Yabancı kuruluşların ekonomistleri tahminlerini açıkladı! Faiz indirimi, dezenflasyon, maliye politikası...
Uluslararası ekonomi kuruluşlarının ekonomistleri, Türkiye'nin 2025'te dezenflasyon sürecine devam edeceğini ve ekonominin hedeflenen yumuşak iniş ile tutarlı bir şekilde ilerlediğini belirtiyor.
Türkiye ekonomisi, ortodoks politikaların uygulandığı ve enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının korunduğu bir yılı geride bırakırken, gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve 2025'e yönelik mesajlara çevrilmiş durumda.
ENFLASYON BEKLENTİLERİ VE 2025 PERSPEKTİFİ
Uluslararası yatırım bankaları ve varlık yönetim şirketlerinin ekonomistleri, TCMB'nin faiz kararı, enflasyon ve büyüme öngörüleri ile Türkiye ekonomisine ilişkin 2025 beklentilerini AA muhabirine açıkladı.
Bank of America (BofA) Merrill Lynch Türkiye Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu, Türkiye’de son aylarda gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle, yıl sonu enflasyon tahminlerini daha önceki yüzde 42 seviyesinden yüzde 44-45 aralığına revize ettiklerini söyledi. Ancak İmamoğlu, bu revizyonu büyük bir değişiklik olarak değerlendirmediğini belirterek, enflasyonun gidişatının Türkiye için normal bir patika olduğunu ifade etti.
YUMUŞAK İNİŞ VE EKONOMİK İSTİKRAR
İmamoğlu, enflasyonla mücadele programının sadece para politikasından ibaret olmadığını, aynı zamanda kapsamlı bir strateji olduğunu ve maliye ile gelirler bacağı da içerdiğini belirtti. Bu strateji çerçevesinde, Türkiye’nin zaten yavaş yavaş ve ekonomiyi şoka uğratmadan bir sıkılaştırma döngüsü izlediğini vurguladı. Sonrasında ise bir bekleme süreci yaşandığına dikkat çekti.
Büyüme rakamlarına bakıldığında, teknik olarak resesyon yaşansa da, İmamoğlu’na göre Türkiye ekonomisinin büyüme hızının doğal bir şekilde yavaşladığı, ancak ekonominin genel olarak sağlıklı bir şekilde ilerlediği ifade ediliyor.
2025 VE ÖTESİ: İSTİKRAR ARAYIŞI
Türkiye ekonomisinin 2025 yılı itibariyle dezenflasyon sürecini başarıyla devam ettirip etmeyeceği, ekonomistlerin de dikkatle izlediği bir konu olmaya devam ediyor. Hedef, ekonominin sürdürülebilir büyüme ile istikrarlı bir şekilde yol alması.
"KİLİT NOKTA, GEVŞEME DÖNGÜSÜNÜN OTOMATİK PİLOT MODUNDA OLMAYACAĞI"
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay da TCMB'den bu ay sonunda 250 baz puanlık faiz indirimi beklediklerini bildirdi.
Ancak kasımdaki enflasyon verileri, asgari ücret artışının seviyesi ve farklı dinamiklere bağlı olarak TCMB'nin "temkinli tarafta kalabileceğini" dile getiren Onay, "TCMB, bu ay daha küçük bir miktarla da gevşemeye gidebilir ya da asgari ücretle ilgili sürecin netleşmesini beklemek için bu toplantıyı pas bile geçebilir." ifadelerini kullandı.
Onay, TCMB'nin geçen yıldan beri önemli ölçüde kredibilite kazandığını ve yerli yatırımcılar arasında Türk lirasına yönelik algının değişmesini teşvik ettiğini, yetkililerin ihtiyatlı duruşu sürdürme konusunda istekli olacağını düşündüklerini anlattı.
TCMB'nin politika duruşundaki sıkılık derecesini değerlendirmek için enflasyon gelişmeleri ve yerel yatırımcıların portföy tercihlerini izleyeceğini dile getiren Onay, "Kilit nokta, gevşeme döngüsünün otomatik pilot modunda olmayacağı ve TCMB'nin parasal koşulları ekonomide yeniden dolarizasyonu önleyecek kadar sıkı tutmak için verilere bağlı bir yaklaşım benimseyeceği." tespitinde bulundu.
"MALİYE POLİTİKASI VE YAPISAL REFORMLAR KRİTİK ROL OYNAYACAK"
Onay, 2025 ortasında politika faizini yüzde 37,5 ve yıl sonunda yüzde 30 seviyesinde, enflasyonu ise yüzde 25-26 olarak öngördükleri bilgisini paylaştı.
Bunun dezenflasyonun öngörülenden biraz daha yavaş olacağı anlamına geldiğini ifade eden Onay, "Yumuşak iniş senaryosu altında, enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş öngörüyoruz. Türk lirasının reel bazda değer kazanması ve maliyet baskılarının hafiflemesi gibi emareler enflasyondaki düşüşün devam edeceğine işaret ediyor." dedi.
Onay, 2025'te enflasyon ve büyüme arasındaki dengelerin daha belirgin hale gelebileceğine, olası faiz indirimlerine rağmen para politikası duruşu sıkı olacağından ekonomik aktivite ve istihdamın ek baskılarla karşılaşabileceğine işaret etti.
Türk lirasının reel olarak değer kazanması, avro/dolar kurundaki hareketler ve Avrupa'daki ekonomik büyümenin karşı karşıya olduğu risklerin bu dengeleri zorlaştırabileceğini belirten Onay, "Bu bağlamda, fiyat istikrarına öncelik verilmesi, özellikle beklenen ekonomik yavaşlama göz önüne alındığında, 2025 yılı boyunca enflasyon beklentilerinin çıpalanması için çok önemli olacaktır. Maliye politikasının ve yapısal reformların desteği önümüzdeki yıl beklentilerin daha etkin bir şekilde yönetilmesinde kritik bir rol oynayacaktır." şeklinde konuştu.
Onay, Türkiye'nin ekonomi politikalarında bir değişiklik beklemediklerine dikkati çekerek, "Türkiye ekonomisi için sert iniş olasılığının düşük olduğuna inanıyoruz. Daha ciddi bir ekonomik yavaşlamanın ortaya çıkması halinde, yetkililerin pasif kalmasını beklemiyoruz ki muhtemelen ekonominin kilit sektörlerine yardımcı olmak için hedefli destek politikaları uygulayacaklardır." dedi.
MERKEZ BANKASI BU AY 150-250 BAZ PUAN ARASI İNDİRİME GİDEBİLİR
ABD merkezli varlık yönetim şirketi Neuberger Berman Gelişen Ülkeler Direktörü Kaan Nazlı, Türkiye'de yıl sonu enflasyonun Merkez Bankası beklentisi olan yüzde 44'ün üzerinde gerçekleşebileceğini belirterek, "Önümüzdeki aylarda dezenflasyon sürecinin hızlanacağını öngörüyoruz. İç talep koşullarının zayıflığı ve petrol fiyatlarının düşük seyretmesi bu konuda Merkez Bankasına yardımcı olacak." yorumunu yaptı.
Politika faizi tarafında ise Merkez Bankasının bu ay sonunda 150-250 baz puan arasında bir indirime gidebileceğini öngördüklerini dile getiren Nazlı, şunları kaydetti:
"Kararı belirleyen etkenler, Merkez Bankasının ayın ilk üç haftasında gözlemlediği enflasyon gelişmeleri ve asgari ücret görüşmelerinin gidişatı olacak. Ancak Merkez Bankasının ilk aylarda oldukça ihtiyatlı davranacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bu yıl içinde 20 puan faiz indirimi olacağı yönündeki fiyatlamayı fazla iyimser buluyoruz. Ancak enflasyon gelişmeleri nedeniyle Merkez Bankasının önünde önemli bir alan olduğunu düşünüyoruz. Brent petrol fiyatlarının yıl içinde varil başına ortalama 70 dolar seviyesinde seyretmesine bağlı olarak, 2025 yıl sonu enflasyonun yüzde 30, politika faizinin de yüzde 35 seviyesinde olabileceğini öngörüyoruz. Ancak petrol ve doğalgaz fiyatlarında jeopolitik risklerden kaynaklanan bir artış ya da ABD'nin para ve yeni ticaret politikasıyla ilgili belirsizlikler olumsuz etki yaratabilir."
YATIRIMCILARDAN BANKACILIK VE OTOMOTİV SEKTÖRLERİNE İLG
Nazlı, Türkiye'de bu yıl tahvil piyasasına 16 milyar doları doğrudan alım olmak üzere 23 milyar dolar sermaye girişi olduğu bilgisini paylaştı.
Bunların genelde kısa vadeli yatırım araçlarına girdiğini düşündüklerini söyleyen Nazlı, "Enflasyondaki düşüş kalıcılık kazanıp faiz indirimleri devam ettikçe, yatırımların daha uzun vadeli araçlara yönelmesini bekleyebiliriz. Makroekonomik durumdaki iyileşme, şirketlerin de TL cinsinden tahvil ihracını kolaylaştıracaktır." dedi.
Nazlı, 2010'lu yılların başında TL cinsinden şirket tahvillerine yabancı yatırımcıların daha fazla ilgi gösterdiğini anımsatarak, "Öte yandan hisse senetlerinden bu yıl 2-3 milyar dolar çıkış olduğunu gözlemliyoruz. Bunun arkasında küresel riskler ve kurla ilgili tedirginlik olduğunu düşünüyoruz. Londra'da son dönemde gerçekleşen yatırımcı buluşmalarına hisse senedi yatırımcıları da katıldı, bankacılık ve otomotiv sektörlerine ilgi olduğunu gözlemledik. Makroekonomik durumda iyileşme ve kur risklerinin azalması, bu alanda da uzun vadeli sermaye girişlerinin önünü açacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kasım ayında ikinci elde en çok tercih edilen otomobiller belli oldu! İşte zirvenin sahibi...
BİM Aktüel İndirimleri 10 Aralık 2024: BİM Salı Kataloğunda Büyük Fırsatlar!
İkinci el ilanlarda vatandaşı bekleyen büyük tuzak! On binlerce lira zarara uğrayabilirsiniz...
Altın fiyatlarında Çin etkisi! Yatırımcısı merakta... Düşecek mi, yükselecek mi?
HABER || Asgari ücret maratonu başlıyor: İlk toplantı bugün