hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Irak'ın içişlerine Türkiye değil İran karışıyor"

    Irakın içişlerine Türkiye değil İran karışıyor
    expand

    Amerika çekildi. Sünnilerle Şiiler birbirine düştü. Kürtler Irak'taki siyasi krizi aşmak için devreye girdi. Bugünlerde Irak siyasetinin kalbi Erbil'de atıyor. CNN TÜRK, Ankara ziyareti sonrası, El Irakiye lideri İyad Allavi'nin uçağıyla Erbil'e gitti. Kuzey Irak'a sığınan Sünni Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi ile ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimin Divan Başkanı Fuat Hüseyin ile konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Allavi ile Ankara-Erbil yolu

    Yolculuğumuz Esenboğa Havalimanı'nda başladı. Irak'taki en büyük Sünni Grup olan El Irakiye'nin Şii lideri İyad Allavi ile Erbil'e doğru, onun uçağıyla yola çıktık.. İyad Allavi, genellikle, beraberinde 4 kişiyle yolculuk yapıyor...
    İki yakın danışmanı, koruması ve aynı zamanda asistanı olan kızı hep yanında oluyor. Günübirlik bir ziyaret değilse, mutlaka bulunduğu ülkede İngilizce yayın yapan bir gazeteyi yanına alıyor. Ziyaretiyle ilgili neler yazıldığını görmek istiyor. Uçağında bolca dergi mevcut. Yolculuğu o dergileri okuyarak geçirmekten keyif alıyor.

    Allavi, geçen hafta Irak'taki siyasi krizi konuşmak için Ankara'ya gelmişti. Ankara'dan direkt Bağdat'a dönmedi. Ankara'dan Erbil'e geçti. Önce Erbil'e gitmesinin sebebi, hakkında tutuklama kararı çıkarılan ve  Kuzey Irak'a sığınan koalisyon ortağı Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi'ye Ankara görüşmeleriyle ilgili bilgi vermekti. Erbil yolunda Allavi'ye önce Ankara görüşmelerini sorduk. "Son derece verimliydi .Bölgenin istikrarı ve gelecek için benzer görüşleri paylaşıyoruz Türkiye ile..." diye cevap verdi.

    Türkiye, bu süreçte El Irakiye grubu için son derece önemli. Çünkü seçim sürecinde Ankara, tüm grupları bir arada tutabilen, geniş katılımlı bir çatı koalisyonun kurulmasının önemine vurgu yapmıştı. El Irakiye, Türkiye'nin aktif çabasıyla böyle bir yapı olarak doğmuştu. Dahası seçimleri de az farkla olsa da birinci sırada bitirmişti. Ama şimdi El Irakiye, Bağdat'ta sistemin dışına itiliyor. Irak siyasetindeki kriz de buradan doğuyor zaten. Bu yüzden krizi aşmak için Ankara'nın El Irakiye'ye vereceği destek önemli. İyad Allavi, bu mesajı  "Ankara'nın politik anlamı büyük" sözleriyle  veriyor.

    "Türkiye değil, İran Irak'ın içişlerine karışıyor"

    Krizi aşmak için, bölge ülkeleri arasında mekik dokuyor Allavi. Sık sık da Kuzey Irak'a uğrayıp krizin tam merkezinde yer alan adama yani hakkında Şii Başbakan Maliki'nin takibatına uğradığı için Bağdat'tan kaçmak zorunda kalan Sünni Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi'yle görüşüyor. Ona kritik başkentlerde yaptığı görüşmeler  hakkında bilgi veriyor. Bu kriz sürecinde Irak Başbakanı Nuri El Maliki Türkiye'yi  "Irak'ın içişlerine karışmakla" suçlamıştı. Allawi, aynı fikirde değil. Irak'ın içişlerine karışanın Türkiye değil, İran olduğunu söylüyor:

    "Türkiye'nin bölge ile ilgili ve Irak'ın geleceğiyle ilgili çok endişelendiğini biliyorum. Türkiye'yi Irak'ın içişlerine karışmakla suçlayanlar, gerçekten Irak'a müdahale ederek zarar verenleri suçlamalı. Maalesef İran, Irak'ın Şii Başbakan'ı Maliki'yi destekleyerek Irak'ın içişlerine karışıyor. Bana karşı, El Irakiye'ye karşı açıkça bir tutum sergilediler"

    Haşimi'ye giden yol

    İyad Allavi ile uçak yolculuğunun ardından bu kez, Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi'ye gitme zamanı.
    Ancak bu o kadar kolay olmadı. Danışmanlarıyla, görüşmenin bir otelde yapılması  konusunda mutabık kaldık. Ancak biz otele Haşimi'nin gelmesini beklerken, o otelin kapısına bir araç yanaştı. Şoförü, "Sizi Tarık Haşimi'ye götüreceğim" dedi. Nereye gidilecek, yol ne kadar sürecek, bu soruların hepsini yanıtsız bıraktı. Tek uyarısı, "Yol boyunca görüntü almayacaksınız" oldu. Kısmen uzun bir yolculuğun sonunda, Irak'ın, hakkında tutuklama kararı çıkarılan  Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi'nin yaşadığı yere geldik.

    Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, bir uyarı daha yapıldı."Kalınan yerin, dışarıdan görüntüsü de alınamaz" diye. Çünkü Haşimi'nin yaşadığı bölge Kuzey Irak bölgesel yönetimi tarafından korunuyor. Haşimi, Irak'ın  "Cumhurbaşkanı Yardımcısı" sıfatını koruyor ama Cumhurbaşkanı yardımcısı olduğu ülkede "yasadışı örgüt lideri" gibi saklanmak zorunda kalması Irak'ın nasıl bir olağanüstü dönemden geçmekte olduğunu gayet iyi anlatıyor. Bir Arap ülkesinde, Arap bir Cumhurbaşkanı yardımcısı, ülkenin yüzde 20 nüfusunu barındıran Kürt bölgesine sığınmak zorunda kalıyor.

    "Kuzey Irak izin verdikçe burada yaşayacağım"

    Haşimi bizi güler yüzüyle karşıladı. Biraz yorgun, güçlü görünmeye çalışan bir hali vardı. Röportaj için hazırlandı ve sorularımızı yanıtlamaya başladı.

    Haşimi, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani'nin kendisine kucak açmasından ve misafirperverliğinden memnun. İki  katlı bir yerde yaşıyor Haşimi. Görüşmelerini yaptığı iki  özel odası var. Bir de danışmanlarının bulunduğu salon... Sadece buralardan görüntü alınmasına izin veriliyor.
    "Davamın seyrine bağlı, nasıl gelişeceğine, ama sorun çözülmedikçe ve Kuzey Irak Yönetimi 'artık sizi tolere edemeyeceğiz' deyinceye kadar  Kuzey Irak'ta kalacağım" diyor.

    Türkiye ziyareti gündemde mi?

    Peki Türkiye'ye gelmeyi düşünüyor mu? Haşimi, CNN TÜRK'e, "Şu an için buna gerek yok. Zaten hem Başbakan Erdoğan hem de Davutoğlu beni Irak'ta kalmam konusunda cesaretlendiriyorlar. Benim de Türkiye'ye kaçmak gibi bir arzum yok" dedi.

    Ama Haşimi hâlâ Cumhurbaşkan Yardımcısı ve ziyaretinin önünde yasal ya da hukuki bir engel yok. Türkiye'ye kaçmak gibi bir düşüncesi olmasa da, kısa süreli bir ziyarete kapısını kapatmıyor.

    "Özgürüm ama Bağdat'taki gibi değil"

    Kuzey Irak'ta özgürce dolaşabiliyor Haşimi. Onu Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi koruyor. Ama tanıdığı, bildiği korumaları yanında yok. Hepsi ya tutuklu ya da kaçmış. "Kuzey Irak'ta özgürlüğümü hiçbir sınırlama olmadan kullanabiliyorum, dolaşabiliyorum. Bir günüm, buraya gelenlerle görüşmeler yaparak, medyaya konuşarak geçiyor. Kendimi bir şekilde meşgul etmeye çalışıyorum. Ama tabii ki Bağdat'taki gibi değil. Yeterli ekibim yok, dökümanlarım yok" diyor.

    "Yalnızlaşan adam" Haşimi

    Epeyce kırgın ve üzgün. "Hâlâ Irak'ın Cumhurbaşkan Yardımcısıyım" diyor ve gördüğü muamelenin, yaşadığı sürecin ağırına gittiği her halinden belli. Davası 3 Mayıs'ta. Ama o zamana  kadar, davanın  durdurulması  da dahil, birşeyler yapılmasını bekliyor. Türkiye'ye ve bölge ülkelerine uyarısı  net:

    "Bu benim kişisel davam olarak görülmemeli, bu stratejik bir dava. Dosyam elle tutulur tedbirler bekliyor. Herkes bu davayı, benim kişisel davam olarak değil, hukuk çerçevesinde, Cumhurbaşkan Yardımcılığı makamına saygı çerçevesinde ele almalı" diyor. "Bazı şeyler benim yapabileceklerimin çok üzerinde" diyerek, açıkça yardım beklediğini ifade ediyor.

    Dava için Bağdat'a gitmeyeceğim

    3 Mayıs'taki davasını Kuzey Irak'ta, bölgesel yönetimin ona gösterdiği yerde bekliyor Haşimi. Ama beklerken, sonucu olmayacağını düşünse de hukûki mücadelesini vermeye devam ediyor. Mahkeme davanın Bağdat'ta olması konusunda ısrarlı. Haşimi'nin avukatları defalarca davanın Kerkük mahkemelerine alınmasını talep etti. Ama Haşimi, Bağdat'taki yargı merciilerinin bunu kabul edeceğini düşünmüyor. "Umutlu değilim, pozitif bir sonuç olacağını sanmıyorum çünkü hiçbir işbirliği yapılmıyor" dedi. Dava Bağdat'ta olursa da tutumu çok net. "Gitmeyeceğim" diyor.

    Fuat Hüseyin: Maliki'nin yerinde olsam dava için Kuzey Irak'a izin verirdim

    Irak siyasetinde bugünlerde arabulucluk rolü oynayan Kürtler ise gerilimin bu kadar tırmandırılmaması gerektiği görüşünde. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'ye en yakın isimlerden biri Divan Başkanı Fuat Hüseyin, "Haşimi, Kerkük'te olacak bir mahkemeye gitmeye hazır olduğunu söylüyor. Buna neden izin verilmiyor? Bu yasal olarak mümkün. Maliki bunu daha önce geçmiş siyasilere yaptı. Bunu şimdi niye yapmıyor. Eğer ben Maliki'nin pozisyonunda olsaydım, mahkemenin Kerkük'te olmasına izin verirdim. Bu sorunun bir bölümünü çözer" diyor.

    Kriz nasıl başladı nasıl aşılacak?

    Amerika Irak'tan çekildi. Bekleniyordu ama beklenenden çok hızlı oldu. Sünniler ve Şiiler birbirine düştü. Krizin fitilini ateşleyen, Irak'ın Sünni Cumhurbaşkan Yardmcısı Tarık Haşimi'nin korumalarının tutuklanması ve sorgu görüntülerinin Irak devlet televizyonunda yayınlanmasıydı. Irak Başbakan'ı Nuri El Maliki, bu görüntülerin yayınlanmasına müsaade ettiği için çok eleştirildi.  Korumalarının ardından bu kez Haşimi hakkında tutuklama kararı çıktı. Bu karar çıktığında Haşimi Kuzey Irak'ta Süleymaniye'deydi. Bağdat'a geri dönemedi. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Haşimi'ye kapılarını açtı, O'na kalması için bir yer gösterdi. Haşimi Aralık ayından bu yana Kuzey Irak'ta.

    Hem Sünniler hem de Kürtler, tek seçeneğin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani'nin çağrısını yaptığı "Ulusal Konferans"ın toplanması olarak görüyor. Ancak bu toplantının yeri ve zamanı hâlâ belli değil. Tüm taraflar, "yer ve zaman önemli değil" dese de, bu hâlâ masada önemli bir sorun olarak duruyor. Çünkü Konferans Bağdat'ta olursa, Haşimi'nin temsilci göndermek için koşulları var. "Diğer siyasilere verilen koruma ve güvence bana verilmezse, oraya bir temsilci göndermem" diyor.

    Konferansın zamanı ile ilgili de farklı görüşler var. Kürtler ve Sünniler toplantının bir an önce yapılmasından ve Irak'taki bu krizin aşılması için hızla hareket etmekten yana. Ancak genel beklenti, "Ulusal Konferans"ın, Irak'ın dönem başkanlığı'nı alacağı 28 Mart'taki Arap Ligi zirvesinden sonraya kalacağı yönünde. Çünkü tüm dikkatler o toplantıya çevrilmiş durumda.

    Ama konferans ile ilgili tek sorun yer ve zaman değil. O konferansın içinin nasıl doldurulacağı. Sünniler ve Kürtler, konferans öncesinde bazı parametrelerin belirlenmesini istiyor. Bunun zemini de Erbil Mutabakatı. Bu mutabakat, uzun süren çalışmalarından sonra Maliki hükümetinin kurulmasını sağlamıştı.

    Boş kalan Savunma, İçişleri gibi bakanlıkların doldurulması, Irakiye lideri İyad Allavi'nin başkanı olacağı bir Yüksek Konsey kurulması gibi maddeleri içeriyordu. Irak Başbakan'ı Maliki, tüm bu maddeleri uygulayacağına söz vererek, Başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Ancak geçen zamana rağmen, Erbil Mutabakatı hiç uygulanmadı. Şimdi hem Sünniler, hem de Kürtler, Konferansa giderken, Erbil Mutabakatı'nın uygulanması için çizilecek yol  haritasıyla ilgili güvenceler istiyor. Konferanstan da maddelerin uygulanması için bir takvimle çıkmaktan yana.  

    Kürt Yönetimi Divan Başkanı Fuat Hüseyin, "Irak Hükümeti Mesut Barzani'nin almış olduğu inisiyatif ile kuruldu ve buna da Erbil mutabakatı denildi. Bu inisiyatif olmadan bu hükümet de kurulamazdı, bu Başbakan da olmazdı. Eğer yeniden Erbil mutabakatına dönülemezse, Irak çok tehlikeli bir yere doğru gidiyor" diyor.

    Krizin aşılması için Kürtler devrede

    Sünnilerle Şiiler arasında bu kriz, Erbil'i son 20 yılda hiç olmadığı kadar Irak siyasetinin merkezine oturttu. Bugünlerde Kürt bölgesi , Irak siyasetinin kalbinin attığı yer. Peki Kürtler bunu niye yapıyor? Gerçekten Irak'ın birliği için mi mücadele ediyor, yoksa Irak'ı parçalanmaya götürecek bu süreçten, bağımsızlık umutlarını arttırdığı için  içten içe memnun mu oluyorlar? Mesut Barzani'ye en yakın isimlerden olan Fuat Hüseyin'e  göre  "Kürtler olmasaydı, Irak çoktan parçalanmıştı." Hüseyin, "Irak Kürtler sayesinde bütün kaldı. Kürtler 2003'e kadar yarı bağımsızdı. O tarihte Kürt liderler Bağdat'a geri döndüler. Kürtler için Bağdat'a dönmek demokrasiye geri dönmekti. Seçimlerden sonra Kürtler olmasaydı, Bağdat'ta bir hükümet mümkün olmazdı. Kürt liderlerdir Sünni ve Şiileri biraraya getiren" diyor.

    Peki Kuzey Irak bağımsızlığını ilan etmeye mi hazırlanıyor? Erbil'de bugünlerde sokakta en çok konuşulan konu bu. İki internet sitesi ve Irak Haber Ajansının gündeme taşıdığı iddiaya göre, 20 Mart'ta Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani'nin "Kürdistan'ın bağımsızlığını ilan edecek."

    Ancak  Barzani'ye en yakın isimlerden biri olarak bilinen Fuat Hüseyin, iddiayı yalanlıyor. "İki hafta içinde mi? Başkan Barzani ve Kürt liderler self determinasyonu konuşuyorlar. Kürtlerin kendi kaderlerini tayin edebilmek için yasal hakları vardır. Ama bağımsızlık ilan etmek gibi bir haberin doğru olduğunu düşünmüyorum."

    Kriz aşılamazsa Irak'ı zor günler bekliyor

    Hem Sünniler, Hem Kürtlerin krizin aşılması için yol haritası belli. Ulusal Konferans'ın bir an önce toplanması ve Erbil mutabakatının uygulanması. Peki bu olmazsa, gelecek için alternatifler ne? El Irakiye Lideri İyad Allavi'ye göre üç seçenek var. Birincisi tam bir işbirliği, yani konferans. İkincisi erken seçim. Üçüncüsü ise, Maliki'nin koalisyonunun seçimlere kadar, yeni bir Başbakan ismi belirlemesi. Ancak bugünlerde Irak'a hakim olan politik atmosfer her üçünün de o kadar kolay olmadığını gösteriyor.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow