Alper Gezeravcı: Benzerini ileride de yaşamaya hazır olun!
Alper Gezeravcı: Benzerini ileride de yaşamaya hazır olun!
2021 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen Milli Uzay Programı kapsamında ‘ilk insanlı uzay misyonu’nu başarıyla hayata geçiren Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı da Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) öğrencilerle buluştu. Astronotluk sürecini öğrencilere aktaran Alper Gezeravcı, öğrencilere “Sizin özgüveninizi kırmaya teşebbüs edebilecek kimseye imkan vermeyin. Hayatta bir işi sadece bir insan başarabilmişse, emin olun sizler de başarırsınız. Çıktığınız bu yol hepinize hayırlı, uğurlu olsun” diye konuştu.
Deneyimlerinden bahseden Gezeravcı, “2018’in Aralık ayında Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında Türkiye Uzay Ajansımız kuruldu. Bölgemizde uzay alanında faaliyet gösteren farklı ülke ve çatı organizasyonları arasında Uzay Ajansı en yeni, en genç kurulan, en genç yapıya sahip ülkeydik. Sadece 2 yıllık hazırlık sürecinin ardından Şubat 2021 yılında Cumhurbaşkanımız tarafından kurulmuş olan bu çatı organizasyonun bünyesi altında oluşturulmuş uzay alanındaki 10 hedefimiz halkımızla paylaşıldı. Şu anda mutluluğunu ve gururunu yaşadığımız bu güzel tablonun vesilesi bu 10 hedeften sadece bir tanesi. Kalan 9 hedefle de ilgili kendi takvimleri ve kendi planlamaları dahilinde çalışmalar çok ciddi düzeyde devam ediyor. Dolayısıyla şu anda yaşadığımız tablonun benzerlerini önümüzdeki yıllarda da yaşamaya hazır olun. Türk halkı, Türkiye Cumhuriyetinin teminatı genç kardeşlerimizin daha bu devletin topraklarında, bu bayrağın gölgesi altında yaşamayı hak ettiği daha birçok mutluluk var” dedi.
Türkiye’nin ilk insanlı uzay misyonuna ilişkin astronot seçim başvurusunu 3 hafta sonra yaptığını belirten Gezeravcı, “2 yıllık hazırlık sürecinin ardından Şubat 2021 yılında bu hedefler halkımızla paylaşıldı. Bu hedeflerden ilk sırada şu anda görünen Türk astronot ve bilim misyonuna ilişkin Mayıs 2022 yılında Adana İncirlik Hava Üssünde F16 pilotu olarak görev yaptığım esnada, gece 23.30’da uçuştan geldiğimde Cumhurbaşkanımız tarafından kabine toplantısının hemen ardından halkımızla Türkiye’nin ilk insanlı uzay misyonuna ilişkin bir astronot seçim sürecinin başlatıldığını duydum. Müthiş derecede mutlu oldum. Çünkü o güne kadar bir çocuk olarak daha 4-5 yaşlarından itibaren gökyüzünde uçan uçakları, o uçakların içerisinde bu işi yapan mesleğin pilot dahi olduğunu bilmeden hayalini havacılık olarak koymuş bir kardeşiniz ve bu yolda yürüyebilmiş havacılığın çeşitli alanlarında farklı uçuş platformlarında, farklı uçaklarla uçmayı başarabilmiş bir kardeşiniz olduğum halde iş uzay noktasına geldiği zaman durup bir adım geri atıyordum. Neden? Etraftan duyduğumuz telkinler. Zihnimizde o işin bir hayal olarak yerleştirilebileceğine imkan vermiyordu" dedi.
‘ZİHNİMDE HERHANGİ BİR TEREDDÜT KALMADIKTANSONRA BAŞVURUMU YAPTIM’
Gezeravcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü her daim uzay konusu benim zihnimde o güne kadar başka milletlerin ve başka milletlerin çocuklarının hayaliydi. Her daim başka milletlere ait, başka milletlerin çocuklarının hayali olduğunu kabul ettiğim bu şeyi kendi zihnime almaktan uzak durdum. Kendime hep şunu telkin ettim. ‘Alper, bu hep başka milletlerin çocuklarının hayali, elinde olanlarla yetinmeyi bil. Elinde olanla mutlu olmayı bil’ Sanırım bu. Erişebileceğin gözünle görebileceği gökyüzünde ve gökyüzünde uçabilen uçaklar. Ertesi sabah uyandım ve aynı haberleri tekrar gördüm. Bunun üzerine süreci yürüten TÜBİTAK Uzay’ın sitesi içerisinde ilgili sürece yönelik konulmuş olan kriterlerin listesini incelemeye başladım. Yaklaşık 3,5-4 sayfalık bir listeydi. Sayfanın en altına geldiğimde eksik bir kriter olmadığını gördüm. O andan itibaren tam 3 hafta boyunca başvuru yapmadan inceleme ve değerlendirme sürecine başladım. Çünkü o güne kadar uzayla ilgili bir şeyi hayal etmekten dahi uzak duran, itinayla bunu bir hayal olarak zihnine almaktan tereddüt yaşayan bir birey olarak devletimizin 100’üncü yılında koyduğu bu kadar üst düzey bir hedef için o uzay alanındaki operasyonun gerekliliklerinin ne olduğunu idrak etmeye çalıştım. Çünkü bilmediğim, ısrarla da bilmekten ve onu zihninin bir köşesine yerleştirmekten uzak duran bir bireydim. 3 hafta boyunca erişebildiğim açık kaynaklardan bu işi yapmış astronotlardan, emekli olmuş astronotlardan hali hazırda süreci yürüten, organizasyonların uzay görevi ile ilgili paylaşmış oldukları resmi, gayri resmi bütün açıklamaları okumaya çalıştı. Amaç, bu işi bugüne kadar yapmış olanların o hissiyatını bizzat kendi ağızlarından işin yapılış şeklini ilgili organizasyonların tarifiyle doğru olarak anlamaya çalışmak. İş sadece o 14 günlük süre içerisinde bu görevi yapmak değil, işin sosyal, beşeri, teknik altyapısı haricinde çok farklı yönleri vardı. Her şeyiyle doğru anlamaya çalıştım. 3 haftanın sonunda zihnimde herhangi bir tereddüt kalmadıktan sonra başvurumu yaptım. Başvuruyu gerçekleştirdiğim andan itibaren sürecin tamamlanması için geçen süre yaklaşık 8-9 ay. Bu sürenin içerisinde yoğun olarak seçim kriterlerinin yürütüldüğü yer Ankara. Ek olarak son 2 aşaması da Eskişehir’de Hava Kuvvetlerine ait fizyolojik testlerin gerçekleştirildiği merkezde.” (DHA)