Önce vikunyaları yakından tanıyalım. İspanyolca Vicuna yazılıyor Vikunya okunuyor. Devegiller familyasından. Lamaya benziyorlar ama daha küçüğü. Boynu uzun, bacakları kısa, kulakları dik ve yumuşak. Her yetişkin 50 kilo civarında. Fazla ürkekler. Soğuk iklime dayanıklılar. 4000 – 5000 metre yükseklikte sürü halinde yaşıyorlar. Ömürleri 12 yıl. Tek yavrulu gebelik dönemleri ise11 ay sürüyor. Dünyanın en güzel ve kaliteli iplik tüyüne sahipler. Her iki yılda bir kırkılıyorlar Bir vikunyadan sadece 250 gram tüy çıkıyor. Yerlilerce kabaca işlendikten sonra bu120 grama kadar düşüyor. Sonra bunlar balyalarla İtalya’ya getiriliyor ve işleniyor.
Loro Piana’nın iki sahibi Sergio ve bir süre önce yaşamını yitiren Pier Luigi kardeşlerle yaptığım ilk özel röportajda bana vikunyaların tarihini ve önemini anlattılar.
Şöyle ki:
“Bu çok sevimli hayvanların değerli tüylerinden sadece Inka Kraliyet Ailesi faydalanabiliyordu.14. yüzyılda Peru, Bolivya ve Arjantin’in yüksek dağlarında1 milyona vikunya yaşıyordu. İspanyol işgalci Francisco Pizzaro’nun bölgeye gelmesiyle tarihin en büyük vikunya katliamı başladı. Çünkü ‘Yeni Dünyanın İpeği’ diye tanımlanan vikunya tüyü çok kıymetliydi.
Yüzyıllar geçtikçe ve silahlar tüfeğe dönüştükçe bu değerli hayvanların nesli tükenmeye başladı. 1960’ta yapılan bir kaba sayımda sadece 5.000 vikunyanın yaşadığı anlaşıldı. Sağ kalan vikunyalar için Peru’nun Pampa Galeras Milli Parkında koruma altına alınması kararlaştırıldı. Ancak hükümet bu yüklü maliyeti tek başına karşılayamıyordu. İşte burada ‘Kaşmir Kraliyeti’ olarak bilinen Loro Piana devreye girdi. 1924 yılında İtalya’nın Quarona kasabasında baba Pietro tarafından kurulan kumaş tezgahı vikunya ile ilk ilgilenen Avrupalı üretici oldu. Masrafların karşılığı vikunylaların tüylerini satın alacaktı.1994 yılında Peru hükümetiyle yeni bir anlaşma sağlandı. Lucanas’ta 2100 hektarlık bir bölüm arazı satın alındı ve vikunyalar yine sürüler halinde burada korunmaya başlandı...
Fotoğraf: iStock
Sergio Loro Piana ile birkaç yıl önce ikinci bir röportaj yapmıştım. Ağabeyi Pier Luigi’nin ölümü ile sarsılmış ve sorumluluğu artmıştı. Her yıl kırkma döneminde Peru’ya gittiğini ve dini törene katıldığını hatırlatarak "Merinos koyunundan yılda 2 kilo yün kırkılır. Vikunyadan bildiğiniz gibi iki yılda bir sadece 120 gram net ipek tüyü elde edilir. Kaşmir 10’sa vikunya 1’dir. Düşünün kaşmir kumaşı 15 mikrondur. Bu rakam vikunyada 12 -13 de kadar düşer. Yani işlenebilecek en ince kumaştır. Bu nedenle ürünleri pahalıdır. Bir örnek vereyim. Bir kazak için en az 6 vikunya ipliği gerekir. Bir palto için bu rakam 35 veya 36'ya ulaşır" demişti.
Sergio Loro Piana’ya göre Türklerin vikunya kumaşlarına ilgisi çok. Zaten İstanbul’da iki mağazaları bulunuyor.
2028’e vikunya nüfusunun1 milyona ulaşacağı ön görülüyor.
Bir Peru belgeseli beni yıllar öncesine bu ürkek ama şirin değerli And Dağları'nın prensesine götürdü.
Fotoğraf: Reha Erus
Önce vikunyaları yakından tanıyalım. İspanyolca Vicuna yazılıyor Vikunya okunuyor. Devegiller familyasından. Lamaya benziyorlar ama daha küçüğü. Boynu uzun, bacakları kısa, kulakları dik ve yumuşak. Her yetişkin 50 kilo civarında. Fazla ürkekler. Soğuk iklime dayanıklılar. 4000 – 5000 metre yükseklikte sürü halinde yaşıyorlar. Ömürleri 12 yıl. Tek yavrulu gebelik dönemleri ise11 ay sürüyor. Dünyanın en güzel ve kaliteli iplik tüyüne sahipler. Her iki yılda bir kırkılıyorlar Bir vikunyadan sadece 250 gram tüy çıkıyor. Yerlilerce kabaca işlendikten sonra bu120 grama kadar düşüyor. Sonra bunlar balyalarla İtalya’ya getiriliyor ve işleniyor.
Loro Piana’nın iki sahibi Sergio ve bir süre önce yaşamını yitiren Pier Luigi kardeşlerle yaptığım ilk özel röportajda bana vikunyaların tarihini ve önemini anlattılar.
Şöyle ki:
“Bu çok sevimli hayvanların değerli tüylerinden sadece Inka Kraliyet Ailesi faydalanabiliyordu.14. yüzyılda Peru, Bolivya ve Arjantin’in yüksek dağlarında1 milyona vikunya yaşıyordu. İspanyol işgalci Francisco Pizzaro’nun bölgeye gelmesiyle tarihin en büyük vikunya katliamı başladı. Çünkü ‘Yeni Dünyanın İpeği’ diye tanımlanan vikunya tüyü çok kıymetliydi.
Yüzyıllar geçtikçe ve silahlar tüfeğe dönüştükçe bu değerli hayvanların nesli tükenmeye başladı. 1960’ta yapılan bir kaba sayımda sadece 5.000 vikunyanın yaşadığı anlaşıldı. Sağ kalan vikunyalar için Peru’nun Pampa Galeras Milli Parkında koruma altına alınması kararlaştırıldı. Ancak hükümet bu yüklü maliyeti tek başına karşılayamıyordu. İşte burada ‘Kaşmir Kraliyeti’ olarak bilinen Loro Piana devreye girdi. 1924 yılında İtalya’nın Quarona kasabasında baba Pietro tarafından kurulan kumaş tezgahı vikunya ile ilk ilgilenen Avrupalı üretici oldu. Masrafların karşılığı vikunylaların tüylerini satın alacaktı.1994 yılında Peru hükümetiyle yeni bir anlaşma sağlandı. Lucanas’ta 2100 hektarlık bir bölüm arazı satın alındı ve vikunyalar yine sürüler halinde burada korunmaya başlandı...
Fotoğraf: iStock
Sergio Loro Piana ile birkaç yıl önce ikinci bir röportaj yapmıştım. Ağabeyi Pier Luigi’nin ölümü ile sarsılmış ve sorumluluğu artmıştı. Her yıl kırkma döneminde Peru’ya gittiğini ve dini törene katıldığını hatırlatarak "Merinos koyunundan yılda 2 kilo yün kırkılır. Vikunyadan bildiğiniz gibi iki yılda bir sadece 120 gram net ipek tüyü elde edilir. Kaşmir 10’sa vikunya 1’dir. Düşünün kaşmir kumaşı 15 mikrondur. Bu rakam vikunyada 12 -13 de kadar düşer. Yani işlenebilecek en ince kumaştır. Bu nedenle ürünleri pahalıdır. Bir örnek vereyim. Bir kazak için en az 6 vikunya ipliği gerekir. Bir palto için bu rakam 35 veya 36'ya ulaşır" demişti.
Sergio Loro Piana’ya göre Türklerin vikunya kumaşlarına ilgisi çok. Zaten İstanbul’da iki mağazaları bulunuyor.
2028’e vikunya nüfusunun1 milyona ulaşacağı ön görülüyor.
Bir Peru belgeseli beni yıllar öncesine bu ürkek ama şirin değerli And Dağları'nın prensesine götürdü.
Fotoğraf: Reha Erus