Kara ormanların kıyısındaki cennet Baden-Baden

Bugün sizleri Almanyanın Fransa sınırına yakın, küçük, sakin şehri Baden-Badene götürmek istiyorum. Küçük dediğime aldanmayın, Almanyanın en zenginlerinin yaşadığı veya sık sık ziyaret ettiği bir milyonerler şehri Baden-Baden.İsminin minik bir hikayesi var. Avusturyada bulunan Baden şehriyle karıştırılmaması için şehrin ismi sonradan Baden-Baden olarak değiştirilmiş. Avrupanın en meşhur kumarhanesi bu şehirde bulunuyor. Hatta Ünlü Rus yazar Dostoyevskinin meşhur Kumarbaz isimli romanı bu şehirde geçiyor ve yazarın hayatından kesitleri de içeriyor. Sanatçılardan bahsetmişken Dostoyevski gibi Gogol ve Turgenyev gibi yazarlar, Schumann, Brahms, List, gibi önemli besteciler de hayatlarının bir kısmını bu güzel şehirde geçirmiş. Ayrıca şehrin Filarmoni Orkestrası Almanyanın en eski orkestrasıymış. Avrupanın ikinci büyük opera ve konser salonu Festspielhaus da burada bulunuyor. Şehrin enleri saymakla bitmiyor. Baden-Baden, Roma döneminden beri kullanılan kaplıcaları ile dünyanın en önemli kaplıca bölgelerinden biri olma özelliğine de sahip. Baden-Baden pahalı bir şehir olmasına rağmen, meşhur kaplıcalarına giriş ücretleri gayet makul tutulmuş. Şifalı sulardan faydalanmak için çok güzel SPA merkezleri var. En meşhur olanı Friedrichsbah, incelikle işlenmiş kubbesiyle dikkat çekici. Kaplıcalar bazı günler kadın/erkek karışık olabiliyor. Girmeden bilgi almakta fayda var. Şehrin keyfini doyasıya çıkarmak için yapılabilecek en güzel aktivitelerden birisi de Avrupanın en büyük ormanları arasında yer alan Kara Ormanları (Schwarzwald) keşfetmek. Her mevsim ayrı görsel güzelliğe sahip Kara Ormanlar size muhteşem bir doğa sunuyor. Eski Kale olarak bilinen Altes Schloss burada bulunuyor. İster araçla, ister 12 km.lik keyifli bir yürüyüşle ulaşılabilen kaleden Kara ormanların ve Ren nehrinin güzel manzaraları izlenebilir. Kara Ormanlardan bu kadar bahsetmişken, meşhur Kara Orman Pastasını tam yerinde yeme fırsatını kaçırmamak lazım. Eski tarz pastanelerinde, birbirinden lezzetli tatlılarla dolu tezgahlar akşam olmadan boşalıyor. Şehir merkezine doğru bir yürüyüş yaparsanız, Arnavut kaldırımlı sokaklarında sıralanmış antikacılar, lüks butikler ve mücevher mağazaları gözlerinizi şenlendirecek. Midenizi mutlu etmek için de yine lüks ve şık restoranları, hem Alman hem Uluslararası mutfakları içeren menüleriyle daha uygun ve eğlenceli Cafeleri, neredeyse ulusal içecekleri olan bira konusunda geniş seçenekler sunan açık bira bahçeleri de mevcut. Baden-Baden her mevsim ayrı güzelliğe bürünüyor. Ancak ilk kez gidecekler için özellikle Noel zamanı görmelerini tavsiye ederim. Doğanın kucağındaki bu huzurlu şehir gerçekten keşfetmeye değer.Yeni rotalarda görüşmek üzere