"Türkiye'de 7 milyondan fazla riskli konut var"
Türkiye İMSAD Başkanı Erdoğan: "Ülkemizde 7 milyondan fazla riskli konumda yapı mevcut. Yaşanan her deprem sonrası felaket senaryoları dile getirmek yerine, yapısal problemleri çözüp ülkemizin daha güvenli yapılara ulaşmasını sağlamalıyız ve depremi bir risk olmaktan çıkarmalıyız" açıklamasında bulundu.
İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Başkanı Ferdi Erdoğan, Türkiye'de 7 milyondan fazla riskli konumda yapının mevcut olduğunu belirterek, yaşanan her deprem sonrası felaket senaryoları dile getirmek yerine, yapısal problemleri çözüp Türkiye'nin daha güvenli yapılara ulaşmasını sağlamaları ve depremi bir risk olmaktan çıkarmaları gerektiğini bildirdi.
İşte Türk milyarderlerin burçları
Erdoğan, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 18. yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Ege Denizi’nde meydana gelen son depremlerin, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha hatırlattığını kaydetti. Depreme hazır olma konusunda hala birçok eksik bulunduğunu, kentsel dönüşüm sürecindeki eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Ülkemizde 7 milyondan fazla riskli konumda yapı mevcut. Her ortamda dile getirdiğimiz üzere, yaşanan her deprem sonrası felaket senaryoları dile getirmek yerine, yapısal problemleri çözüp ülkemizin daha güvenli yapılara ulaşmasını sağlamalıyız ve depremi bir risk olmaktan çıkarmalıyız. Kentsel dönüşüm için kamu tarafından yaratılacak 75 milyar liralık kaynak konusunun netleşmesi ile birlikte sektörümüz desteklenecek ve inşaat çalışmaları hız kazanacaktır." ifadelerini kullandı.
"Marmara Denizi’nin üretebileceği şiddet en fazla 7-7,5 bandında"
Ferdi Erdoğan, depremi önceden tahmin etmenin çok zor olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "İstatistiklere göre, dünyada bir yıl içerisinde ortalama 500 bin deprem gerçekleşir. Bu depremlerin ancak 100 bine yakınını insanlar hissedebilir. Yaklaşık 400 bin depremi insanlar hissedemez. Dünyada ortalama her yıl, 1 -2 kez 9 şiddetine yakın deprem gerçekleşir. Bu depremler de daha çok okyanus ülkelerinde meydana gelir. Türkiye’de 9 ya da 8 şiddetinde deprem gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Marmara Denizi’nin üretebileceği şiddet en fazla 7-7,5 bandında olacaktır. Ege Denizi ise en fazla 6-6,5 bandında deprem üretebilir. Bugüne kadar olan deprem istatistikleri bu tahmini güçlendirmektedir. Ama bu noktada binaların, bu şiddete dayanıp dayanmaması ayrı bir tartışma konusudur. 'Allah bir daha deprem göstermesin’ demek, deprem ile ilgili yapılan en yanlış duadır. Çünkü depremin olmadığı, enerjisini boşaltamamış bir yerküre herhalde saatli bir bomba gibi olur. Yani depremler kaçınılmazdır ve depremlerin gerçekleşmesi yer kabuğunun kaçınılmaz bir gerçeğidir. Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, bu gerçekle birlikte yaşayabilmek ve bütün planları buna göre yapmaktır."
Erdoğan, Türkiye’de 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapıların değil, 100 yıllık yapıların inşa edilmesi, kent mimarisinin de bu yaklaşımla şekillenmesi ve sık sık değişikliğe gidilmemesi gerektiğini belirtti.
Yıkımların en büyük nedeni aşınma
Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını ve depremde meydana gelen büyük yıkımların en önemli nedeninin korozyon (aşınma) olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizde su yalıtımı yapılmamış bina sayısı yüksek ve su yalıtımı yapılmamış binalar, korozyon nedeniyle büyük tehlike yaratmaktadır." ifadesini kullandı.