17 yaşında ölen oğlunun mezarını 19 aydır her gün aynı saatte ziyaret edip, günlük rutinlerini anlatıyor

17 yaşında ölen oğlunun mezarını 19 aydır her gün aynı saatte ziyaret edip, günlük rutinlerini anlatıyor
Denizhan TECİK-Yiğithan HÜYÜK/BURSA, (DHA)- BURSA’da lise son sınıf öğrencisi Yiğit Yıldırım (17), okulda düzenlenen tören sırasında kalp krizi geçirip yaşamını yitirdi. Günay Yıldırım (47), mezar taşına ‘Sen benim sabahı olmayan gecelerim, boşluğu dolmayan sol yanımsın oğlum’ yazdırdığı Yiğit’in kabrini 19 aydır her gün aynı saatte ziyaret ediyor. Yıldırım, kabrin başına oturup, ölen oğluna, iş yerinde ve evde annesi ve kız kardeşiyle yaşadıkları günlük rutinleri anlatıyor.
Osmangazi ilçesinde yaşayan Ayşe (45) ve Günay Yıldırım çiftinin ilk çocukları, Süleyman Çelebi Lisesi son sınıf öğrencisi Yiğit Yıldırım, 11 Eylül 2023’te yeni eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle okulda düzenlenen tören sırasında kalp krizi geçirip, yaşamını yitirdi. Yıldırım çifti, hiçbir rahatsızlığı bulunmayan, derslerinde başarılı olan ve yazılım mühendisi olma hayali kuran oğullarının okuldan dönüşünü beklerken, ölüm haberiyle büyük acı yaşadı.
Fabrikada çalışan Günay Yıldırım, mezar taşına ‘Sen benim sabahı olmayan gecelerim, boşluğu dolmayan sol yanımsın oğlum’ yazdırdığı Yiğit’in kabrini 19 aydır her gün iş çıkışı aynı saatte, saat 17.30’da ziyaret ediyor. Kabrin başına oturup, ölen oğluna, iş yerinde ve evde annesi ve kız kardeşiyle yaşadıkları günlük rutinleri anlatan Yıldırım, dua okuyup, mezarı temizledikten sonra eve dönüyor.
‘OĞLUMUN BAŞI BİLE AĞRIMAZDI’
Hafta sonları ise eşini ve kızı Betül'ü (12) kabir ziyaretine getiren Günay Yıldırım, yaşadıkları acı günü şu sözlerle anlattı:
“11 Eylül 2023 tarihinde Yiğit okula gitti. Ben Yiğit’i en son pazar akşamı gördüm, sabah okula giderken görmedim. Yiğit’i okula annesi uğurlamıştı. Yiğit okula giriyor, tören sırasında arkadaşları ile selamlaşıyor ve bir anda ‘Kendimi çok kötü hissediyorum’ diyor ve bayılıyor. Hemen ardından ilk yardım yapıyorlar ve müdahale ediyorlar. Aslında o esnada kalp krizi geçirmiş. Yiğit’in hiçbir hastalığı yoktu. Başı bile ağrımıyordu çocuğun. Raporları ben okumadım ama eşim okudu. Tıbbi yöntemlerle belirlenemeyen hastalık, ölüm diye bir sonuç çıktı. Herhangi bir şey bulamadılar.”
‘ARKADAŞLARI ONA ‘AMİGO’ DERLERMİŞ’
Oğlunun çok iyi niyetli, saygılı ve mutlu bir çocuk olduğunu söyleyen ve Yiğit’i anlatırken, o acı güne dönen baba Yıldırım, “Oğlum iyi bir çocuktu. Sürekli espriler yapardı, şaka yapardı. Ben ölümünden sonra arkadaşları ile konuştum, arkadaşları ona ‘amigo’ derlermiş. Sonradan öğrendim. Yıl sonunda diploma töreni yaptılar. Arkadaşları ona video hazırlamış, çok güzel görüntüler vardı. Ben kendimi tutamadım. 08.15 gibi tören oluyor. Okuldan memurlar beni 09.00 gibi aradı ve ‘Oğlunuz fenalaştı’ dediler. 2 dakika sonra beni aradılar, kalbinin durduğunu öğrendim. Eşimi aradım hemen hastaneye gittik. 11.00’a kadar müdahale edildi. Yoğun bakımda kalp atış seslerini duyduk. Kalp sesi bazen arttı, bazen azaldı. O sırada kalp masajı yaptılar. Hepsini duyduk ama kaybettik” dedi.
‘YİĞİT BENİ DUYUYOR’
Her gün Yiğit’in mezarını ziyaret eden, hafta sonları da eşini ve kızını da mezarlığa getirerek, o sağken olduğu gibi ailece bir arada olduklarını söyleyen Günay Yıldırım, “19 ay her gün mezarı başına geldiğim Yiğit'im ile 10-15 dakika konuşuyorum. Gün içinde neler olduğunu ona anlatıyorum. Ama karşılığını alamıyorum. Her ne kadar bana 'O seni duymuyor' deseler de çocuğumun beni duyduğuna inanıyorum. Buraya gelmek beni rahatlatıyor" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI