50 yıl önce 1000 çocukta 1 olan otizm sıklığı, 40 çocukta 1'e yükseldi
AKDENİZ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, son yıllarda otizm görülme sıklığında artış yaşandığına dikkati çekerek, 50 yıl önce 1000 çocukta 1 görülen spektrum bozukluğun, şu an 40 çocukta 1'e düştüğünü, 200-300 yıl sonra ise toplumun yarısına yakınının otizm belirtilerine sahip olabileceğini açıkladı.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatri Derneği Travma Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, 2 Nisan'ın Dünya Otizm Günü olduğunu, nisan ayı boyunca otizm farkındalığını arttırabilmek açısından çeşitli aktivitelerin yapıldığını anlattı. Son yıllarda otizmli sayısında artış olduğunu belirten Doç. Dr. Nasıroğlu, 50 yıl önce 1000 çocukta 1 olarak görülen spektrum bozukluğun, şu an 40 çocukta 1'e indiğini açıkladı. Otizm belirtilerinin gün geçtikçe arttığını kaydeden Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, 200-300 yıl sonra toplumun yarısına yakınının otizm belirtilerine sahip olabileceği öngörüleri olduğunu söyledi.
'BİRÇOK FAKTÖR ARTIŞIN SEBEBİ'
Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, “Artışın tamamını farklılık artışına ya da tanı konan çocuk olarak psikiyatrideki artışa bağlamak çok doğru değil. Muhtemelen şu an tanımlayamadığımız, şüphelendiğimiz ama ileride daha iyi belirleyebileceğimiz birçok faktör, sıklık artışının sebebi olarak görülmektedir" dedi.
Otizmin sözel olmayan iletişim problemleri olduğunu belirten Doç. Dr. Nasıroğlu, “Sözel olmayan derken aslında dil gelişiminin dışındaki belirtilerden bahsediyoruz. Göz temasındaki yetersizlikler, ortak dikkat becerileri, yani karşı tarafın niyetini anlayabilmek, empati yapabilmek, kendi niyetini ifade etmek, ortama uygun bir şekilde sosyal becerilere sahip olabilmek, belli bir olay karşısında alternatif düşünceler ortaya çıkarmak gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilerin bir kısmı otizmin dışındaki diğer bozukluklarda da görülüyor. Sosyal iletişim kusurları, aynı zamanda diğer farklı bozukluklar da görülebiliyor. Tanı koyarken bu tür hususları dikkate almakta yarar var" diye konuştu.
ÇOCUĞUNUZ GÖZ TEMASI KURMUYORSA DİKKAT
Aile bireylerinin çocuklarındaki hareketlere dikkat etmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, “Göz temasındaki problemler, adını seslenince bakmada sorunlar, oyun oynadığınızda çocuğunuzun sizi kendi oyununa dahil etme çabasının az olması ya da sizin oyununuzun içerisine girmemesiyle ilgili iletişim sorunları olduğunu görüyoruz. Onun dışında empati gibi problemler, sizin üzüntünüzü, sevincinizi anlayabilmek ve bunlara uygun cevaplar verebilmeyle ilgili bazen bazı çocuklarda problemler olduğunu görebiliyoruz. Onun dışında tekrarlayıcı hareketler, bazen aynı sözün tekrarlanması gibi duygusal hassasiyetin az ya da çok olması, rutine bağlılık ve tekrarlayıcı motor hareketler dediğimiz yani el çırpma, sallanma gibi birçok farklı yelpazede belirtiler mevcut" dedi.
'BELİRTİLER VARSA ÇOCUK ERGEN PSİKİYATRİSİNE BAŞVURULMALI'
Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, “Saydığım belirtilerden herhangi birinin varlığı durumunda mutlaka çocuk ergen psikiyatri hekimine başvurmanızı tavsiye ederim. Bu belirtilerin dışında bize en sık başvurulan sebeplerden biri, dil gelişim problemleridir. Dil gelişim problemleri aslında otizm açısından bir tanı kriteri değildir ancak otizmli çocukların önemli bir kısmında konuşma gecikmesi olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle biraz önce açıkladığım belirtileri olan çocuklar, mutlaka çocuk ergen psikiyatri hekimine götürülmeli" diye konuştu.