Endüstri 4.0 diye adlandırdığımız yeni sanayileşme döneminde otomasyon ve yapay zekanın gücü artarken, pek çok insan yakın gelecekte işini kaybetme endişesine kapılmış durumda. Makineler pek çok işi bizden daha hızlı, daha verimli, hatta daha kaliteli şekilde yapabiliyor. Üstelik maliyetler de düşüyor. Robotlar yorulmuyor, hasta olmuyor, ara vermiyor.
Bu konuda yaygın kanı otonom sistemlerin kas gücü gerektiren ve rutine dayalı işleri çok hızlı bir şekilde domine edeceği. Yapay zeka önce mavi yakalı çalışanların, ardından beyaz yakanın daha komplike beceri gerektiren işlerini ele geçirecek. Yakın gelecekte milyonlarca işlevsiz insanın açıkta kalacağı bir döneme tanıklık edebiliriz.
Bu projeksiyonu destekleyen pek çok popüler ismin açıklamaları, hatta dünyaca ünlü kuruluşlarının bu sonuçları destekleyen onlarca raporu mevcut. Ancak bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı var ve herkes aynı bakış açısına sahip değil.
Teknoloji iş yapma modellerimizi şekillendiriyor
Küresel çapta yoksullukla mücadele etmek amacıyla çalışmalar yapan Dünya Bankası her yıl, iş dünyası üzerinde etkisi olan belirli bir konuya odaklanan, raporlar yayınlıyor. Henüz açıklanan yeni rapor, teknolojik gelişmelerin iş dünyasına etkisine odaklanıyor.
Rapora göre aslında değişim net. Global çapta endüstriyel işlerde büyük bir dönüşüm var. Rutin işlerde kayıplar yaşanıyor. Ama yeni nesil teknolojiler yepyeni çalışma alanları da yaratıyor. Tıpkı daha önceki dönemlerde de yaşandığı gibi.
Hatta Dünya Bankası Baş Ekonomisti Koujianou Goldberg, Bloomberg’e verdiği bir röportajda endişelerin yersiz olduğunu belirterek şöyle diyor;
“Bu dördüncü sanayi devrimi. Daha önce üç tane geçirdik ve hepsinde ayakta kalmayı başardık. Makinelerin insanları tamamen elimine etmesi mümkün değil, eninde sonunda duruma adapte oluyoruz.”
İnsana yatırım her zamankinden daha önemli
Eğitim sekörünün önde gelen belirli isimlerinin sık sık dile getirdiği üzere; geleceğin neslini yetiştirmek için, her an her yerde mevcut ezber bilgilere değil, yeni nesil becerilere odaklanmak gerekiyor. Daha bilişsel ve duysal beceriler öne çıkıyor.
Bu noktada 1800’lü yılların sonunda yaşamış ABD’li yazar, filozof Elbert Hubbard’ın sözü aklıma geliyor; “Elli sıradan insanın işini bir makine yapabilir, ama bir sıradışı insanın işini hiç bir makine yapamaz.”
Bu noktada raporu yazan ekibin çok kilit bir uyarısı var; “Önümüzdeki dönemde insana yatırım yapmayan ülkeler çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalacaklar.” O kadar önemli bir vurgu ki bu.
Daha önce Çinli teknoloji firması Baidu’nun Yapay Zeka departmanın başında olan, şimdiyse Google’ın Google Brain derin öğrenme projesini yürüten Andrew Ng de bu hafta Twitter üzerinden ilgi çeken bir öngörüde bulundu.
Right now economists are debating whether 2019 will see a recession. Short-term is hard to predict, but I predict that in the next 5 years, AI adoption across multiple industries--especially outside the software industry--will drive massive global GDP growth.
— Andrew Ng (@AndrewYNg) 2 Ocak 2019
Andrew Ng diyor ki “2019 yılı için ekonomistler bir resesyon ihtimalinden bahsediyor. Kısa dönemde ne olacağını öngörmek zor. Ama önümüzdeki 5 yıl yapay zekanın pek çok sektöre entegre olmasıyla dünya çapında büyük bir ekonomik büyümeye tanık olacağız.”
Belki de teknolojiye karşı kılıçları çekmenin zamanı değil. Belki de o teknolojiyi kullanarak hem dünyamızı hem de insanlığı çok daha yaşanılabilir bir hale getirme vakti. Yeter ki bu dönüşüme hazır olalım.
Endüstri 4.0 diye adlandırdığımız yeni sanayileşme döneminde otomasyon ve yapay zekanın gücü artarken, pek çok insan yakın gelecekte işini kaybetme endişesine kapılmış durumda. Makineler pek çok işi bizden daha hızlı, daha verimli, hatta daha kaliteli şekilde yapabiliyor. Üstelik maliyetler de düşüyor. Robotlar yorulmuyor, hasta olmuyor, ara vermiyor.
Bu konuda yaygın kanı otonom sistemlerin kas gücü gerektiren ve rutine dayalı işleri çok hızlı bir şekilde domine edeceği. Yapay zeka önce mavi yakalı çalışanların, ardından beyaz yakanın daha komplike beceri gerektiren işlerini ele geçirecek. Yakın gelecekte milyonlarca işlevsiz insanın açıkta kalacağı bir döneme tanıklık edebiliriz.
Bu projeksiyonu destekleyen pek çok popüler ismin açıklamaları, hatta dünyaca ünlü kuruluşlarının bu sonuçları destekleyen onlarca raporu mevcut. Ancak bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı var ve herkes aynı bakış açısına sahip değil.
Teknoloji iş yapma modellerimizi şekillendiriyor
Küresel çapta yoksullukla mücadele etmek amacıyla çalışmalar yapan Dünya Bankası her yıl, iş dünyası üzerinde etkisi olan belirli bir konuya odaklanan, raporlar yayınlıyor. Henüz açıklanan yeni rapor, teknolojik gelişmelerin iş dünyasına etkisine odaklanıyor.
Rapora göre aslında değişim net. Global çapta endüstriyel işlerde büyük bir dönüşüm var. Rutin işlerde kayıplar yaşanıyor. Ama yeni nesil teknolojiler yepyeni çalışma alanları da yaratıyor. Tıpkı daha önceki dönemlerde de yaşandığı gibi.
Hatta Dünya Bankası Baş Ekonomisti Koujianou Goldberg, Bloomberg’e verdiği bir röportajda endişelerin yersiz olduğunu belirterek şöyle diyor;
“Bu dördüncü sanayi devrimi. Daha önce üç tane geçirdik ve hepsinde ayakta kalmayı başardık. Makinelerin insanları tamamen elimine etmesi mümkün değil, eninde sonunda duruma adapte oluyoruz.”
İnsana yatırım her zamankinden daha önemli
Eğitim sekörünün önde gelen belirli isimlerinin sık sık dile getirdiği üzere; geleceğin neslini yetiştirmek için, her an her yerde mevcut ezber bilgilere değil, yeni nesil becerilere odaklanmak gerekiyor. Daha bilişsel ve duysal beceriler öne çıkıyor.
Bu noktada 1800’lü yılların sonunda yaşamış ABD’li yazar, filozof Elbert Hubbard’ın sözü aklıma geliyor; “Elli sıradan insanın işini bir makine yapabilir, ama bir sıradışı insanın işini hiç bir makine yapamaz.”
Bu noktada raporu yazan ekibin çok kilit bir uyarısı var; “Önümüzdeki dönemde insana yatırım yapmayan ülkeler çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalacaklar.” O kadar önemli bir vurgu ki bu.
Daha önce Çinli teknoloji firması Baidu’nun Yapay Zeka departmanın başında olan, şimdiyse Google’ın Google Brain derin öğrenme projesini yürüten Andrew Ng de bu hafta Twitter üzerinden ilgi çeken bir öngörüde bulundu.
Right now economists are debating whether 2019 will see a recession. Short-term is hard to predict, but I predict that in the next 5 years, AI adoption across multiple industries--especially outside the software industry--will drive massive global GDP growth.
— Andrew Ng (@AndrewYNg) 2 Ocak 2019
Andrew Ng diyor ki “2019 yılı için ekonomistler bir resesyon ihtimalinden bahsediyor. Kısa dönemde ne olacağını öngörmek zor. Ama önümüzdeki 5 yıl yapay zekanın pek çok sektöre entegre olmasıyla dünya çapında büyük bir ekonomik büyümeye tanık olacağız.”
Belki de teknolojiye karşı kılıçları çekmenin zamanı değil. Belki de o teknolojiyi kullanarak hem dünyamızı hem de insanlığı çok daha yaşanılabilir bir hale getirme vakti. Yeter ki bu dönüşüme hazır olalım.