hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bakan Soylu: İstanbul ve Ankara'ya 'kayyum' söz konusu değil

    Bakan Soylu: İstanbul ve Ankaraya kayyum söz konusu değil
    expand

    Bakan Soylu: İstanbul ve Ankara'ya 'kayyum' söz konusu değil

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hilal ÖZTÜRK/İSTANBUL, (DHA)- İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, "Ankara ve İstanbul için kayyum söz konusu değildir. Bunu şunun için çarpıtıyorlar; Diyarbakır, Van ve Mardin’i kurtarabilmek için bunu söylüyorlar. 'Pejmürde' ifadesini de bütün bunlar için kullandım. Siz kendi işinizin dışında, siz kendi işinizin dışında birtakım meselelere girerseniz biz de üstümüze düşeni yerine getiririz. Türkiye’deki tüm belediye başkanları benim görev alanlarımın içindedir. Bu kadar açık ve net" dedi.
    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk’te yayınlanan, Hakan Çelik’in sunduğu Hafta Sonu programında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

    TÜRKİYE-ABD ORTAK DEVRİYESİ

    "Bölgede istikrarlı bir devlet olmanın fonksiyonunu Türkiye yerine getiriyor. Burada işimizin kolay olmadığını söylemeliyiz. Bu coğrafyanın tam kalbindeyiz aynı zamanda düzensiz göç için geçiş konumu olan bir ülkeyiz. Bugün eğer Amerika bu devriye atmayı silahlı kuvvetlerimizle birlikte kabul ediyorsa bu Türkiye’nin atmış olduğu adımlar sayesindedir. Türkiye burada hiç geri adım atmadı. Türkiye meseleleri halının altına süpüren dünyada birçok ülkenin yaptığını yapmayarak çok önemli adımlar attı. Türkiye adımları insanlık adına, bölgedeki barış adına, gelecek yılların çok daha iyi olması için atıyor. Süreç Türkiye'nin adımları ile başladı. Dışarda ve içerde anlatabildiklerimiz var, dışarda anlattığımız içerde anlatamadıklarımız, içerde anlatıp dışarda anlatamadıklarımız var. Her ülkenin kendi adına perspektifleri de söz konusu ama, özellikle yakın komşularımız olan, birçok konuda paydaş olduğumuz Avrupa’nın duyarsızlıklarını ise bugün de değerlendiriyoruz, gelecekte de tarih bunu değerlendirecektir."

    'HALA FETÖ’CÜLERİ İNTERPOL KABİLİYETİYLE ARAYAMIYORUZ'

    Avrupa’nın bu konudaki çifte standardı tamamen maalesef hem ülkeler açısından yaralayıcı bir durum. Her meselede kaotik bir durumla karşı karşıyayız. Avrupa 21’nci yüzyılın sonlarına doğru, Türkiye’nin takip ettiği dünya değerlerine bağlı, özgürlükçü, insan odaklı tutumdan gittikçe uzaklaşıyor. İtalya’da Salvini yasaları çıktı örneğin, göçmenlere karşı. Gemileri yaklaştırmadılar. Bu tutumun sert ve keskin olmasının tek sebebi, “Biz bu işte diğer ülkeler gibi düşünmüyoruz, sert tavır ortaya koyarız” demektir. Sadece İtalya da değil, Avrupa’nın tamamında geçerli. Suçla ve terörle mücadelede de çifte standart söz konusu. İade taleplerimizde diğer suçlularla ilgili yüzde 75’i, terörde ise sadece yüzde 3’ü kabul görüyor. Bu durum Avrupa’nın yaklaşımının ikili, üçlü bakış açısı ortaya koyduğunu gösteriyor. Hala FETÖ’cüleri İnterpol kabiliyetiyle arama imkanına sahip olamadık, ülkelerle ikili anlaşmamız varsa araya ve yakalama yapabiliyoruz. İnterpol FETÖ’cüleri terör suçlusu olarak görmüyor. Avrupa’da FETÖ’cülere ya hemen vatandaşlık veriliyor ya da iltica başvurusunda bulunduruluyor. Böylece bütün dünyaya siyasi bir mesele olarak sunuyorlar.

    Türkiye’nin terörle mücadelesinde sağlam duran ülkeler de var. Özellikle İngiltere, PKK ile mücadelede sağlam duruyor. Almanya’nın ise son üç yıldır PKK ile mücadelede olumlu bir tutumu var. Ama PKK’yı bitirmek için yapmıyorlar, daha fazla yükselmesini engelliyorlar, belli seviyede tutuyorlar.

    YUNANİSTAN'A 'FETÖ' TEPKİSİ

    Yunanistan burada FETÖ’cüler için bir geçiş ülkesi. On binlerce insan sınırı geçti, biz bunların birçoğunu yakalıyoruz. Bu yıl 28 bin denizden, 4 bin karadan 33 bin kişi Yunanistan’a geçti. Geçen yıla oranla yüzde 6 daha düşük. 2018 yılında 268 bin, bu yıl 254 bin kaçak göçmen yakaladık. Son 2,5 yılda 8 bin FETÖ’cü sınırdan Yunanistan’a geçti. Yunanistan kaçak göçmenlerden yakaladıklarını Türkiye sınırına bıraktı ancak, aralarında bir tane FETÖ üyesi yok. Yunanistan bir networkun parçası. Sadece kendi adına bir karar uyguluyor değil, Almanya ve Amerika nasıl bir politika uyguluyorsa o da aynı politikayı uyguluyor. Büyük akıl nerde sorusuna cevap ise; FETÖ’nün elebaşı nerdeyse büyük akıl ordadır. Avrupa da Amerika‘ya uyumlu davranıyor.

    YURTDIŞINDAN GETİRİLEN FETÖ’CÜLER İSTİHBARAT VE DIŞ İLİŞKİLER BAŞARISI

    Yurtdışından getirilen FETÖ’cüler ise, bunların her biri bizim istihbarat, dış ilişkiler ve ikili ilişkilerin başarısıdır. Biz nasıl içerde terörle mücadele ediyorsak dışarda da FETÖ’nün alanını kapatmak için önemli uğraş veriyoruz. Diplomasi, eğitim, ekonomik anlamda. İğneyle kuyu kazdığımızı bilmenizi isteriz.

    (PKK ve DEAŞ mensupları arasında son dönemde yakalanan canlı bomba var mı?) Türkiye bu konuda tam bir geçiş ülkesi ve çok ciddi bir sorunla da karşı karşıya. Türkiye’nin Suriye sınırı bir taraftan, diğer taraftan Ağrı, Kars, Van, Iğdır ve Irak’ın kuzeyi zor coğrafyamız var. Bütün bu sınırların tamamı bizim bir zor coğrafyada olduğumuzun kanıtı. Ancak gerekli önlemlerimizi alıyoruz. 2016 yılı 31 Aralık’tan itibaren, şeytan kulağına kurşun, büyük bir terör olayları olmadı şehirlerimizde. Türkiye 15 Temmuz’dan itibaren bambaşka bir güvenlik politikası izledi.

    GÜVENLİK OPERASYONLARI BİR MUCİZEDİR, 15 TEMMUZ’A BİR SİLLEDİR

    Burada bir şeyi de söylemek lazım, tecrübe açısından güçlenmedik, tecrübe açısından da zayıfladık. Öncelikle kendi içimizde arileştik, FETÖ’den arınınca ki sayılar azalsa da, 20-21 bin emniyet yetkilisi vardı, 6-7 bine düştük. Tecrübe ve sayı olarak azaldık. Bizim şu anda, 15 Temmuz’dan sonra gerçekleştirilen tüm terör operasyonları bir mucizedir. 15 Temmuz’a da bir silledir. Türkiye içindeki bu temizliğe rağmen çok ciddi adımlar attı. Cumhurbaşkanımızın önemli bir desteği oldu. Biz sadece operasyonları olaylar olduğu zaman değil sürekli yaptık. Yeni güvenlik konsepti güvenlik güçlerimize güven getirdi. Türkiye insansız hava araçlarından füzelerine kadar çok fazla gelişmeler ortaya koydu. Terörle mücadelemiz bu konuda da çok farklı bir boyuta taşındı. Yerli silahlarımız terörle mücadeleyi ilerletti.

    Savunma Sanayinde olağanüstü gelişmeler yaşanıyor. Bizim siberde ulaştığımız nokta, 6 ay bir yıl içerisinde siberde ulaşacağımız nokta dünyanın en önemli istihbarat seviyelerinin kapasitesinde bir noktada olacak. Ben geçen gün siberdeydim. Tekrar bir genel değerlendirme yaptık sunumlar yapıldı. Oradan çıktığımda ayaklarım yerden kesilmiş durumdaydı. Çıktığım zaman şunu düşündüm; benim devletimin gücü bu olmalı.

    '1 SANİYEDE 100 BİN FOTOĞRAF TARIYOR BİZİMKİLER'

    Bütün bu kapasitelerimiz yükseliyor. Arama kontrol noktalarındaki teknik kapasitelerimiz yükseliyor. Yüz tanıma noktasında görmüş olduğum bir şey var. Sadece bir şey söyleyeyim; 1 saniyede 100 bin fotoğraf tarıyor bizimkiler. Yani bu daha başlangıç. Bu muhteşem bir şeydir. Benim şahsi düşünceme göre bu dünyadaki en iyi kapasitelerden bir tanesi. 361 olay engellemişiz geçen yıl, bu yıl 182 olay engelledik. Dün patlatılmak istenilen 5 kilo TNT patlayıcı yakalandı.

    ‘TUFAN MÜDÜRÜMÜZ KAN KAYBINDAN ŞEHİT OLDU’

    Türkiye bu konuda çok ciddi bir mücadele veriyor. Biliyorsunuz Tufan Müdürümüzü şehit verdik. Özel Harekat Şube Müdürü, Nusaybin gazisiydi aynı zamanda. Yakın arkadaşımdı, Allah mekanını cennet eylesin. Dün nereye gidiyorlar; terörist yakalamışlardı, sığınaklarda yer göstermeye gidiyorlardı.  Mardin Ömerli’de bir sığınak buldular, ikinci yere giderken bir terörist grubuyla karşılaştılar. Kasığından yaralandı, kan kaybından şehit oldu. Terörle nasıl mücadele verildiğini iyi anlamalıyız.  

    DEAŞ'IN DA PKK'NIN DA PATRONU AYNI

    DEAŞ’ın da PKK’nın da patronu aynıdır. Hiç şüphem yok bundan. Her iki terör örgütüne de; ‘Bu dönem için Türkiye’de yapacağınız eylemlerde vur kaç yapacaksınız. Eylemi yapıp olay yerinden kaybolacaksınız. Terör birimlerinizi küçülteceksiniz, ekonomik ve turistik bölgeleri hedef alacaksınız, ormanları yakacaksınız’ deniyor. Hem PKK’nın hem DEAŞ’ın genel talimatları aynı. Hedefin Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması olduğu apaçık ortadadır.

    Cumhurbaşkanımızın kendi koordinasyonunda, sınırlarımız dışında ve sınırlarımız içinde TSK, MİT, Emniyet, Jandarma hep birlikte bir bütünün, birlikte çalışan parçaları gibiyiz.

    Ben dün Tunceli’deydim, Tunceli-Pülümür yolu Aliboğazı denen bir yer var, Kutu deresi terör örgütünün hakimiyet alanıydı. PKK başattır, TKPML, DHKPC onlar tarafından yönetilir. Türkiye bu fotoğrafları gördü. Aliboğazı’na girebilmek mümkün değildi. Pülümür yolundan geçen ilk Bakan benimdir. 2.5 yıl önce şimdiki Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Yaşar Güler paşayla Pülümür’e gittik. O yolda 22 kulenin 17’si yapıldı. Şu an Allah’a şükürler olsun, orada güvenlik Türkiye Cumhuriyeti’nin tam elinde.  Terörist sayısı 65 o bölgede.

    Türkiye’nin içini istikrarsızlaştırmak istiyor tüm terör örgütleri. 2015 yılında Tunceli’ye gelen turist sayısı 25 bindi şu anda 112 bin yıl bitmedi henüz herhalde bu rakam 130 bini 140 bini bulabilir. Tunceli’de fırınlar ekmek yetiştiremediler. Bu yıl şu ana kadar 3 milyon araba giriş çıkış yaptı Tunceli’ye.

    GEÇİCİ GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMA, KAYYUM DEĞİL 

    ‘Kayyım’ da ‘kayyum’ da hukuken yanlış kelimelerdir. Burada doğru ifade geçici olarak görevlendirilen belediye başkanıdır. Biz 94 tane teröre bulaşan belediye başkanını görevden aldık. Biz burada görevden aldığımızda Anayasa’nın 127’nci maddesi ve Belediyeler Kanunu 45, 47’inci maddeler bu konuları çok net düzenlemiş. Teröre yardım ve yataklık eden terörle iltisaklı olanlara İçişleri Bakanlığına bu yetkiyi anayasa veriyor. Yani seçilmiş suç işleme özgürlüğü mü getiriyor. 41 belediye başkanının almış olduğu ceza 237 yıl 237 ay… Biz bir hukuk ülkesiyiz. Peki bunlar nasıl aday oluyorlar. Onun kanunu ayrı bunun kanunu ayrı. Orada diyor ki şu tarihlerde suç işlemişse bu yargı aşaması bitmişse bunu aday olarak göstermem. Ama İçişleri Bakanlığı’na söylediği ayrı siz bunu araştırmakla denetlemekle yükümlüsünüz. Seçilmiştik istediği terör eylemini istediği hukuksuzluğu yolsuzluğu yapabileceği anlamına gelmez.

    GELİR GELMEZ AY YILDIZLI BAYRAĞI ÇIKARDILAR

    Şırnak belediyesinden 19 havan mühimmatı çıkıyor. O zaman İçişleri Bakanlığı olarak duralım biz hiçbir şey yapmayalım. Cevizli karakoluna yapılan bombalı saldırı bu araçlar belediyenin araçları. Biz ne yapalım duralım mı? Diyorlar ki seçilmiş… Terörist cenazesine gideceksin, teröristin ismini caddene vereceksin. Bizim orada terörle ilişkisi nedeniyle çalışmasını sakıncalı bulduklarımızı gelir gelmez işe alacaksın. Yaralı teröristleri gizli gizli tedavi edeceksin. Ay yıldızlı bayrağı gelir gelmez personel kimlik kartlarından çıkaracaksın. Biz buna devlet olarak müsaade edemeyiz. Edilmesi de mümkün değil zaten.

    Mardin, Diyarbakır, Van bir turizm bölgesi. Göreceksiniz kışın Hakkari’den Sarıkamış’a kadar her yer kayak merkezi haline geliyor. ‘Nike’ gelir mi Doğu Anadolu’ya ‘Nike’ geldi ve 6 bin kişi çalıştıracak yaklaşık 12 bin kadın çalışacak Ağrı’da. Şimdiden 4 bin kişi oldu. Şu anda Tunceli’de tekstil işlerinde çalışacak adam bulunamıyor. İstihdam imkanı çok, bölgenin gençleri parlak…

    Diyarbakır’ın toplam 8 tane soruşturması ve kavuşturması var. Bunlar kuvvetli şüpheler buraları birer terör merkezi haline getireceksiniz biz de duracağız. Ahmet Türk cezaevindeydi, sağlık sorunları nedeniyle çıktı. Şüpheler kuvvetli olmasa bu adımlar atılamazdı.

    2015’te 521 çocuk terörist olarak götürüldü. Yapmayalım mı biz bu işi o zaman çocukların eline silah verecekler dağa götürecekler. Seçilmişler diye biz de duracağız. Dünyanın hangi ülkesinde buna müsaade ederler.

    Böyle şeyler Avrupa’da oluyor. Biz de olunca ‘seçilmiş’ olmaları söyleniyor. Orada çocuklarımızı alıp dağa götürecekler. 14 yaşındaki kıza Murat Karayılan tecavüz edecek iğrenç iğrenç adamlar. Sonra biz de bu çocuklarımızın oralara peşkeş çekilmesine müsaade edeceğiz. Biz buna müsaade edersek görevimizi yapmamış olacağız. Bu bir terörist örgüt.

    Demokrasi kurallarına herkes riayet edecek. Siz yanınıza bir suçluyu alır mısınız? Peki bir siyasi parti bir suçluyu neden aday gösterir? Bizim burada sığınacağımız tek şey var o da demokrasi. Biz geçen sefer 7 belediyeyi de FETÖ’den aldık. Bunun içerisinde AK Parti de vardı MHP de vardı bu partiler neden sesini çıkarmadılar.

    'BEN DE İSTANBUL SEÇMENİYİM, SELAM GÖNDERMEDİM'

    İstanbul, haziran ayında bir karar verdi. Bu karar İstanbul’da bir belediye başkanının seçilme kararıdır. Bu karar hem demokratik hem de hukuki bir karardır. Bir belediye seçilirken yerel yönetimin bana vereceği hizmeti koordine ederek yerine getir diyerek seçilir. Ben bir şeyi söylemek isterim ben kendim yetiştiremiyorum birçok geceyi uykusuz geçirdiğimi de bilirler. Bu belediyeler önemli yerlerdir. Türkiye’nin politikalarına hevesli olabilirsiniz. Hepimiz buralara uzaydan gelmedik bu milletin içerisinden geldik. Ama ilk önce işinizi yapacaksınız. Biz burada bu belediyelerin Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerinin terörle irtibatlarından dolayı alındığınız ifade ettim.

    Buradan kalkıp İstanbul seçmenin meşruiyetini alıp oraya götürmek, ben de İstanbul seçmeniyim. Gidip oraya 16 milyonun size selamını getirdim. Ben selam göndermedim en azından kendimden sorumluyum hanımla da konuştum sabah o da selam göndermemiş. Bu konular bir belediye başkanının yapması gereken işlerin çok üstündedir. Bunu ben değerlendirmem ama bunu İstanbul seçmeni değerlendirir.

    Biz orada teröre karşı bir mücadele ortaya koyuyoruz. Buna destek veren bir kişiyi ben uyarırım bu benim hakkım bu işin bu boyutunun nasıl yönetebileceğini ortaya koyma hakkı da bize ait olsun. Biz zati terör örgütünün görevlendirdiği insanlara moral verenlere de birkaç söz söyleme hakkımız olsun. Diyarbakır barosu dene bir baro var PKK ne zaman düdük çalsa hemen açıklama yapar. İstanbul seçmenine söylüyorum ne olursunuz biraz empati kuralım yarım saat oğlunuz kızınız geç gelse kıyameti koparırsınız. Bu anneler orada bunları biraz anlayın.

    2019’da 165 kişiyi dağdan indirdik. Kayyım yanlışsa biz yanlışımızı kabul ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını veriyorsunuz. Gazi Mustafa Kemal neden gazi oldu? İstanbul’dan indirilmesi de yalan. Kendi arkadaşları tarafından götürüldüğünü söylendi.

    Atatürk’le orada neyi kapatmaya çalışıyorsunuz? Neyi temizlemeye çalışıyorsunuz bu fotoğrafı vererek CHP’lilerin hiç mi vicdanı sızlamadı? Bu kadar değerlerin alt üst olduğu bir süreci biz nasıl değerlendirelim yani.

    Burada 40 yıldır Türkiye bu meseleyi yaşıyor. Türkiye’deki PKK’lı terörist sayısı 600’ün altına düştü. Ne İstanbul ne de Ankara çok net bir şey söylemek isterim herkesin bir yetki çerçevesi vardır. Açıklayacağım bu… Bana bu soruyu soran da Fox TV muhabiri. Ben de bir iki soruya cevap verdim bunu da Pazar günü yanıtlarım dedim. Belediye başkanı kendi kuralları yasaları var.

    İSTANBUL VE ANKARA'YA KAYYUM SÖZ KONUSU DEĞİL

    Ankara, İstanbul veya bir başka yere kayyum atanabilmesi için bir terörle ilişkilerinin ortaya çıkması lazım. İstanbul ve Ankara için kayyum söz konusu değildir. Bunu şunun için çarpıtıyorlar; Diyarbakır, Van ve Mardin’i kurtarabilmek için bunu söylüyorlar. Pejmürde ifadesini de bütün bunlar için kullandım siz kendi işinizin dışında, çok açık söylüyorum bir tarafta orada terörden alınmış belediyelere destek olabilmek ve diğer tarafta kendi işinizin dışında birtakım meselelere girerseniz biz de üstümüze düşeni yerine getiririz. Türkiye’deki tüm belediye başkanları benim görev alanlarımın içindedir. Bu kadar açık ve net.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow