hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dr. Yavuz Dizdar: "Gıdadan artan parayla lüks alınırsa bu iş olmaz"

    Dr. Yavuz Dizdar: Gıdadan artan parayla lüks alınırsa bu iş olmaz
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Küba'nın kanser konusunda kaydettiği gelişmeler Türkiye'de de kanser hastaları için umut yaratıyor. Ancak Onkolog Dr. Yavuz Dizdar, kanser aşısı haberiyle, hastalığı tamamen ortadan kalkacağı gibi bir algı oluştuğunu belirterek aşının sadece bir önlem olduğunu hatırlattı. "Farkındalık" ve "tedavi"den önce hastalığı "önleme" üzerine kafa yormak gerektiğine dikkat çeken Dizdar, "Hazır gıdadan çıkarak, beslenme sistemini düzenlemek düzenlemek gerekiyor. Gıdadan artan parayla lüks alınırsa bu iş olmaz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Onkoloji uzmanı Dr. Yavuz Dizdar, Facebook canlı yayınında Cnnturk.com'dan Yasemin Gül'ün sorularını yanıtladı. Dizdar, beslenmenin önemine bir kez daha dikkat çekti, ambalajlı gıdadan uzak durma çağrısı yaptı, özellikle çocukların beslenmesi için "Mutlaka ev yemeği yapılmalı" dedi. 

    Küba'da bulunduğu söylenen aşısı hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Ekip aşağı yukarı 5 yıl önce bizim enstitüye gelip önce Sağlık Bakanlığı'yla ondan sonra bizimle görüşmek istediler. 10 saniyelik bir mikroskobik çekim gösterdiler. Biraz animasyon gibi diyeceğim ama animasyon da değil. Ardından birkaç soru sorduk bunların cevabını veremediler ve gittiler.  Aynı ekip bugün aşı başarılı şeklinde bir açıklamada bulundu. Ama bu aşı tamamen bilimsel anlamda onaylandı her hastalığın üstesinden gelecek diye bir durum yok. 2012’de onlar tarafından yapılmış yayınlanmış bir araştırma sonucunda çok az fayda gösteriyor dolayısıyla ortada tedavi ettik başardık gibi bir durum söz konusu değil.

    Peki sizin çevrenizde bu tür hastalar var mı bu aşı hakkında umutlananlar oldu mu?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aşı tamamen hastalığı kaldıracakmış gibi ister istemez öyle bir algı oluşuyor ve bu da kötüye kullanılıyor çünkü aşı sadece bir önlemdir. Bu tür ilaçlar zaman zaman Türkiye’de de piyasaya sunulması için devlet televizyonundan da tanıtıldı. Böyle ilaçlar öyle bir kamuoyu dalgalanması yaşattı ki arkaplanda ne varsa hepsini kapatıp gölgelediler. Dolayısıyla mevcut olan bilgiyi bir süzgeçten geçirmeleri gerekiyor. 

    Hastayı umutla yıllarca ayakta tutabilirsiniz

    O zaman biraz daha gerçekçi yaklaşalım, diyelim ki bir kanser hastası size geldi kanser olduğunu öğrendi bu konuda ilk olarak hastanın daha sonrasında da yakınlarının ne yapması gerekir?

    Hasta için en önemli olanı moraldir. İnsanı umutla yıllarca ayakta tutabilirsiniz. Mevcut olan tedaviyi de uygulayacaksanız eğer hastaya zarar vermeyecediğinden emin olun. Çünkü genellikle ikinci tedaviye kadar kolaylıkla kabulleniyorlar arkasından metabolik olarak ağırlığını hissetmeye başlıyorlar ve hasta bize yürüyüp gelirken 2 ay sonra çok ciddi anlamda çökmüş olduğunu görebiliyorsunuz ve bunun tedaviden mi yoksa hastalıktan mı olduğunu kimse ayırt edemez.

    Psikolojik açıdan baktığımızda kemoterapi hastaları aslında düşünce açısından iyileşeceğim diye düşünerek olumlu, fakat görüntü açısından olumsuz gözüküyorlar siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Doğru kullanırsanız bir işe yarayabilir. Üç hafta gibi kısa sürede uygulanması ise zorluğu belli vücudun rejenarasyonu yenilenmesiyle ilgili bir zaman kaybı var. Şu an kemoterapinin etki mekanizmasının gerçekten doğru olup olmadığınından da emin değilim. Şu anda baktığınızda ne tıp ne bununla ilgili dernekler ne de hasta hakları savunucuları hastalığı önlemekten bahsediyor. Farkındalıktan ve tedavi etmekten bahsediyorlar.

    Dr. Yavuz Dizdar: Gıdadan artan parayla lüks alınırsa bu iş olmaz

    Peki ne yapmamız gerekiyor önerileriniz nelerdir?

    Yapacağınız beslenme sistemini düzenlemek. Hazır gıdadan çıkmak gerekiyor. Eğer turistik faaliyet istiyorlarsa İstanbul’da çok kalbur üstü marketler var. Bilinenin de dışında olanlar lütfen gitsinler oraları bir turist olarak gezsinler, malların kalitesine baksınlar ve kendi bildikleri en yaygın marketle gezdikleri marketler arasında karşılaştırma yapsınlar o zaman ne demek istediğimi anlayacaklar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hangi ekmeği tüketmeliyiz?

    Uzun ömürlü gıdalar sağlığa zararlı mıdır?

    Suni tatlandırıcılar sağlığa zararlı mıdır?

    Bu üçüne dikkat: Yoğurt, piliç ve yumurta 

    Evde  bişeyler hazırlarken ne yiyip içmemizi önerirsiniz?

    Bulabiliyorsanız yöresinden getirtin. Bulamıyorsanız eğer o zaman pazardan alın. Ambalajlı, markalı üründen uzak durun. Markalı ürün dediğimiz zaman değer kaybı kuraldır.

    Bunun içine hepsini katıyor musunuz?

    Hepsini içine aşağı yukarı katarım. Çünkü katmayacağım kısmı göz ardı edilebilecek kadar küçük kalıyor. Mesela hiç bozulmayan lor peyniri üretmişler yani lor peyniri dediğinizin ömrü birkaç gündür. Tereyağ vb. onlara ambalajda oldukları için hiçbirşey olmuyor. Bu şekilde bir beslenme sistemi insan vücudunun kaynaklarını ortadan kaldırıyor. Çünkü bir kaynağa sahipsiniz o kaynak yerine gelmediği sürece kanser kemoterapisi daha çok ağırlaşıyor ondan sonra hastaya hiçbirşey yememelerini söylüyorlar.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hasta bu sefer kaynak koyamadığı için kemoterapinin ek toksisitesine maruz kalıyor çünkü o ilaçların vücuttan atılabilmesi için bir şekilde detoks mekanizmasından geçirilmesi lazım ve bunun için bir kaynak gerekiyor. O yüzden yoğurdu evde yapmalısınız, piliçten uzak durun çünkü yarı kimyasal bir ettir, yumurtayı da organik birşekilde bulmanız gerekiyor çünkü bunların üçü ciddi anlamda değişmiş ve çok fazla tüketiliyor. Bunların yanında endüstri sayesinde hiçbirşey bilmediğimizi anladık çünkü biraz okuduğunuzda hayvanı nasıl hızlı büyütebildiklerini tıbbın cehalet dönemini yaşadığını farkettik ve şu an esas amaç tıbba yeni bir soluk getirmek.

    Meyve ve sebzede de çok fazla tarımsal ilaç var bunun hakkında düşünceleriniz neler?

    İnsanlar bu kadar ihtiraslı ve para tutkunu oldukları sürece bu iş bitmez. Çünkü bunun ucunda adam ordan artırdığı parayla gidip lüks malzeme alıyor. Bu şekilde bir dünya zihniyetiyle biryere gidemezsiniz. 

    Süzme peynir yapay bir yiyecek

    Gelelim şekere. Bir ihtiyaç mı yoksa alışkanlık mı?

    Şeker büyük bir ihtimalle alışkanlık. İnsanları kısmen mutlu ediyor ama bir miktar da bağımlı yapıyor. Şeker şahsi seçimleri değiştirmek açısından bir basamak olabilir. Sorunun merkezinde çok fazla miktarda şekeri içeren saflaştırılmış içecek yer alıyor. Bir litrelik içeceğin bir gofretten çok daha zararlı toksinler içermesi diyabet ve diğer hastalıklara yol açıyor.

    Hazır tavuklar, market yumurtaları, yoğurt ve süzme peynirlerden sonra şeker markalarına o kadar da kızamıyoruz. Özellikle süzme peynir yapay bir yiyecek.

    Hamburger menülerinde asitli veya şekerli içekeler sıcak havalarda bizi serinletse de diyabet gibi birçok hastalığın kapılarını açıyor. Patates kızartması olarak sunulan yemek aslında çabuk pişen bir karışım, patates değil. Hamburgerin içinde bulunan et değil 14 yıl durabilen bir madde.

    Dr. Yavuz Dizdar: Gıdadan artan parayla lüks alınırsa bu iş olmaz

    Okul kantinleri ve yemekhaneleri çocuklar için bir tehdit mi?

    Okullarda henüz sağlıklı bir satış görmedim, kantinlere müdahale edilmeli. Kantinler firmalarla anlaşıyor. Nitekim bir dönem pizza firmasında olan kantin bir dönem piliç firmasına geçiyor. Doğal olarak her firma kendi ürününü satmaya çalışıyor. Bu şekilde bir beslenme de sağlığa zarar veriyor.

    Çocuklarınız yanına beslenme hazırlasanız bile o yiyecekleri yemiyorlar, çünkü çocuklar da arkadaşlarıyla beraber bir şey yapmak istiyor. Arkadaş ortamlarının getirisi kekler çikolatalar gibi zararlı yiyecekler oluyor.

    Bakanlığın "müdahale ettik" demesi romantik bir davranıştır sonuca hiçbir zaman yansımaz, kökten bir değişiklik gerekiyor fakat kökten değişikliği vatandaş isterse yaparlar.

    Çocuklar için önerdiğiniz yiyecekler var mı?

    Evde mutlaka ev yemeği yapmalı bu yemekleri çocuklarına tanıtmalılar. Çocuklar ev yemeklerini reddetmezler ancak siz yapay tatlandırılmış yiyeceklere çocuğu alıştırırsanız evde yapılan yemek ağır gelir.

    Anneler hijyeni ambalaj olarak nitelendirmesinler. "Mikroplardan arındıralım ambalajlı alalım" diye düşünürlerse bu çocukların vücutları kurur.

    Hazır yiyeceklere Sağlık Bakanlığı neden müdahale etmiyor?

    Bakanlığın bütçesi hazır yiyecekler üzerine kurulu. Müdahale yetkisi de elinden alındı. Böyle olmasa bile müdahale etmeleri ambalajları kontrol etmek ve temizliği denetlemek. Gıda hazırlanan ortamın, yerlerin, fayansın vs temizliği de işin içinde. Biz fayansları yemiyoruz ki sonuçta.

    Gen terapisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Bu güne kadar uygulamasını ve başarısını göremedik. Sorun tedavinin mantığında değil hedeflemede, yalnızca kanserli hücrelere yerleşip normal hücrelere yerleşmeyecek bir ilaç üretilmek isteniyor. Böyle bir ilaç bu güne kadar bulunmamakta.

    Kansere karşı ne iyi gelir?

    Siz kanser olmamaya çalışın, kanserden sonra ne iyi gelir kısmı ayrı bir mecradır ve ticaridir.

    Meme kanserine karşı neye dikkat etmeliyiz?

    Neden olduğunu bilmediğimiz bir şeyde, dikkat edilmesi gereken unsurları veremeyiz. İnsanlara yalnızca doğaya dönün, sağlıklı şeylere yönelin diyebiliyoruz. Tümör vücuttan çıkabilir ancak içerde hastalık haline dönüştüyse vücudun tümünü etkilemiştir artık o ayrı bir mecradır bu yüzden meme kanseri olanlar, kanser oldum diye panik yapmamalı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow