hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hititler’in başkentinde 3 bin 500 yıllık tarih ortaya çıkarılıyor

    Hititler’in başkentinde 3 bin 500 yıllık tarih ortaya çıkarılıyor
    expand

    Hititler’in başkentinde 3 bin 500 yıllık tarih ortaya çıkarılıyor

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yaprak KOÇER-Hüseyin KALAY/BOĞAZKALE(Çorum), (DHA) - ÇORUM'un Boğazkale ilçesinde, Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olan Hattuşa Antik Kenti'ndeki arkeolojik kazılar devam ediyor. Kazı başkanı Prof. Dr. Andreas Schacahner, bu yılki çalışmaların Hititlerin günlük yaşamına dair izler ve kalıntılar bulma hedefiyle yapıldığını belirtti.
    Çorum’un Boğazkale ilçesinde, Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olan Hattuşa Antik Kenti'ndeki arkeolojik kazılar sürüyor. 3 bin 500 yıllık kentteki bu yılki çalışmalar; yaklaşık bin metrekarelik alanda gerçekleştiriliyor. Kazı başkanı Prof. Dr. Andreas Schacahner, bölgedeki ilk kazıların 1906 yılında yapıldığını ve Hattuşa’nın ortaya çıkarıldığını söyleyerek, bu yılki çalışmaların Hititlerin günlük yaşamına dair izler ve kalıntılar bulma hedefiyle yapıldığını belirtti. Geçen yıl gerçekleştirilen kazı çalışmasında; 80 adet pişmiş topraktan yapılmış küpün bulunduğunu, bu yıl da yaklaşık 20 küpün daha toprak altından çıkarıldığını aktaran Schacahner, kazı çalışmalarıyla şehrin alt giriş kısmında bulunan konut ve yarı kamusal binaların bulunduğu bir meskenin ortaya çıkarılmaya çalışıldığını açıkladı.
    '3 BOYUTLU TARAMALAR YAPILIYOR'
    Kazı çalışmalarının bu yıl Temmuz ayında başladığını ve Ekim ayı ortasına kadar devam edeceğine dile getiren Schacahner, "Bu yılki kazı çalışması yaklaşık bin metrekarelik alanda sürüyor. Her sezonda çalışmalarımız bir çok ayaktan oluşuyor. Bir mesken mahallesini açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Ayrıca yoğun bir restorasyon çalışmalarımız var. Bilimsel yorumlamalar söz konusu. Hititlerin başkenti olması anıtsal nitelikli anıtlar bulunması nedeniyle 3 yıldır 3 boyutlu taramalar yapıyoruz. Anıtlardaki yazıtlar, okunamayan şimdiye kadar okunamaz diye bilinen hiyeraktif yazıtları en azından kısmen okunur hale getirilebilir. Dijital ortamda yazıtlarla çok farklı şekilde çalışılabilir" dedi.
    'ROMA DÖNEMİNE AİT VİLLA KOMPLEKSİ'
    117 işçi ve 35 kişilik kazı ekibi ile çalışmaların yapıldığını belirten Schacahner, "Ekip üyeleri ağırlıklı olarak Türkiye ama Almanya'dan, İtalya'dan, Amerika'dan ekiplerle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu yıl aşağı şehrin kuzey terasını yoğun olarak kazıyoruz. Biraz daha ileri gelenlerin oturduğu bir mahalle. Evler 200-300 metrekarelik. Sokaklar var. Kenarında yarı devlet kamu binası da söz konusu. Hemen bitişiğinde bir çalışma alanı var. Bir kaç sene önce yakaladığımız Roma dönemini aydınlatmaya çalışıyoruz. Roma dönemini bir kaç sene öncesine kadar sadece bir mezarlıktan ibaretti ama şimdi büyük bir villa kompleksi havuzlu bir yapı ile karşımıza çıkıyor. M.S. 1'inci yüzyıldan itibaren insanlar baya yoğun bir şekilde yaşamışlar M.S. 4'üncü yüzyılın ikinci yarısına kadar" diye konuştu.
    'DEPOLAMA AMAÇLI KÜPLER BULUNDU'
    Geçen seneki kazılarda 80 adet depolama küpüne rastladıklarını dile getiren Schacahner, "Küpler içerisinde büyük bir ihtimalle sıvı gibi gıda malzemeleri saklandığını düşünüyoruz. Sayıca çok fazla olduğu için geçen sene yetiştiremedik bu yıl devam ediyoruz. Aynı alandaki kazı çalışmalarında bu yıl 20 adet küp daha bulundu" şeklinde konuştu.
    'HİTİTLERİN GÜNLÜK YAŞAMINA AİT İZLER ARANIYOR'
    Schacahner, çalışmaların bir kaç hedefinin bulunduğunu söyleyerek, "Hem şehrin gelişmesini anlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda Hitit dönemine ait bir mesken alanı pek kazılmadı. 50 sene önce kazıldı bildiğimiz alan. Dolayısıyla yeni tekniklerle yeni yöntemlerle daha dikkatli kazarak insanların gündelik hayatı hakkında bilgi edinmeye çalışıyoruz. Çünkü burası Hitlilerin başkenti olması statüsünden dolayı daha çok anıtsal mimari, dinsel ve siyasi propagandaya yönelik yapılarla donatıldığını anlıyoruz. Onlar tabi daha önceki kazılar sırasında çok ön plana çıktı. İnsanların esas yaşamı, ne yediler ne içtiler o biraz arka planda kalmış. Onun hakkında çok fazla bilgimiz yok. O bilgileri tamamlamaya çalışıyoruz" dedi.
    Öte yandan 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan Hattuşa’nın çivi yazılı tabletleri ise 2001 yılında UNESCO ‘Dünya Belleği’ listesine dahil edildi.
    FOTOĞRAFLI

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow