Çocuğunuz ateşlendiğinde bu 8 hatayı sakın yapmayın
Kış aylarında, özellikle okul çağındaki çocuklarda ateşle seyreden grip gibi üst solunum yolu hastalıkları sıkça kapımızı çalıyor. Bu tabloda ebeveynlerin en büyük kaygılarından biri ise çocuklarının yüksek ateş nedeniyle havale nöbeti geçirmesi ve bunun sonucunda beyninde kalıcı bir hasar oluşması. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Altay Yücel çocuklar ateşlendiğinde ebeveynlerin kaçınmaları gereken 8 hatayı anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Altay Yücel ateş yükseldiğinde hemen paniğe kapılmamak gerektiğine dikkat çekerek, “Ateş vücudun bağışıklık sistemine bir yanıtıdır, bir başka deyişle vücudumuz zararlı mikroorganizmalarla savaşmak için ateşi yükseltiyor. Yüksek ateşin ve/veya eşlik eden havalenin beyne kalıcı zarar vermesi için altta menenjit veya ensefalit gibi ağır bir tablo olması gerekiyor. Üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı ateşli havalelerde ise kalıcı bir hasar olmuyor” diyor. Ancak çocukların ateşi yükseldiğinde ebeveynlerin yine de doğru müdahalede bulunmaları çok önemli, çünkü hatalı davranışlar sonucunda hipotermi, havale ve ilaç zehirlenmesi gibi tablolar gelişebiliyor.
Hata: Soğuk suyun altında tutmak
Doğrusu: Ateşi yükseldiğinde çocuğu soğuk veya buzlu suyun altında tutmak çok tehlikeli. Soğuk suda ısı vücut içinde kalıyor ve bunun sonucunda ateş daha da yükseliyor. Ayrıca grip veya zatürre gibi enfeksiyonlara yakalanma riski artıyor. Dolayısıyla su ne sıcak, ne de soğuk olmalı.
Hata: Ateşi hızla düşürmek
Doğrusu: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Altay Yücel yüksek ateşi hızla düşürmenin de doğru olmadığını belirterek, “Çünkü ateşi hızlı düşüren ilaçlar hipotermiye, bir başka deyişle vücut ısısının aniden düşmesine yol açabiliyor. Ayrıca fazla ilaç tüketimi ilaç zehirlenmelerini tetikleyebiliyor” diyor.
Hata: Antibiyotik kullanmak
Doğrusu: “Her ateşli durumda antibiyotik kullanılması doğru değil” uyarısında bulunan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Altay Yücel bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü ateş diş çıkarma, aşı sonrası veya sıcak ortamda kalmaya bağlı da gelişebiliyor. Ayrıca enfeksiyonların büyük bir kısmı antibiyotik tedavisinin etkili olamadığı viral enfeksiyondan kaynaklanıyor. Bu tür durumlarda antibiyotik tedavisi fayda etmeyeceği gibi, vücutta antibiyotik direncinin gelişmesine ve çocuğun bağırsak florasının bozulmasına neden olabiliyor. Bağırsak florası bozulursa hastalıklara karşı direnç azalıyor, ileri yaşlarda otoimmün (romatizmal hastalıklar, ülseratif kolit, multipl skleroz vs) hastalıklara yakalanma riski artıyor”
Hata: Vücudu susuz bırakmak
Doğrusu: Dr. Özlem Altay Yücel vücudu susuz bırakmanın da ateşin düşmesini önlediğini hatırlatarak, “Su tüketimi veya sıvı kaybı varken damar yolundan sıvı vermek, zararlı mikroorganizmaların azalmasına, bağışıklığın artmasına ve damarların genişleyerek ateşin düşmesine katkı sağlıyor. Bu nedenle ateşli durumlarda çocuklarda su tüketimi mutlaka artırılmalı” diyor.
Hata: Kalın giydirmek
Doğrusu: Sıcak ateşi daha da yükselterek havaleyi tetiklediği için çocuğunuzu kalın giydirmeyin ve vücudunu sıcak tutmayın. Ateşin derecesine göre üstünü inceltin. Örneğin üzerinde ince bir atlet-bez kalabilir. Ateş yükselip 40 dereceye ulaşırsa tamamen soyun ve ılık duş aldırın. Ateş hafifken çocuğun titremeye başlaması ateşin aniden yükseleceğinin habercisi oluyor. Bu durumda oda ısısını yükseltmeyin, çünkü vücut ısısının yükselmesi nedeniyle ateşli havale riski artıyor. Oda ısısını 22-23 derece arasında tutmaya dikkat edin.
Hata: Alkol içeren suyla kompres yapmak
Doğrusu: “Yüksek ateş olduğunda eklem yerlerine alkollü su veya aspirin eritilmiş suyla kompres yapılmasını da önermiyoruz” diyen Dr. Özlem Altay Yücel sözlerine şöyle devam ediyor: “Çünkü bu maddeler ciltten emilerek, özellikle küçük bebeklerde zehirlenmelere yol açabiliyor. Ayrıca sirkeli suyun da yüksek ateşte iyi geldiğine dair bir kanıt yok. Eklem yerlerine ılık suya batırılmış bezlerle kompres yapabilirsiniz”
Hata: Hatalı ilaç kullanmak
Doğrusu: Ateş düşürücü olarak aspirin kullanmak da ebeveynlerin kaçınmaları gereken bir başka önemli hatayı oluşturuyor. Bunun nedeni ise aspirinin bazı ateşli hastalıklar sırasında Reye sendromu denilen ve karaciğer yetmezliğine (karaciğer enzimlerinde yükseklik ve şuur kaybı) kadar gidebilen bir tabloya yol açabilmesi. Bunun yanı sıra ibufen içeren ilaçlar da 6 ay altındaki bebeklerde açık olan bazı kalp damarlarında kapanma yapabildiği için kullanılmamalı. Bu ilaçlara ancak doktora danışılarak ve acil durumlarda, yani hemen doktora gidilemeyecekse veya ateşe eşlik eden ciddi bir durum yoksa-evde 48-72 saatlik takip sırasında başvurulabilir.
Hata: Zor sindirilen gıdalarla beslemek
Doğrusu: Yüksek ateşte yapılan bir başka önemli hata ise çocuğu yağlı ve zor sindirilen gıdalarla beslemek oluyor. Vücut mikroplarla savaşırken zor sindirilen besinleri parçalamakta güçlük çekiyor ve bu işlevini yerine getirirken metabolizmanın hızlanması nedeniyle ateşi düşürmek zorlaşıyor. Çocuklar ateş sırasında genelde iştahsızlık oldukları için her zaman tükettiği besinlerde ısrar etmeyin; devam sütü, yoğurt, ayran ve çorba gibi sıvı gıdalarla besleyin.
Yüksek ateş ne zaman tehlikeli?
Yüksek ateşte ebeveynlerin en çok merak ettikleri konu, “ Ne zaman doktora başvurmalıyız?” oluyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Altay Yücel bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “0-1 yaş arasındaki bebeklerde fazla beklemeden mutlaka doktora başvurmak gerekiyor. Bir yaşından sonra ise çocuğun ateşi 39 dereceyi buluyorsa veya ateşe eşlik eden aşırı halsizlik-iştahsızlık, öksürük, ishal ve kusma gibi sıvı kaybettiren bir durum varsa hiç beklemeden hastaneye başvurulması çok önemli”
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
BARDAK BARDAK İÇMEYİN! Kimine göre şifa kimine göre zehir! Karaciğeri ve böbrekleri iflas ettiriyor
El, ayak, ağız hastalığı yetişkinlerde de görülebilir! Semptomları hafifletmek için pratik yöntemler
Hamam ve sauna kalbin yükünü arttırıyor
Kış aylarında sağlıklı nefes aldırmıyor! Burun tıkanıklığının yol açtığı 8 önemli sorun
GRİP Mİ, KOVİD Mİ? Virüs saldırısı altındayız