hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Türban tartışmasına Ok da katıldı

    Türban tartışmasına Ok da katıldı
    expand

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, AİHM'nin kararlarının eleştirilebileceğini, ancak yine de eleştiri yöneltilirken hukuk dışına çıkılmaması gerektiğini söyledi.

    Başsavcı Nuri Ok, AİHM'nin türban davasında aldığı kararla ilgili olarak siyasi parti mensuplarının görüşleri ve açıklamalarını görevleri gereği izlediklerini belirtti.
     
    Değerlendirme ve eleştiri yapılırken hukuk dışına çıkılmaması gerektiğinin altını çizen Ok, "hele anayasal sistem, çağdaş ve uygar yaşam, demokratik Cumhuriyetimizin laik devlet ve hukuk yapısıyla çağdaş değerler hedef alınmamalı, tam tersine bu sistem ve değerler güçlendirilmelidir'' dedi.
     
    Ok, ''elbette kesinleşmiş mahkeme kararları eleştirilebilir. Ama yeter ki, sağlam temele oturtulsun, iyi niyet taşısın, haklı ve yapıcı olsun" açıklamasını yaptı.
     
    Nuri Ok, ''demokrasi, özgür düşünce ve özgür tartışma ortamını sağlayan yegane sistemdir. AİHM kararları da eleştiri dışında değildir. Türbanla ilgili kararı da elbette hem hukukçular hem siyasetçiler hem de yurttaşlar tarafından değerlendirilecek ve eleştirilebilecektir" diye konuştu.
     
    Sorumlu mevkiinde olanların çok daha duyarlı ve dikkatli olmaları gerektiğini belirten Ok, demokrasinin kendisini savunma ve koruma hakkı mevcut olduğunun tartışmasız kabul edildiğini söyledi.
     
    AİHM türban kararı
     
    İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin, 1998'de derslere türban takarak girdiği gerekçesiyle aldığı disiplin cezasının insan haklarına aykırı olduğunu savunarak, AİHM'ne başvurmuştu.
     
    AİHM'nin 29 haziran 2004 tarihinde, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı kararını vermesi üzerine Şahin'in avukatları davanın temyiz niteliği taşıyan Büyük Daire'de görüşülmesini istemişti.
     
    Temyizi görüşen Büyük Daire, 10 kasımda aldığı kararla yasağın onaylanmasına hükmetti. Büyük Daire, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı görüşüne vardı.
     
    Daha önce ilgili dairenin verdiği gerekçeli kararın içeriğine katıldığı görülen Büyük Daire, üniversitelerdeki türban yasağının başvuruyu yapanın üniversiteye kayıt olmadan önce de var olduğu ve bu sınırlamanın başvuru sahibi tarafından bilinmesi gerektiğini belirtmişti.
     
    Erdoğan: "Hak ulemanın"
     
    AİHM'nin Leyla Şahin hakkındaki kararının ardından 15 kasımda Danimarka'da 'Medeniyetlerarası İttifak: Türkiye'nin Rolü' konulu toplantıda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şahin, inancı böyle olduğu için başını örtüyor, o halde saygı duymak lazım. Mahkemenin de bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır" demişti.
     
    AİHM'nin verdiği karara haklar ve özgürlükler noktasında doğru bakmayacağını kaydeden Erdoğan, "açarsın o dinin mensubuna, Musevi ise o dinin mensubuna, Hıristiyansa o dinin mensubuna sorarsın, bunun dinde gerçekten emredici bir hükmü var mı? Varsa saygı duymak zorundasınız. Yoksa ayrı bir konudur, o zaman siyasi, ideolojik olur" ifadesini kullanmıştı.
     
    Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri başkentte büyük yankı bulmuş ve pekçok siyasi liderin tepkisine yol açmıştı.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow