Çölyak hastalığı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
Bebeklik çağından yaşlılığa kadar her dönemde ortaya çıkabilen çölyak hastalığı, belirtileri ve yol açtığı rahatsızlıklar nedeniyle “binbir surat” olarak biliniyor. Buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan glüten maddesi, genetik yatkınlığı olan kişilerde ince bağırsaklarda tahribata neden oluyor. Hastalığın en etkin tedavisi ise glütenden uzak durmak. Migren, depresyon, kemik erimesi, infertilite, huzursuz bağırsak sendromu gibi birçok hastalığın temelinde de çölyak yatabiliyor.
Çölyak, zannedildiği gibi modern çağın hastalığı değil. Kökeni milattan öncesine dayanıyor ve dünyanın en yaygın genetik hastalıklarından biri olarak gösteriliyor. Çölyak, ince bağırsağı ve birçok organı tutan, bağışıklık sistemini etkileyen bir hastalık. Eski Yunancada karın anlamına gelen “coeliaca” kelimesinden adını alan hastalığın izlerine M.Ö. 1. yüzyılda bile rastlanıyor.
Arkeolojik kalıntılar insanoğlunun Mezopotamya’daki ilk ıslah edilmiş buğdayla beslenmeye başladığından itibaren bu hastalığa yakalandığına gösteriyor. İlk tanı ise 1888'de İngiliz patolog Samuel Gee’nin hastalığın histolojik bulgularını ince bağırsak biyopsilerinde göstermesiyle konulmuş. Hastalığa yol açan etken maddenin buğdaydaki glüten olduğu ise 1950’lerde kesinleşti.
Yanlış: Çölyak yaygın bir hastalık değildir!
Çölyak, aksine, dünyada en yaygın görülen hastalıklardan biri. Hastalığın tanımlandığı ilk yılarda görülme sıklığının 4 bin ila 5 bin kişide bir olduğu düşünüldüğünü belirten Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Şafak Kızıltaş “Oysa bugün yapılan çalışmalar, birçok toplumda ve ülkemizde çölyak hastalığının her 100 kişiden birinde gözlendiğini ortaya koyuyor." diyor.
Bu oran Kuzey Avrupa’da 60-70 kişide bire, Batı Avrupa’da da yüzde 5-6’ya çıkıyor. Tanımlanan hastaların sayısına bakıldığında, bunun buzdağının su üstündeki bölümü olduğu benzetmesi yapılabilir. Saptanamayan hastaların çok daha büyük bir kitle olduğu düşünülüyor.
Yanlış: Çölyak, genetik bir hastalık değildir
Hayır! Bu hastalık genetik geçişlidir. Çölyak, tek yumurta ikizlerinden birinde varsa diğerinde de yüzde 75 oranında görülüyor. Birinci derece akrabalarda yüzde 20, ikinci derece akrabalarda da yüzde 5 oranında rastlanıyor.
Yanlış: Çocuklukta ortaya çıkar
Çölyak hastalığının ortaya çıkış bulguları çok farklı olabilir. Süt çocukluğu, oyun çocukluğu gibi erken dönemlerde ortaya çıkabildiği gibi, 70 ve 80 yaşlarında tanımlanabilen geç olgular da bulunuyor. Yani çölyak, her yaşta görülebilen bir hastalık.
Yanlış: Çölyak hastalığının tek belirtisi şişlik ve karın ağrısıdır
Çölyak’ın birçok belirtisi vardır. Klasik bulguları karın ağrısı, ishal, kansızlık, kilo alamama, boy kısalığı, fiziksel ve ruhsal gelişme geriliği, diş minesinde sorunlar ve kemik erimesidir.
Yanlış: Çölyak yalnızca sindirim sisteminde hastalık yapar
Aksine, çölyak tüm vücut sistemlerinde çeşitli hastalıklara neden olabilir. Kadınlarda âdet düzensizliği, kısırlık, hamilelikte sık düşükler çölyaktan kaynaklanabilir; çok farklı hastalıklara yol açabilir.
Çölyak, karaciğer fonksiyonlarında sorun, kalp kası bozukluğu, D ve B grubu vitamin eksikliği, folik asit eksikliği, dermatit, ağızda aft, ülser, nörolojik bozukluklar, depresyon, böbrek ve eklem hastalıklar gibi farklı sorunlara neden olabilir.
Yanlış: Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni çölyaktır
Huzursuz bağırsak sendromu, farklı bir hastalıktır. Ancak çölyak görülme sıklığının, dispepsi (karında ağrı, gerginlik, erken doyma, iştahsızlık, bulantı, geğirme) ve huzursuz bağırsak sendromu sorunu olan hastalarda yüzde 2-3'e çıktığı biliniyor.
Yanlış: Glüteni azaltmak çölyakı tedavi eder
Bir çay kaşığının sekizde biri kadar un tüketilmesi halinde bile, alınan glüten hastalığı tetikliyor.
Mekanizma şöyledir:
Yiyeceklerin bağırsaklardaki emilimi sırasında vücudun savunma mekanizması glütene karşı savaş açar ve antikorların ince bağırsaktaki fırçamsı yüzeye saldırmasıyla bağırsak duvarında hasar olur.
Bu hasar nedeniyle besin maddeleri emilmeden sindirim sistemi yoluyla atılır.
Glütenli besinlerin az tüketilmesi sorunu bir parça hafifletse de tedavi etmez. Çölyak hastaları bu sorunla karşılaşmamak için içinde hiç glüten barındırmayan yiyecekler yemelidir.
Yanlış: Çölyak tanısı için kan tetkiki yaptırmak yeterlidir!
Çölyak hastalığının tanısında yalnızca kan tetkiki yeterli değldir. Tanı için en önemli yöntem, hekimin muayenesi, hastanın öyküsünün iyi dinlenmesi ve hekim farkındalığıdır.
Kan tetkiklerinde çölyak antikorlarına bakılldığını belirten Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Şafak Kızıltaş çölyak antikorlarının (Anti-EMA IgA, Anti-ttg IgA) pozitifliği oranı hastalıkta yüksek olduğuna dikkat çekerek ince bağırsak biyopsilerinin alınması gerektiğini belirtiyor.
Bazen ince barsak biyopsileri de yeterli gelmeyebilir. Bu gibi durumlarda doku tipi tayininin yapılması (HLA DQ2-HLA DQ8) önerilmektedir. Çölyak hastalarının yüzde 95’inde bu doku tipleri pozitiftir, bu nedenle çölyak hastalığının olup olmadığını göstermede önemli rol oynar.
Yanlış: Glüten içeren yiyeceklerden uzak durmak yeterlidir
Çölyak tedavisinde en etkin yöntem, glüten içeren yiyecekleri yememek olsa da, yine glüten içeren temizlik ve kozmetik ürünlerinden de uzak durulması gerekir.
Yanlış: Glütensiz yiyecek diyetine zaman zaman ara verilebilir
Bu hastalığın tedavisinde en önemli adım, glüten tüketimine son verilmesidir. Üstelik bu diyetin hiç ara verilmeden ömür boyu sürdürülmesi gerekir.
Diyetine özen gösteren kişilerin ince bağırsağında 6-12 haftada düzelme başlar. Bir yılın sonunda da hastaların yüzde 70’inde tam iyileşme sağlanır.
Bir yılda düzelmeyen hastalarda bağışıklık sistemini baskılayan bazı ilaçlar kullanılır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dinlenirken ortaya çıkan bel ağrısına dikkat!
Egzamanın bilinmeyen sebebi! Kıyafetler gözden geçirilmeli
Canan Karatay Tavsiye Etti! Günde 1 Bardak İçmek Yeterli! Serotonini Artırıyor, Stres Ve Anksiyeteyi Azaltıyor!
Kış aylarında çocuklarda soğuk algınlığı vakaları artıyor
Mideyi Rahatlatan 7 Besin! Şişkinlik Ve Gazı Yok Ediyor! Limon, Nane, Avokado, Muz Ve Kavunun Gücü! Böyle Tüketirseniz...