Doğal afetler Parkinson'u tetikliyor!
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh, yoğun stres ve endişenin Parkinson’a neden olmamakla birlikte hastalık bulgularının ön plana çıkmasına neden olabileceğini belirterek “Marmara depremi sonrasında pek çok kişide yeni hastalık bulgularını gözlemledik. Bu durum mevcut olan ve böyle bir stres yaşamasalardı belki aylar sonra ortaya çıkacak belirtilerin erken görülmesine sebebiyet verdi” dedi.
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh, Parkinson’a ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Zırh heyecan, üzüntü, sıkıntı, stres gibi durumların Parkinson’a neden olmamakla birlikte hastalık bulgularını ortaya çıkardığına dikkati çekti. Beyinde dopamin salgılayan hücrelerin azalması veya hasara uğramasıyla ortaya çıkan Parkinson’un yaşlılık hastalığı olarak tanımlandığını belirten Op. Dr. Zırh, şu bilgileri verdi:
“Bu eksikliğe bağlı olarak hastalarda katılık, titreme, tutukluk, yavaşlık, yüz hatlarında donukluk, maske yüz ifadesi, küçük adımlarla öne eğik olarak yürüme gibi bir takım bulgu ya da bulgular ortaya çıkabiliyor. Parkinson hastalığı 60 yaş üzeri kişilerde görülmesine rağmen hastaların yüzde 5 ile 10’unda başlangıç yaşı 20 ile 40 yaşları arasında olabiliyor. Toplumda daha çok ileri yaş hastalığı olarak bilinse de Parkinson gençlerde hatta çocuklarda da görülebiliyor.”
“Yoğun stres hastalık bulgularını ön plana getirebilir”
Op. Dr. Zırh, Marmara depremi örneğini vererek yoğun stres ve endişenin Parkinson’un bulgularını ön plana çıkarabileceğine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu: “Heyecan, üzüntü, sıkıntı, stres Parkinson’a neden olmamakla birlikte hastalık bulgularını ön plana çıkartabilir. Bu nedenle sıklıkla muayene sırasında hastalardan zor bazı sayıları geriye doğru saymalarını veya zor bazı soruları cevaplamalarını isteriz. Bu durumda normalde dikkat çekmeyen titreme veya istem dışı hareketler gibi bazı bulguları da muayene sırasında daha dikkat çekici olarak gözlemleyebiliriz. 1999 yılındaki Marmara depremi hemen sonrasında da yoğun stres ve endişe nedeni ile pek çok kişide yeni hastalık bulgularını gözlemledik veya kendileri fark ederek doktora başvurdular. Bu durum onlarda zaten mevcut olan ve böyle bir stres yaşamasalardı belki aylar sonra dikkatlerini çekecek olan bazı hastalık belirtilerinin erken teşhisiyle birlikte hekimlere daha erken başvurmalarına sebebiyet verdi.”
“Beyin pili ile hayatlarına geri dönüyorlar”
İlaç tedavisine yeterli yanıt vermeyen, şiddetli titreme nöbetleri geçiren Parkinson hastalarında beyin pilinin başarılı sonuçlar verdiğini ifade eden Op. Dr. Zırh, “Beyin pili uygulaması sonrasında hastalar, çarpıcı biçimde iyileşiyor ve normale yakın yaşamlarına dönebiliyor. Bir başka deyişle, beyin piliyle hastalarımızı yeniden hayata bağlayabiliyoruz” dedi. Op. Dr. Zırh, cerrahi bir yöntem olan beyin pili ameliyatını ve sonuçlarını ise şu şekilde açıkladı: “Beyin pili ameliyatı iki kısımdan oluşuyor ve yaklaşık 4-5 saat gibi bir sürede tamamlanıyor. Bu ameliyatlarda beyindeki hastalıktan sorumlu hücrelerin yerleri tek tek elektriksel aktiviteleri dinlenerek tespit ediliyor ve beyin içerisine iki tane elektrot takılıyor. Ameliyat esnasında hücrelerin sesi dinlenirken hasta uyanık oluyor ve konuşa konuşa operasyonu gerçekleştiriyoruz. Elektrotlar yerleştirildikten sonra ise göğüs bölgesinde cilt altına kalp pili gibi bir pil takılarak elektrotlara elektrik akımı veriliyor. Beyin pili ameliyatı sonrası hastanın pilleri ayarlanarak hastanın günlük yaşantısına dönmesi sağlanıyor. Ayakkabısını bağlayamayan, gömleklerini ilikleyemeyen, yardımsız yaşayamayan, sosyal hayattan kopan hastalar, beyin pilinden sonra yeniden bağımsız yaşama, sosyal hayatlarını geri kazanma ve işlerini yeniden rahatlıkla yapabilme şansını bulabiliyorlar.”