Yeni yılın heyecanı başkent Moskova’yı adeta bir masal diyarına çevirmiş durumda. Şehir, ışıl ışıl süslemeleriyle bir gelin gibi hazırlanırken, Rusya’nın 2025’e umut dolu bir başlangıç yapma arzusunu hissedebiliyorsunuz.
İlk yazımda, kısa bir giriş yaparak Moskova’dan görünen tabloyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çatışma ve barış arayışı
Rusya, kendisini "kardeş halk" olarak gördüğü Ukrayna ile girdiği çatışmayı hiçbir zaman istemediğini gerek halk gerekse liderlik düzeyinde defalarca dile getirdi. Ancak üç yılı geride bırakan bu süreç, yalnızca bölgeyi değil, dünyanın tamamını derinden etkileyen bir çatışmaya dönüştü.
Rusya'nın "Özel askeri operasyon" olarak adlandırdığı bu süreçte, Rusya barış masasına açık olduğunu sıkça ifade ediyor. İstanbul’da gerçekleştirilen müzakerelerin hâlâ geçerli bir temel olabileceğini belirtiyor. Ancak çatışmaların "dondurulması" fikri, Moskova’da sıcak karşılanmıyor.
Geçtiğimiz günlerde 2024’ü değerlendiren geniş çaplı bir basın toplantısı düzenleyen Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ateşkes için çaba gösterdiklerini, ancak bu girişimlerin Kiev tarafından geri çevrildiğini söyledi. Putin’in ifadeleri, barış için kapının açık olduğunu, ancak müzakerelerin Batılı ülkelerin baskısıyla engellendiğini ortaya koyuyor. "Batı’nın amacı, son Ukraynalıya kadar savaşmak" diyen Putin, mevcut durumda çatışmayı sonlandırmanın Kiev’in elinde olduğunu vurguluyor.
Moskova'nın stratejik yaklaşımı
Rusya, bir yandan bu çatışmayı sona erdirmek istese de, diğer yandan askeri hedeflerini tamamlamadan masaya oturmayacağını açıkça belirtiyor. Topraklarına kattığını ilan ettiği dört bölgenin sınırlarına ulaşmak ve bir güvenlik koridoru oluşturmak, Moskova’nın öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Bunu da zaten her platformda ifade ediyor.
Moskova’da uzun yıllar yaşayan bir gazeteci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Rusya, "aynadan yansıma" prensibiyle hareket ediyor. Ona nasıl yaklaşırsanız, size aynı şekilde karşılık veriyor. Fazlası var, eksiği yok.
Ukrayna’nın zafer elde edebileceğini düşünenlerin sayısı, sonsuz destek vaat edenler arasında bile oldukça azalmış durumda. Üstelik Rusya, nükleer olmayan ama nükleer silah etkisi yaratabilen hipersonik füzelerini sahada test ederek büyük bir avantaj elde etti.
Ekonomik yaptırımların etkisi
Çatışmalar sürerken, Rusya uygulanan ekonomik yaptırımların etkilerini minimize etme konusunda oldukça başarılı bir tablo sergiliyor. İlk başlarda oluşan boşluklar kısa sürede dolduruldu; marketlerde eksik bir ürün bulmak neredeyse imkânsız. Beyaz eşyadan otomotiv yedek parçasına kadar her alanda alternatif çözümler üretilirken, yerli markaların doğuşu büyük bir ivme kazandı. Öyle ki, alışveriş merkezlerinde eski dünya çapında bilinen mağazaların yerine geçen, tanıdık logolara sahip yeni yerli markalar dikkat çekiyor. Hatta Sibirya’da seralarda domates yetiştirme fikri bile hayata geçirilmiş durumda.
Sonuç: Yorulan dünya, kararlı Rusya
Tabloya baktığımızda, Rusya’nın geri adım atmasını sağlayacak hiçbir etken olmadığı gibi, onu mağlup etme çabaları da yalnızca dünyayı yıpratıyor ve yormaktan öteye gitmiyor. Moskova, hem ekonomik hem de askeri alanda kendi yolunu bulmayı sürdürüyor.
Dünyanın en deneyimli dışişleri bakanı olarak gösterilen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da dediği gibi devasa bir coğrafyaya sahip Rusya'yı demir perdelerle kapatmak imkansız.
Bu ilk yazımla, sizlere Moskova’dan sıcak gündemi aktarmaya çalıştım. Bundan sonraki yazılarımda detaylı analizler ve farklı perspektiflerle buluşmak dileğiyle.
Sevgiyle kalın.
Yeni yılın heyecanı başkent Moskova’yı adeta bir masal diyarına çevirmiş durumda. Şehir, ışıl ışıl süslemeleriyle bir gelin gibi hazırlanırken, Rusya’nın 2025’e umut dolu bir başlangıç yapma arzusunu hissedebiliyorsunuz.
İlk yazımda, kısa bir giriş yaparak Moskova’dan görünen tabloyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çatışma ve barış arayışı
Rusya, kendisini "kardeş halk" olarak gördüğü Ukrayna ile girdiği çatışmayı hiçbir zaman istemediğini gerek halk gerekse liderlik düzeyinde defalarca dile getirdi. Ancak üç yılı geride bırakan bu süreç, yalnızca bölgeyi değil, dünyanın tamamını derinden etkileyen bir çatışmaya dönüştü.
Rusya'nın "Özel askeri operasyon" olarak adlandırdığı bu süreçte, Rusya barış masasına açık olduğunu sıkça ifade ediyor. İstanbul’da gerçekleştirilen müzakerelerin hâlâ geçerli bir temel olabileceğini belirtiyor. Ancak çatışmaların "dondurulması" fikri, Moskova’da sıcak karşılanmıyor.
Geçtiğimiz günlerde 2024’ü değerlendiren geniş çaplı bir basın toplantısı düzenleyen Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ateşkes için çaba gösterdiklerini, ancak bu girişimlerin Kiev tarafından geri çevrildiğini söyledi. Putin’in ifadeleri, barış için kapının açık olduğunu, ancak müzakerelerin Batılı ülkelerin baskısıyla engellendiğini ortaya koyuyor. "Batı’nın amacı, son Ukraynalıya kadar savaşmak" diyen Putin, mevcut durumda çatışmayı sonlandırmanın Kiev’in elinde olduğunu vurguluyor.
Moskova'nın stratejik yaklaşımı
Rusya, bir yandan bu çatışmayı sona erdirmek istese de, diğer yandan askeri hedeflerini tamamlamadan masaya oturmayacağını açıkça belirtiyor. Topraklarına kattığını ilan ettiği dört bölgenin sınırlarına ulaşmak ve bir güvenlik koridoru oluşturmak, Moskova’nın öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Bunu da zaten her platformda ifade ediyor.
Moskova’da uzun yıllar yaşayan bir gazeteci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Rusya, "aynadan yansıma" prensibiyle hareket ediyor. Ona nasıl yaklaşırsanız, size aynı şekilde karşılık veriyor. Fazlası var, eksiği yok.
Ukrayna’nın zafer elde edebileceğini düşünenlerin sayısı, sonsuz destek vaat edenler arasında bile oldukça azalmış durumda. Üstelik Rusya, nükleer olmayan ama nükleer silah etkisi yaratabilen hipersonik füzelerini sahada test ederek büyük bir avantaj elde etti.
Ekonomik yaptırımların etkisi
Çatışmalar sürerken, Rusya uygulanan ekonomik yaptırımların etkilerini minimize etme konusunda oldukça başarılı bir tablo sergiliyor. İlk başlarda oluşan boşluklar kısa sürede dolduruldu; marketlerde eksik bir ürün bulmak neredeyse imkânsız. Beyaz eşyadan otomotiv yedek parçasına kadar her alanda alternatif çözümler üretilirken, yerli markaların doğuşu büyük bir ivme kazandı. Öyle ki, alışveriş merkezlerinde eski dünya çapında bilinen mağazaların yerine geçen, tanıdık logolara sahip yeni yerli markalar dikkat çekiyor. Hatta Sibirya’da seralarda domates yetiştirme fikri bile hayata geçirilmiş durumda.
Sonuç: Yorulan dünya, kararlı Rusya
Tabloya baktığımızda, Rusya’nın geri adım atmasını sağlayacak hiçbir etken olmadığı gibi, onu mağlup etme çabaları da yalnızca dünyayı yıpratıyor ve yormaktan öteye gitmiyor. Moskova, hem ekonomik hem de askeri alanda kendi yolunu bulmayı sürdürüyor.
Dünyanın en deneyimli dışişleri bakanı olarak gösterilen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da dediği gibi devasa bir coğrafyaya sahip Rusya'yı demir perdelerle kapatmak imkansız.
Bu ilk yazımla, sizlere Moskova’dan sıcak gündemi aktarmaya çalıştım. Bundan sonraki yazılarımda detaylı analizler ve farklı perspektiflerle buluşmak dileğiyle.
Sevgiyle kalın.