Hastalığa yakalanmış kişilerin kabarcıklar ortaya çıkmadan veya döküntüler kabuk bağladıktan sonra virüsü yayma tehlikesinin bulunmadığını belirten Dr. Gülcan, virüsün başkalarına geçmesini önlemek için yapılması gerekenler konusunda şu bilgileri verdi:
“Virüsün başkalarına bulaşmasını engellemek için yapılması gerekenlerin başında döküntü bölgesinin örtülü tutulması geliyor. Ayrıca, kişisel giysi ve havlu gibi eşyalar başkalarıyla paylaşılmamalı. Özellikle suçiçeği aşısı olmamış, bağışıklığı düşük hamile kadınlar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kanser hastalarında ve bir aylıktan küçük bebeklerde enfeksiyon ağır seyredebileceğinden temas etmekten kaçınılmalı. Temas gerektiren sporlardan uzak durulmalı. Bir diğer önemli nokta ise el hijyeni. Döküntüyle temas halinde eller mutlaka yıkanmalı.”
TEDAVİDE AMAÇ HASTALIĞIN SÜRESİNİ VE ŞİDDETİNİ AZALTMAK
Zona iyileştikten sonra bile birçok hasta postherpetik nevralji olarak bilinen orta ila şiddetli ağrıdan muzdarip olmaya devam ettiğini söyleyen Dr. Gülcan, “Bu nedenle teşhisin erken konulup, ilk 2-3 gün içinde anti-viral tedaviye başlanılması komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir. Zona tedavisinde kullanılan ilaçlarla, virüsün yayılması kontrol altına alınabilir. Aynı zamanda enfeksiyonun süresini ve şiddetini de azaltmak mümkün. Ancak ilaçların etkinliği şikayetler başladıktan sonraki ilk 72 saatte en yüksek olduğundan tedaviye erken başlanması çok önemlidir.
Bunun dışında ağrıyı hafifletmek ve kontrol altına almak için ağrı kesici ilaçlar, döküntü üzerine antibiyotikli kremler de kullanılmaktadır. Bu noktada önemli nokta zamanında hekime başvurmaktır. Ayrıca postherpetik nevralji ve diğer komplikasyonlardan korunmak adına 50 yaş üstü, kronik hastalığı olan kişilerin mutlaka zona aşısı yaptırmaları son derece önemlidir” diye konuştu.