hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Küreselleşme dinamik ve gelişmeleri..

    24.03.2024 Pazar | 15:37Son Güncelleme:

    “Küreselleşme (Globalization)” olgusu, neredeyse elli yıldan bu yana eko-politik yapılanma ile dinamiklerin ana ekseni olmayı sürdürüyor. Geride kalan COVİD Pandemisi ve Ticaret/Çip Savaşları gibi majör gelişmelerin, küreselleşme üzerindeki etkileri de, radarımızda kalmaya devam ediyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Küreselleşme’nin hal ve gidişatını ortaya koymak için, spekülatif ve/veya ideolojik yaklaşımlardan ziyade, elimizdeki bilimsel ve sistematik araçlara başvurmak doğru olacaktır. Alman lojistik devi DHL desteği ve New York Üniversitesi akademik katkısı çerçevesinde gerçekleştirilen “Küresel Bağlantılılık Raporu”- DHL Global Connectedness Report çalışması, bu konuda öne çıkmaktadır. Söz konusu çalışmanın 2024 yılını kapsayan güncel versiyonu, geçtiğimiz günlerde Yeni Delhi’ de gerçekleştirilen bir toplantı ile açıklanmıştır. Ticaret kadar sermaye, bilgi ve insan akışlarının dünya çapında nasıl seyir ettiğini mercek altına alan rapor kapsamında 181 ülkenin küreselleşme düzeyi de ölçümlenmektedir.

    % 0-100 arasında değer alan Bağlantılılık Endeksinin, 2024 yılı için %25 düzeyinde hesaplandığı ve en yüksek küreselleşen ülke sıralamasında Singapur’ un zirveye yerleştiği izleniyor. İlk üç ülke kategorisi; Hollanda ve İrlanda tarafından tamamlanırken, dünyada 143 ülkenin küresel bağlantılarını daha da güçlendirdikleri; yalnızca 38 ülkenin küresel network konumlarının zayıfladığı hesaplanıyor. Bu arada, Türkiye’nin son beş yılda endeks değerini yükselterek 181 ülke arasında 51.sırada yer aldığı görülüyor.

    % 25 düzeyindeki endeks değerinin; küresel akışların artmaya devam etmesi bakımından önemli bir potansiyel alanı bulunduğuna işaret ettiğine dikkat çekilirken, “küreselleşme sürecinde gerilemenin ortaya çıkmadığı ve fakat bir risk olarak gündemde kaldığı” sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, genel planda küreselleşmeden; bölgeselleşmeye doğru bir yöneliş olduğuna dair somut kanıt bulunmadığı ve 2022 itibarıyla rekor seviyeye ulaşan küreselleşme sürecinde gerileme yaşanmadığı ortaya çıkmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Şirketlerin uluslararası operasyonlarını genişletmeleri ve Pazar cirolarını arttırmalarına paralel olarak “kurumsal bazda küreselleşme” eğiliminin de güçlenip, yerleşik norm haline geldiği görülmektedir. Bu suretle, küreselleşme sürecinde ortaya çıkan Çokuluslu Şirket (MNC) yapısının, zamanla, “ulusal-bölgesel” duruş ile dokunuşların görece gerilediği bir Uluslarüstü / Supranasyonal (TNC) Şirket modeline dönüşmekte olduğu izlenmektedir.

    Anlaşılıyor ki; tüm aleyhte tartışma ve görüşlere karşın henüz küreselleşme dinamiklerinin nefesi kesilmemiş; kredisi tükenmemiştir. Ancak, son günlerde ortaya çıkan “TikTok meselesi” gibi yeni gelişmeleri ıskalamamak gerekir. Pekin merkezli bu popüler dijital platformun küresel cirosunun, yıllık %40 oranında bir artışla, 120 milyar dolara ulaştığı kestirilmektedir. ABD’ de 170 milyon hesap ve yüz milyonu aşan sayıda aktif kullanıcıya sahip sosyal medya platformuna karşı Temsilciler Meclisi’nde ezici çoğunluk ile kabul edilen bir yasal düzenleme geçirilmiş ve “altı ay içinde Amerikan yönetiminin onaylayacağı bir firmaya satış koşulu sağlanmadığı durumda yasaklanma yaptırımı” devreye girmiştir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aslında, Trump’ ın başkanlığı döneminde ilk kez Çin ile Ticaret Savaşları ekseninde gündeme gelen bu kısıtlayıcı yaptırım, yoğun lobi çabalarıyla savuşturulmuştu. Prensip olarak, küresel işbirliği; ticaret serbestisi ve ifade özgürlüğü gibi birtakım temel umdelere ters düşen bu gelişmeler elbette yakından izlenmeye muhtaçtır.

    Dünyanın 140 ülkesinde bir milyarı aşkın kişinin kullandığı bir platforma karşı, kendisine; küreselleşme olgusunun “kuramsal ve uygulama lideri” sıfatı yakıştırılan ABD’ nin, şimdi “ulusal güvenlik ve ticari korunma” temaları üzerinden yasaklayıcı-kısıtlayıcı role soyunması dikkatle izlenmektedir. İlaveten, “elektrikli otomobiller-EV” kulvarında Çin’ in büyük mesafe almasına karşılık olarak yeni ve kısıtlayıcı/engelleyici pozisyon alma eğilimlerinin ABD ve Avrupa ortaklığında taraftar bulduğu görülmektedir. Yakın takip altında tutulması gereken bu gelişmelere karşın, Küreselleşme bakımından genel eğilimin; geriye değil ve fakat, ileriye doğru bir istikamet gösterdiği teslim edilmek durumundadır. Uluslararası ticaret lisanıyla belirtilirse;

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Globalization is here to stay! “ .