Evimiz Güllük Körfezi, İasos balıkçı köyünde. Terastan bakınca Milas-Bodrum Havalimanı çok yakınmış gibi görünüyor. O sırada kara dumanlar pistin ötesinde giderek havaya doğru yoğunlaşıyor. Önce uçak kazası sandım. Ama dürbünle bakınca Havalimanı’nın arka yamacındaki alevleri gördüm. Beçin Mahallesi’ne bağlı Çamovalı Orman’ı tutuşmuş yanıyordu. İçim cız etti. Çünkü daha önceki yangınlarda iki kez evimizi tahliye etmek zorunda kalmış, Çökertme’deki yangında arazimizin bazı zeytin ağaçları kül olmuştu.
Hiç kolay değil, Muğla ülkede çıkan yangınların merkez ili. Haziran ortasından beri tek damla yağmur yağmadı. Tahminlere göre ilk yağmur beklentisi Eylül ortasında. Sıcak ve çok kuru hava artı şiddetli rüzgarlar yangını adeta davet ediyor. Milas-Bodrum Havalimanı’nda yangın uçakları mevcut tıpkı Dalaman’daki gibi ancak sanırım büyük İzmir yangını için bölgeye kaydırıldılar ki Çamovalı yangınını kontrol etmek zaman aldı. Bu gibi durumlarda köylüler kendi topraklarını korumak için insan üstü çaba sarf ediyorlar.
Son 4 günde ülke çapında 72 yangın çıktı. 16 bin hektarlık alan etkilendi. Çoğu dikkatsizlikten veya bilinçli şekilde yakıldı. İzmir yangınının üç kafadarın piknik sevdasından çıktığı açıklandı. Bir başka iddia da rant uğruna dron ile güzelim koyların alevlerle tanıştırılması gerçeği. Neyseki yetkililer can kaybı yok diyorlar. Evet insan kaybımız yok ancak alevler içerisinde kaçacak yer bulamayan ve cayır cayır yanan diğer canlılar, yani masum hayvanları yok mu sayalım?
Yangın mevsimi topu topu 3 aydır. Bu 3 aylık dönem için tam 9 aylık bir önlem alma zamanı vardır. İtfaiye insan üstü bir çaba sarf ediyor. Görevleri yangınla kıyasıya saate karşı mücadele edip kontrol altına alıp sonra soğutma işlemiyle söndürmek. Zaten son yangınlardaki muazzam çalışmalarına tanık olduk. Ancak mutlaka yangın söndürme filomuzu güçlendirmemiz gerek. Yangın ülkesiyiz. Karadeniz’in bir bölümü dışında her an büyük yangınlara tanık olabiliyoruz. Gerekli donanımların programlı bir şekilde temin edilmesi ve bunun için de yüklü bir bütçenin ayrılması şarttır. Akdeniz’de yangın sözcüğü çok yaygındır.
Komşumuz Yunanistan yaz aylarında alevlerle boğuşur. Rüzgar da bizdeki gibi en büyük düşmandır. İtalya, İspanya, Fransa, Hırvatistan gibi ülkeler yangına karşı önlemlerini sistematik bir şekilde alırlar. Okullarda bile eğitimi vardır. Yangın birimleri yaz kış talim yaparlar. Riskli ormanlık bölgelerine keşif kolları yerleştirilir. Yanıcı çöpler temizlenir. Herhangi bir cam meşrubat şişesi büyüteç görevi yaparak koca bir araziyi yakabilir. Maalesef Muğla’da yol kenarlarına atılan bu gibi cam şişeler yüzünden yangınların çıkmasına tanık olmaktayız. Yine maalesef sitelerde yazlıkçıların mangal sefası da çok tehlike yaratıyor. Hele rüzgarlı havalarda, üstelik bölgede su sorunu fazlasıyla yaşanırken. Site sorumlularının buna kökten bir çare bulması gerekiyor.
Ülkemiz şu günlerde büyük bir afet yaşıyor. Başta devletimiz olmak üzere hepimizin çok duyarlı ve dikkatli olması gerekiyor yeter ki yangına körükle gitmeyelim.
Bu arada şu anda Rusya’dan satın alınan yeni yangın söndürme uçağı ilk kez Milas-Bodrum Havalimanı’na süzülerek evimizin üzerinden iniyor. Nihayet güzel bir haber.
Evimiz Güllük Körfezi, İasos balıkçı köyünde. Terastan bakınca Milas-Bodrum Havalimanı çok yakınmış gibi görünüyor. O sırada kara dumanlar pistin ötesinde giderek havaya doğru yoğunlaşıyor. Önce uçak kazası sandım. Ama dürbünle bakınca Havalimanı’nın arka yamacındaki alevleri gördüm. Beçin Mahallesi’ne bağlı Çamovalı Orman’ı tutuşmuş yanıyordu. İçim cız etti. Çünkü daha önceki yangınlarda iki kez evimizi tahliye etmek zorunda kalmış, Çökertme’deki yangında arazimizin bazı zeytin ağaçları kül olmuştu.
Hiç kolay değil, Muğla ülkede çıkan yangınların merkez ili. Haziran ortasından beri tek damla yağmur yağmadı. Tahminlere göre ilk yağmur beklentisi Eylül ortasında. Sıcak ve çok kuru hava artı şiddetli rüzgarlar yangını adeta davet ediyor. Milas-Bodrum Havalimanı’nda yangın uçakları mevcut tıpkı Dalaman’daki gibi ancak sanırım büyük İzmir yangını için bölgeye kaydırıldılar ki Çamovalı yangınını kontrol etmek zaman aldı. Bu gibi durumlarda köylüler kendi topraklarını korumak için insan üstü çaba sarf ediyorlar.
Son 4 günde ülke çapında 72 yangın çıktı. 16 bin hektarlık alan etkilendi. Çoğu dikkatsizlikten veya bilinçli şekilde yakıldı. İzmir yangınının üç kafadarın piknik sevdasından çıktığı açıklandı. Bir başka iddia da rant uğruna dron ile güzelim koyların alevlerle tanıştırılması gerçeği. Neyseki yetkililer can kaybı yok diyorlar. Evet insan kaybımız yok ancak alevler içerisinde kaçacak yer bulamayan ve cayır cayır yanan diğer canlılar, yani masum hayvanları yok mu sayalım?
Yangın mevsimi topu topu 3 aydır. Bu 3 aylık dönem için tam 9 aylık bir önlem alma zamanı vardır. İtfaiye insan üstü bir çaba sarf ediyor. Görevleri yangınla kıyasıya saate karşı mücadele edip kontrol altına alıp sonra soğutma işlemiyle söndürmek. Zaten son yangınlardaki muazzam çalışmalarına tanık olduk. Ancak mutlaka yangın söndürme filomuzu güçlendirmemiz gerek. Yangın ülkesiyiz. Karadeniz’in bir bölümü dışında her an büyük yangınlara tanık olabiliyoruz. Gerekli donanımların programlı bir şekilde temin edilmesi ve bunun için de yüklü bir bütçenin ayrılması şarttır. Akdeniz’de yangın sözcüğü çok yaygındır.
Komşumuz Yunanistan yaz aylarında alevlerle boğuşur. Rüzgar da bizdeki gibi en büyük düşmandır. İtalya, İspanya, Fransa, Hırvatistan gibi ülkeler yangına karşı önlemlerini sistematik bir şekilde alırlar. Okullarda bile eğitimi vardır. Yangın birimleri yaz kış talim yaparlar. Riskli ormanlık bölgelerine keşif kolları yerleştirilir. Yanıcı çöpler temizlenir. Herhangi bir cam meşrubat şişesi büyüteç görevi yaparak koca bir araziyi yakabilir. Maalesef Muğla’da yol kenarlarına atılan bu gibi cam şişeler yüzünden yangınların çıkmasına tanık olmaktayız. Yine maalesef sitelerde yazlıkçıların mangal sefası da çok tehlike yaratıyor. Hele rüzgarlı havalarda, üstelik bölgede su sorunu fazlasıyla yaşanırken. Site sorumlularının buna kökten bir çare bulması gerekiyor.
Ülkemiz şu günlerde büyük bir afet yaşıyor. Başta devletimiz olmak üzere hepimizin çok duyarlı ve dikkatli olması gerekiyor yeter ki yangına körükle gitmeyelim.
Bu arada şu anda Rusya’dan satın alınan yeni yangın söndürme uçağı ilk kez Milas-Bodrum Havalimanı’na süzülerek evimizin üzerinden iniyor. Nihayet güzel bir haber.