hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Reha Erus Reha Erus

    TERCİHİM ZEFFİRELLİ’NİN ‘CALLAS FOREVER’I

    26.02.2025 Çarşamba | 11:24Son Güncelleme:

    Türkiye’de vizyona giren ‘Maria’ filmini seyretmeye Amerika’da evde başladım, Haluk Bilginer’i sabırla beklerken yemeğe çağrıldım ve gerisini dönerken uçakta izledim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Şili’li yönetmen Pablo Larrain in daha önceki filmlerini beğenmiştim ‘Neruda’ (Pablo Neruda Şili’li şair) ‘Jackie’ (Robert Kennedy ve Aristotle Onnasis’in eşi), ‘Spencer’ (Lady Diana) ve ‘El Conde’ (Şili’li diktatör Augusto Pinochet) ile ilgili biyografik filmleri başarılıydı ve ödüller kazandı. Larrain genelde festivaller için filmler çeker.

    Aslında ‘Maria’ da sıradışı bir biyografik yapıt. Değişik yanı Yunan asıllı soprano Maria Callas tanımıyla opera sanatının ‘Prima Donna’sının yaşamının dramatik son bir haftasını anlatıyor.

    Maria Callas ile ilgili daha önce İtalyan yönetmen ve ünlü sopranonun yakın dostu Franco Zeffirelli’nin ‘Callas Forever’ (Daima Callas) ini izlemiştim. Callas’ın sahne ve özel hayatının son üç ayı tiyatro tadında, şiirsel ve özgün bir anlatımıydı. Callas’ı Fransız oyuncu Fanny Ardant canlandırmış ve eleştirmenlerden tam not almıştı. Üç yıl aradan sonra Larrain için kamera karşısına geçen Angelina Jolie’nin Maria Callas performansı çok merak ediliyordu. Türkiye dışında İtalya, Fransa, ABD, Almanya hatta Yunanistan’dan olumlu ve olumsuz yorumları dikkatle okudum. Kafam karıştı desem yeridir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    TERCİHİM ZEFFİRELLİ’NİN ‘CALLAS FOREVER’I

    Allahtan imdadıma sevgili dostum Zekiye Görgün yetişti. Film ile ilgili düşünceme ayna tuttu. Zekiye Görgün sosyal medya hesabından görüşünü özetle şöyle dile getirmiş: ‘Pablo Larrain’in yeni filmi ‘Maria’ sanatla, müzikle dolu ustalıkla çekilmiş bir film olmasına rağmen ünlü opera sanatçısının trajik bir kurban olarak betimleyen ve onu yalnızca güçten düştüğü çöküş dönemiyle tanımlayan bir film olmanın ötesine geçemiyor.

    İzleyici bütün filmi Callas’ın ölümünü bekleyerek izlemeye koşullandırılıyor. Ama izleyicinin filmin ana karakteriyle kurduğu ilişki, daha doğrusu Maria’yı algılama ve anlama biçimi hep bir güçsüzlük, kırılganlık, yoksunluk, hali üzerinden şekilleniyor. İki saatin sonuna geldiğimizde ise Callas’ın hayatındaki önemli her şeyin geçiştirildiğine dair bir his oluşuyor. ‘Maria’, tekrarlı anlatı yapısı ve odak noktasının hayli dar oluşu sebebiyle Callas hakkında dişe dokunur bir şey söylemiyor maalesef.’ Bu kusursuz yorumun altına imzamı atarım.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Özelikle Maria Callas’ı canlandıran Angelina Jolie hakkındaki değerlendirmeleri de Amerikan medyasından okudum. Kimisine göre Jolie Oscar’lık bi oyun çıkartmış. Bazıları üç yıllık bir aradan sonra tekrar setlere dönen ünlü yıldızın vasatta kaldığını yazmış. Film seyirci ve hasılatta da bekleneni veremedi. Haluk Bilginer’in rolü kısa ama kusursuz bir Onassis tipi yaratmış.

    Üşenmedim 2002 yapımı ‘Callas Forever’ı tekrar izledim. Fanny Ardant beni yine heyecanlandırdı. Sonra kendisiyle röportajımda aramızda geçen diyaloğu anımsadım. ‘Yönetmen Zeffirelli ‘Fanny Maria Callas’ın ötesine geçti. Sette sadece o vardı’ yorumunu yaptı. Siz ne dersiniz? ‘Hayır usta yönetmenin kafasında Maria Callas vardı ve ‘Diva’yı bana monte etti.’

    Sonuçta benim tercihim ‘Callas Forever’ ve sevgili Fanny Ardant oldu.