süreci bekler. Ancak normal bir gebelik için spermin sadece hareketli olması değil, aynı zamanda genetik malzemesinin de sağlıklı olması gerekir. Bu anlamda DNA hasarları söz konusu olur.
DNA hasarının başlıca nedeni, ROS dediğimiz ve seminal plazmada birikmiş toksik metabolitlerin yol açtığı oksidatif stres tablosudur. Şayet doğru tanı konursa, 2-3 aylık antioksidan tedavi ile hasarlı spermler temizlenebilir. Oksidatif stres sadece spermin DNA’sını değil, aynı zamanda mitokondri ya da sentriol gibi organellerinin çalışmasını bozarak, enerjisini zayıflatabilir ya da döllenme kapasitesini düşürebilir. O nedenle de ortadan kaldırmadan bir tedavi sürecine girilmesi gebelik şansını azaltacaktır.
3 ila 6 aylık ilk tedavi girişimleri çiftlerin önemli bir kısmında sonuç verir. Geri kalanlarda ikinci bir tedavi sürecinin nasıl olacağına da buradan elde edilecek verilerin değerlendirilmesine göre karar verilir.
ERKEKTE KISIRLIK TEDAVİSİ NE KADAR SÜRER?
Netice olarak, çocuk sahibi olmaya niyetlenen çiftlerin doğal yolla bunu başarabilmeleri için, şayet riskli bir durum söz konusu değilse öncelikle bir yıl sabırla beklemeleri gerekir. Daha sonra tedavi süreci başlar. Yukarıdan da anlaşılacağı üzere bu süreç çok daha kısa da olabileceği gibi en fazla yaklaşık 3 ila 6 ay alacaktır. 3 ila 6 aylık ilk tedavi girişimleri çiftlerin önemli bir kısmında sonuç verir. Geri kalanlarda ikinci bir tedavi sürecinin nasıl olacağını da buradan elde edilecek verilerin değerlendirilmesi belirler. Tabii ki altta yatan nedene bağlı olarak süre değişebilir ama yine de genel seyir bu şekilde olacaktır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Hava sıcaklıkları 10 derece birden düşecek! Ani sıcaklık değişimine dikkat! Damar tıkanıklığı ve kalp krizini tetikliyor
Uzmanı uyardı! "Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz" Uzakdoğu'ya seyahat edenler dikkat
Vitamin mineral eksikliği tetikliyor! Büyüme ağrısını iyi tanıyın
Uzmanından sağlıklı dişler için altın tavsiyeler
Yorgun ya da sıçrayarak uyanıyorsanız aman dikkat! Uykuda ense terlemesi de önemli bir belirti... Meğer hepsi bu hastalığın sinyaliymiş