3 kişiden birinde iyot yetersizliği var
Sağlık Bakanlığınca yaptırılan Hastalık Yükü Çalışmasına göre, önlenebilir zeka geriliğinin en önde gelen nedenlerinden birisi olarak gösterilen iyot yetersizliği, Türkiye'de her 100 kişiden 27'sinde görülüyor.
Tiroid bezinin büyümesindeki en önemli faktör olan iyot eksikliği açısından endemik bölgede yer
aldığı belirtilen Türkiye'de, tiroid hastalıkları yaygın görülüyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan Hastalık Yükü Çalışmasına göre, Türkiye'de her 100 kişiden 27'sinde iyot yetersizliği görülüyor. Önlenebilir zeka geriliğinin en önde gelen nedenlerinden birisi olarak gösterilen iyot eksikliğinin, anne karnından başlayarak kişiyi tüm yaşamı boyunca olumsuz olarak etkileyen bir hastalıklar bütünü olduğu vurgulanıyor.
Günlük olarak alınması gereken miktarda iyot tüketilmediğinde sadece tek bir hastalığın değil, bir dizi fonksiyonel ve gelişimsel bozukluğun ortaya çıktığına dikkat çekilen çalışmada, bunlar kısaca "iyot yetersizliği hastalıkları" olarak ifade ediliyor. Bu hastalıkların en fazla bilineni ise, iyot eksikliğine bağlı ortaya çıkan tiroid bezi hastalıkları içinde yer alan guatr hastalığı.
Tiroid büyüklüğünü etkileyen en önemli faktör "iyot"
Endokrinoloji Uzmanı Dr. Ayla Harmancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiroidin, boynun önünde bulunan bir iç salgı bezi olduğunu ve tiroid büyüklüğünü etkileyen en önemli faktörün "iyot" alımı olduğunu belirtti. Harmancı, iyot eksikliğinde bezin aşağı ve arkaya doğru büyüdüğünü ve bu duruma "guatr" adı verildiğini ifade etti.
Tiroid bezi içinde, çevresindeki dokudan ayırt edilebilen yuvarlak ya da oval kitlelerin "tiroid nodülü", içerisinde nodül bulunan tiroid bezinin ise "nodüler guatr" olarak adlandırıldığını anlatan ve nodüllerin genellikle tiroidin elle muayenesi sırasında saptandığını dile getiren Harmancı, görüntüleme yöntemlerinin yaygın olarak kullanılmasıyla rastlantısal olarak saptanan nodül
sıklığının da arttığını söyledi. Harmancı, muayene sırasında tiroid nodülü saptanma sıklığının yaklaşık yüzde 3-8 arasında değişirken, ultrasonografik taramalarda bu oranın yüzde 30'lara çıktığını belirtti.