Asgari ücret 2018'de ne kadar? İşçilerin istediği yine olmadı
Yeni asgari ücret, 2017'nin son günlerinde belirlendi. TÜRK-İŞ, TİSK ve Çalışma Bakanlığı'dan ulaşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu yaptığı görüşmeler sonucunda, "Asgari ücret ne kadar?" sorusunun yanıtını belirledi ancak işçiler alınan karardan mutlu olmadı. 2018 asgari ücret tutarı yine açlık sınırının altında kaldı.
Türkiye'de 2017'nin son günlerinin en çok konuşulan konularından biri asgari ücret oldu. 2018 yılında uygulanacak asgari ücretin ne kadar olacağı TÜRK-İŞ, TİSK ve Çalışma Bakanlığı'nın oluşturduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından görüşüldü. Aralık ayında dört kez toplanan komisyonda talepler masaya yatırıldı ve ortak bir nokta arandı ancak bulunamadı. Asgari ücret yüzde 14,3 artışla bin 603 liraya çıkarken, açlık sınırı olarak kabul edilen bin 989 liranın altında kaldı.
Asgari ücret memnun etmedi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından yapılan görüşmeler sonucunda asgari ücret brüt 2 bin 29 TL, net ise bin 603 TL olarak belirlendi ancak tartışmalar bitmedi. TÜRK-İŞ taleplerinin karşılanmadığını, karara muhalefet ettiklerini belirtti.
Bakan Jülide Sarıeroğlu duyurdu
Komisyon toplantısının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, “1 Ocak 2018 itibariyle asgari ücret 2018’de brüt olarak 2 bin 29 lira, net bin 603 lira olacak. Artış yüzde 14,2 olacak. 2016’dan itibaren başlattığımız asgari ücret desteği 2018’de de sürecek” şeklinde konuştu. Mevcut asgari ücret 1404 TL’den 1603 TL’ye yükselerek %14.2 artış gösterdi.
TÜRK-İŞ karara muhalif kaldı
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçileri temsil eden TÜRK-İŞ komisyondan çıkan karara muhalif kaldıklarını duyurdu. TÜRK-İŞ'te yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi kesimi adına görev yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsilcileri, işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çokluğu ile 2018 yılı için belirlediği asgari ücrete aşağıdaki gerekçelerle katılmamış ve muhalif kalmışlardır.
Anayasanın 55 inci maddesinde ‘asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartlan ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur’ düzenlemesi yer almaktadır.
Asgari Ücret Yönetmeliğinde ise ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin, gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret’ olarak asgari ücret tanımlanmaktadır.
Asgari ücret, çalışanların düşük ücretlere karşı korunmasını ve emek sömürüsünü önlemeye yönelik önemli ve etkin bir sosyal politika aracıdır. İnsan temel hak ve özgürlüklerinin tanımlandığı tüm uluslararası sözleşmelerde, herkesin kendisi ve ailesi için “insan onuruna yaraşır” adil ve elverişli bir ücret hakkı olduğu kabul edilmektedir.
Komisyona sunulan raporlar ve verilen bilgilerde, ülkemizdeki ekonomik gelişmelerin olumlu seyrettiği, gayri safi yurtiçi hasıla gelişmesine bakıldığında düzenli bir artış olduğu, 2017 yılının üçüncü çeyrek döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,1’lik büyüme gerçekleştiği görülmüştür. Ancak gerçekleştirilen ekonomik büyüme işçilere yansıtılmamış, işçiler yine fedakarlığa zorlanmıştır. Bu yaklaşım gittikçe artan gelir adaletsizliğinin çalışanlar aleyhine daha da bozulmasına neden olmaktadır.
İşçi temsilcileri, Komisyon çalışmalarının daha başlangıcında, mevcut asgari ücrete hedeflenen enflasyon ya da biraz üzerinde belirlenecek oranda yapılacak bir artışın yeterli olmayacağını, olumsuz yaşama şartlarını beklendiği ölçüde düzeltmeyeceğini, bu nedenle kabul edilemez olduğunu ifade etmişlerdir.
İşçi temsilcileri, “insan onuruna yakışır” bir düzeyde asgari ücret belirlenebilmesi için, Komisyon çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri aşağıdaki biçimiyle açıklamış ve talep etmiştir:
• Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır.
• İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutar olmalıdır.
• Belirleme yapılırken, işçinin ve ailesinin bilimsel olarak belirlenmiş harcama kalıbı esas alınmalı ve hesaplamalarda TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verileri kullanılmalıdır.
• Perakende fiyatlar kullanılarak hesaplanan net harcama tutarı, işçinin eline net geçecek biçimde düzenlenmelidir.
• Asgari ücret, sanayi/tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve bir yıllık belirlenmelidir.
• İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalı, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmelidir.
• Asgari ücret teşviki, öncelikle sendikal örgütlenmenin olduğu işyerleri için uygulanmalıdır.
İşçi temsilcileri, asgari ücret çalışmaları sırasında bu ilkeleri savunmuş ve asgari ücretin bu çerçevede belirlenmesi ve kabul edilmesi için çaba göstermiştir.
Nitekim Asgari Ücret Tespit Komisyonunun verdiği görev doğrultusunda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bir çalışanın geçim şartlarını hesaplamıştır. Bu hesaplamada aile unsuru yoktur. Devletin resmi kurumunun Komisyona sunduğu hesaplamaya göre; 2017 Kasım ayı itibariyle ağır bir işte çalışan bekar bir işçinin aylık harcama tutarı net 1.893,90 TL’dir.
İşçi kesimi, TÜİK tarafından belirlenen net tutarın temel alınmasını talep etmiştir.
Yönetmeliğe göre, asgari ücret pazarlık ücreti değildir. Bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücrettir.
Ancak işçi kesiminin bu talebi, Komisyonda görev yapan işveren-devlet kesimi temsilcileri tarafından dikkate alınmamıştır. Asgari ücret pazarlık konusu yapılmış ve düşük belirlenerek, oy çokluğuyla kabul ve ilan edilmiştir.
Bu yaklaşım gelir eşitsizliğini ve adaletsizliği daha da büyütmektedir. Kararlaştırılan asgari ücret, ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansımasıdır. Devlet sosyal koruma görevini iktisaden zayıf olan işçiden yana kullanmamıştır.
Asgari ücret artışını gerekçe yaparak, çalışanların işsizlik ve kayıt dışı istihdamla karşı karşıya bırakmanın doğru bir yaklaşım olmadığı açıktır. Komisyonun işveren-hükümet temsilcileri tarafından belirlenen asgari ücret, işçilerin ve toplumun beklentilerini karşılamamıştır. Bu durumun iş barışını ve sosyal barışı bozabileceği endişesi maalesef devam etmektedir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğuyla belirlenen asgari ücrete, gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından yukarıda sıraladığımız gerekçelerle katılmıyoruz ve işçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz."
DİSK: Asgari ücret yine geçim ücreti olmadı
DİSK Yönetim Kurulu adına, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, 2018 yılı asgari ücretine dair bir açıklama yaptı. Açıklamanın tam metni şöyle:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2018 yılı için net asgari ücreti 199 TL artışla Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil 1603 TL olarak belirledi. Karar hükümet ve işveren ittifakı ile alındı. İşçilerin ve sendikaların görüşü her zaman olduğu gibi yine dikkate alınmadı. Hükümet işverenlerle kol kola girdi, işçiye 199 TL zammı reva gördü.
Hükümetin “asgari ücrette yüzde 14,2’lik artış sağladık, böylece işçiyi enflasyona ezdirmedik” iddiası gerçeği yansıtmıyor. İşçinin ve ailesinin geçimi sağlaması mümkün olmayan bir ücrete yüzde 14,2 zam yapmakla övünmek abesle iştigaldir. Asgari ücretin geçim ücreti düzeyinde belirlenmesi gerekmektedir.
Hükümet, devlet kurumlarının verilerini dahi dikkate almadı. Saptanan asgari ücret TÜİK tarafından hesaplanan ve komisyona sunulan bir işçinin asgari geçim tutarının çok altındadır. TÜİK Asgari Ücret Tespit Komisyonuna sunduğu raporda bir işçinin asgari geçim tutarını 2017 Kasım ayı için 1893 TL olarak saptamıştı. Hükümet 2018’in tümü için 1603 TL dedi. Asgari ücret devletin kendi kurumunun hesapladığı tutarın en az 290 TL altındadır.
Hükümet ve işveren bloku sadece işçilerin ve sendikaların taleplerini değil devletin istatistik kurumunun saptadığı verileri de dikkate almadı.
Öte yandan asgari ücretin 1603 TL olduğu iddiası yanıltıcıdır. AGİ hariç asgari ücret 1451 TL’dir ve işverenlerin ödeyeceği miktar budur. Asgari ücretlinin eline geçecek 1603 TL’nin 152 TL’si devlet tarafından ödenmektedir.
Saptanan asgari ücret işçilerin ekonomik büyümeden pay alamaması anlamına geliyor. Ülke ekonomisinin yüzde 11 büyüdüğünün iddia edildiği koşullarda bu fark neden asgari ücrete yansımıyor? Eğer asgari ücrete enflasyon + büyüme kadar zam yapılsaydı, asgari ücretin en az 2 bin 300 TL olması gerekiyordu. Konfederasyonumuzun talebi buydu.
İşçiye büyümeden pay vermeyen ve asgari ücretin geçim ücreti olmasını engelleyen hükümet, işverenlere teşvikte ise yine cömert davrandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı işverenlere dönük asgari ücret desteğinin devam edeceğini söyledi. İşverenlerin asgari ücrete evet demek için bu şartı ileri sürdüğü ve hükümetin de işverenlerin bu isteğini kabul ettiği sır değil.
Bunun anlamı asgari ücret artışının maliyetini işverenlerin sırtından alıp halkın, emekçinin sırtına yıkmak demektir. Devam eden işverenlere dönük 100 TL asgari ücret desteği ve 5 puan SGK prim indirimi ile asgari ücretin işverenlere maliyeti iyice düşürülmüş olacak.
Hükümet işverenler için cömert teşviklere devam ederken, işçilere büyümeden, millî gelir artışından pay vermeye yanaşmadı, dahası brüt asgari ücretten 426 TL kesinti yapılmasına karar verdi.
Bu asgari ücret, milyonlarca asgari ücretlinin ve ailelerinin bir yıl daha açlık sınırının altında yaşamaları anlamına gelmektedir! Asgari ücretliye ve ailesine ayda 1603 TL, günde 53 TL ücreti reva görenlere, sıkıysa siz bu ücretle bir ay veya bir gün geçirin diyoruz!
DİSK olarak tekrar ediyoruz:
Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır!
Asgari ücret büyümeden pay almalıdır!
Asgari ücret saptanırken işçi ve ailesi birlikte dikkate alınmalıdır!
HAK-İŞ: Beklentileri karşılamıyor
Asgari ücret konusunda bir eleştiri de HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan'dan geldi. Arslan ARSLAN, 2018 yılı için net 1.603 TL olarak belirlenen asgari ücretin beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. ARSLAN, Türkiye’nin büyüme ve ihracat gibi temel ekonomik göstergelerde önemli aşamalar kaydetmesine karşın, bu gelişmelerin asgari ücretin tespitine yansımadığını ifade etti.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, yaptığı yazılı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:
“Toplumun ve çalışanların önemli bir kesimini ilgilendiren asgari ücret, 2018 yılı için net 1.603 TL olarak belirlenmiştir. Türkiye, büyüme ve ihracat gibi temel ekonomik göstergelerde önemli aşamalar kaydetmiş, 15 Temmuz’un bütün olumsuzluklarını bertaraf ederek önemli atılımlar gerçekleştirmiş ve bir milyona yakın taşeron işçinin kadroya alınması, geçici ve mevsimlik işçilerin çalışma sürelerinin uzatılması ile çalışma hayatında ivme yaratmıştır. Türkiye ekonomik büyümede dünya birincisi olmuştur. Bu başarılardan dolayı hükümetimize teşekkür ediyoruz. Ancak bu olumlu gelişmelerin asgari ücret artışına yansımadığını görüyoruz.
Asgari ücret, toplumun sosyal modelinin; asgari yaşam standardının ve gelir dağılımının önemli bir unsurudur. Asgari ücret, ücretlerin minimum düzeyi belirleme aracıdır. Ancak ülkemizde uygulanan asgari ücret, bu haliyle emek piyasası için bir standart oluşturmaktan uzak bulunmaktadır. Yoksulluk araştırmalarında ortaya çıkan rakamlar dikkate alındığında yapılan artışın asgari ücretli bir ailenin yaşam şartlarının ne kadar zor olduğunu ortaya koymaktadır.
Asgari ücrette yeni bir konsepte ihtiyaç olduğu apaçık ortadadır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi kesimi açısından çalışanların tamamını temsil etmekten uzaktır. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi kesimini temsilen yer alan konfederasyon, işçi kesiminin taleplerini etkin bir şekilde ortaya koyamamaktadır. Uzlaşma metnine şerh koymaktan öteye gidememektedir. Asgari ücrette, işçi kesiminin tekelci ve yetersiz temsil durumu katılımcı bir yapı ile değiştirilmelidir.
Komisyonunun yapısının değiştirilmesinin yanı sıra asgari ücretin belirlenmesinde sadece tek bir çalışanın dikkate alınmasından vazgeçilmeli, Türk aile yapısına da uygun olarak asgari ücretli çalışan ailesi ile birlikte ele alınmalıdır. Asgari ücret, çalışanların asgari yaşam standardını sağlamanın bir aracı olarak belirlenmelidir. Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en yüksek vergi oranlarına sahip ülkelerden biri olduğu dikkate alınarak, asgari ücret üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir.
Hükümetin, asgari ücretin artışına bağlı olarak, işverenlere gelecek yükün bir kısmını paylaşmış olmasını, bir kısım iyileştirmeler yapmasını işletmeler açısından olumlu buluyoruz. Ancak bu olumlu gelişmeye karşın asgari ücret miktarını yeterli bulmadığımızı belirtmek istiyoruz.”
CHP: Çalışanı açlığa mahkum eden asgari ücret zulümdür
Asgari ücretin açıklanmasının ardından ana muhalefet partisi CHP de tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, asgari ücretin Türkiye’de ücretler genel seviyesini belirleyen temel bir ücret olduğunu belirterek, “Asgari ücret yükseldiğinde bütün ücretler yükselir. Çalışanı açlığa mahkum eden . bin 603 TL asgari ücrettüm ücretliler için zulümdür. Bu zulmü kabul etmiyoruz” dedi.
Erdoğdu, bugün açıklanan asgari ücrete ilişkin yaptığı açıklamada, asgari ücretin temel bir ücret olmasından dolayı emekliler dahil maaşla geçinen milyonlarca insanı ilgilendirdiğine işaret ederek şunları söyledi:
“AKP bir sermaye partisidir. Özellikle de yabancı sermaye partisidir. İktidara geldiği günden bu yana ücretler genel seviyesini baskılamış ekonominin bütün yükünü çalışanların sırtına yüklemiştir. Bununla da kalmamış temel kamu hizmetlerini özelleştirerek hayatı çalışanlar için daha pahalı ve kalitesiz hale getirmiştir. Bunun sonucunda gelir ve servet dağılımı bozulmuş servet yüzde 1’in elinde yığılırken borç yüzde 99’un yani ücretli çalışanların, esnafın ve çiftçinin üzerine yıkılmıştır. Serveti eline geçiren yüzde 1, yüksek teknolojili yeni yatırım yapacağına devleti soyan, ücretli çalışanları sömüren ve çevreyi kirleten ilkel sanayiye Türkiye’yi mahkum etmiştir.”
AKP’nin emrine girdiği yüzde 1’in elde ettiği fahiş karlarla yeni yatırım yapacağına bu karların vergisini ödememek için servetlerini vergi cennetlerine kaçırdığını kaydeden Erdoğdu şöyle devam etti:
“Sonuçta Türkiye ağırlıklı yandaşlardan oluşan ele geçirdikleri devlet eliyle halkı soyan yüzde 1’in pençeleri arasında can çekişmektedir. Kurulu bu düzenin adı din soslu vahşi kapitalizmdir. Bu düzen içerisinde bütün insanlar ve değerler alınıp satılan ticari metalardır. En temel kamu hizmetleri yani elektik, doğalgaz, eğitim, sağlık ve hatta adalet alınıp satılan ticari hizmetlerdir. Adliyeler dahi ticarethaneye dönmüştür.Bu düzenin temel özelliği çalışanlar için düşük ücret esnaf ve çiftçi için düşük kazançtır. Ücretleri ve kazançları enflasyonla düşürülen yüzde 99, karları, rantları ve faizleri yükseltilen yüzde 1’e tefeci faiziyle borçlandırılmıştır. Bu çürümüş düzeni ayakta tutmanın tek yolu gerici faşizmin vücut bulduğu OHAL uygulamasıdır. Ezilenlerin sesini kısmak için AKP, OHAL kırbacını halkın sırtına vurmaktadır. Bu zulmün son tezahürü çalışanı açlığa mahkum eden bin 603 TL’lik asgari ücrettir. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Bu çürümüş düzeni AKP yöneticilerinin başına yıkacağız.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba, Hükümetin milyonlarca işçi ve ailelerinin bir kez daha hayallerini yıktığını belirterek “Açlık sınırının altında asgari ücret asla kabul edilemez. Şunu bir kez daha belirtmek gerekir ki CHP iktidarında asgari ücret asla açlık ücreti olmayacaktır” dedi.
CHP İşçi Sendikaları ve STK’lardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba ise, bin 603 lira olarak belirlenen 2018 yılı asgari ücreti ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba “Bin 603 liralık asgari ücret AKP Hükümetinin emekten ve emekçiden yana olmadığının tescillenmesidir. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun açıkladığı karar emekçiler adına tam bir skandaldır. Açlık sınırının Bin 608 lira olduğu ülkede, asgari ücretin 1.603 lira olması, insanlara yeme, içme, giyinme, ısınma demektir. İşçileri açlığa mahkum etmektir”ifadelerini kullandı.
Ağbaba açıklamasının devamında “İktidar asgari ücretin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında yüksek olduğunu söyleyerek gerçekleri saptırmaktadır.Bir asgari ücretli İrlanda’da 7 bin 100 lira, Almanya’da 6 Bin 800 lira, Slovenya’da 3 Bin 600 lira, Yunanistan’da 3 bin 100 lira almaktadır.Asgari ücretin satın alma gücüne göre bakıldığında ise Türkiye 26 OECD ülkesi arasında 17. sıradadır. Şiddetli kur artışları da, asgari ücretlinin alım gücünü alabildiğine düşürmüştür. Asgari ücretin 2016 da 493, 2017 de 432 , 2018 de 352 Avroya karşılık geldiği düşünüldüğünde, asgari ücrete sözde zam yapılıyor,ama görünen o ki son 3 yılda asgari ücretlinin maaşları eridikçe eriyor.Yapılan zamlar emekçinin eline geçmiyor” dedi.
Ağbaba; “Asgari Ücret Tesbit Komisyonu’nun 1 Aralık 2017 günü yapılan ilk toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu “İşçi ve işverenden fedakârlık bekliyoruz. Karşılıklı fedakârlık aslında birlikte kazanmayı getirir” demişti. Asgari ücret açıklandıktan sonra anlaşılan o ki işveren fedakarlık göstermemiş, işçi ise dayatmayla fedakarlık göstermek zorunda bırakılmıştır.” ifadelerine yer verdi.
“15 yılda emekçiler “az ücret, çok iş” eksenli bir çalışma düzenine hapsedilmiştir. AKP iktidara geldiğinden bu yana 20 binden fazla insanımız iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Türkiye’de emekçiler ölüme, güvencesizliğe, kölelik sistemine ve sendikasızlığa mahkum edilmişlerdir” diyen Ağbaba, Türkiye’de işçinin hakkını savunan ve emekçinin sorunun çözümü için çalışan tek siyasi parti CHP olduğunu vurguladı.
“AKP hükümeti ekonomideki beceriksizliğini emekçinin sırtına yükleyerek zamlarla ülkeyi yönetmektedir”diyen Ağbaba, “Emekçiye büyük bir lütuf gibi gösterilen ve kaşıkla yapılan zam, kepçeyle geri alınıyor. Benzinden, doğalgaza, elektrikten suya, meyveden sebzeye, en temel ihtiyaçlara kadar her şeye zam gelirken, asgari ücretin açlık sınırının altında tutulması kabul edilemez. CHP Emek Büroları, asgari ücret ile ilgili önerisini belirlemiştir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun taşeron işçilik çalıştayında dile getirdiği gibi Cumhuriyet Halk Partisi asgari ücretin en az 2 bin lira olmasını savunmaktadır. Emekçilerin insani koşullarda yaşaması için, işçilerin yoksulluğa mahkûm edilmemesi için, hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için, asgari ücretin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.Bugün CHP iktidarda olsaydı, asgari ücret üzerindeki vergiler kaldırılacak ve 1 Ocak’tan itibaren asgari ücret 2 bin TL olacaktı.Sözümüzü yineliyoruz; CHP iktidarında asgari ücret, açlık ücreti olmayacaktır!” dedi.
HDP: Bu asgari ücreti belirleyen Hükümet, işçi ve emekçi düşmanıdır
HDP, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, tarafından açıklanan, 2018 yılı için belirlenen asgari ücret miktarına tepki gösterdi.
HDP'nin resmi Twitter adresinden yapılan açıklama şöyle:
"Man Adası'nda vergi kaçıranlar, Zarrab'tan aldığı rüşvetlerle iktidar kuranlar 1603 TL net #AsgariÜcret ile yaşamanın ne demek olduğunu bilmez. En düşük memur maaşından daha düşük olan bu asgari ücreti belirleyen Hükümet, işçi ve emekçi düşmanıdır."
SAADET: Millet artık çay simit ile doymuyor
Hükümet tarafından yeni açıklanan asgari ücreti değerlendiren Karamollaoğlu, “Asgari ücret 1603 TL olarak ilan edildi. Asgari ücret açlık sınırı olarak değerlendiriliyor. Bu ayıp, 15 yıldır iktidardasın. Ne oldu çay simit hesabı. Çay simit hesabını bir daha yapsana. Bu milletin artık çay simit ile karnı doymuyor. Biz iktidara gelirsek, artık zamanı da geldi. Asgari ücreti açlık sınırının iki katın üstene çıkaracağız. Biz iktidara gelirsek 5 sene içinde işsizlik biter. Siz şu anda 3,5 milyon işsiz ürettiniz. Bu meselenin çözümü çok kolaydır. Ranta giden parayı keseceksin. Yolsuzluğu durduracaksın. Savurganlığı durduracaksın. Bunları kesin 50 milyar para akar. Borçlanmayı durdurun birkaç sene içinde faiz ödenen para durur. 2018 bütçesinde 71,7 milyar para faize ödenecek. Bütçenin yüzde 10 bu rakam, Bunlar faiz kırbacını yemiyor. Millet yiyor kırbacı” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti'den asgari ücret tepkisi
İYİ Parti'den açıklanan asgari ücrete tepki geldi. " Yüzde 11,1 büyüdüğü söylenen bir ülkede asgari ücretli neden refahtan pay alamıyor?" diye soruldu.
Sosyal medaya hesabından yapılan paylaşımda "2017’nin Aralık ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.608 TL. 4 kişilik bir aile her öğününü 1 simit 1 çay ile geçirse ayda ödemesi gereken miktar 1.800 TL ama Asgari Ücret 1.603 TL. Yüzde 11,1 büyüdüğü söylenen bir ülkede asgari ücretli neden refahtan pay alamıyor?
1.603 TL bir çalışanla ailesinin gıda, giyim, barınma, eğitim, sağlık, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarının hiçbirine derman olamayacak. Böyle içler acısı bir meblağın Asgari Ücret olarak açıklanması iktidarın 16 yılın sonunda ülkemizi getirdiği noktanın ibret verici göstergesidir.
Emek, büyümeden pay alamıyor. Kalitesiz ve katma değeri düşük istihdam, ücretlerin paylaşım fonksiyonunu yerine getirmesine imkan vermiyor. Çözüm, ticarete konu olamayan mal ve hizmet üreten inşaata dayalı büyüme modelinden vazgeçip yüksek teknoloji kullanan sanayiye yönelmektir." denildi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Yıl sonu sıfır otomobil kampanyaları: 2024 modeller için büyük fırsatlar başladı! İşte marka marka 2024 sıfır otomobil kampanyaları
Ağzımızın tadını kaçıracak haber! Bakanlık taklit ve tağşiş listesini güncelledi…
MEVDUAT FAİZİ | Bankalar rakamları güncelledi... Mevduat faizine kasım ayarı! İşte 500 bin liranın 32 günlük getirisi...
EYT’yi kaçıranlar için yeni fırsat dönemi mi? Uzman isim kademeli emeklilik için tarih verdi…
Bitcoin'den rekor üstüne rekor! 100 bin dolar sınırına yaklaştı...