Cihat Baharı mı?
Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Kimse Avrupa'ya yarım yüzyıl daha barışın hâkim olacağına inanmamalı" demişti. Avrupa'yı endişelendiren bu gelişmeler "Arap Baharı"ndan sonra "Cihat Baharı" nın mı habercisi? İşte "Küresel Cihat" meselesinin detayları...
1) "Mücahitler için başta Irak ve Suriye neden cazip bir cihat alanı oldu?
Kuran-ı Kerim'i ezberlemek, yani hafız olmak, Kuran-ı Kerim okunan bir ortamda en az bir kişinin dinlemesi, gibi İslam Dini'ne göre farz olan bir davranışı, durumu veya görevi, Müslümanlardan bir kısmı yerine getirdiğinde diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu, gerektiği kadar Müslümanın yaptığında diğer Müslümanlara sorumluluk düşmeyen farzlardan olan (Farz-ı kifaye) cihat kavramı din alimleri tarafından nasıl benimsendi ve Suriye savaşına katılmak isteyen Sünni gençlere anlatıldı bununla başlayalım..
Not: Farz ikiye ayrılır: Biri yukarıdaki Farz-ı kifaye diğeride Farz-ı Ayn: Mükellef olan her Müslümanın bizzat kendisinin yapması gereken farzlardır. Örnek: Namaz kılmak, Oruç tutmak gibi.
Selefi Cihat Hareketi mensupları mezheplerinden dolayı Suriye'deki Beşar Esad rejimini tağuti saymışlardır: (Tağut; Put, Şeytan: Allah'a isyan eden ve insanları isyana davet eden. Allah'ın hükmünü tanımayarak, büyüklük taslayan, insanları Allah'a kulluktan engelleyen ve dolayısıyla kendisine kulluk ettiren her kişi, kurum, kuruluş, ideoloj, rejim).
Selefi "Mücahitler" için gayrimüslim bir kuvvet , (Haçlılar) İslam coğrafyasını işgal etmekte. Bu sebepten dolayı Suriye'deki Esad rejimi "Mücahitler" için meşru bir saldırı hedefidir. Ayrıca Suriye'de cihat alanı olması için makul sebepler mevcuttur.
2) Suriye bir lojistik üs
Ayrıca Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Suriye ve Biladüşsam'la (Günümüz Suriyesi, Ürdün, Lübnan, Filistin/İsrail ve Irak'ın batısı) alakalı ahir zaman hadisleri bu bölgeden bahsetmekte ve Hz. İsa'nın (a.s.) Şam'da bulunan Ümeyye Cami'nin doğusunda bulunan Minare-i Beyda'nın (Ak Minare) beyaz minaresinden inerek Deccal ile savaşacağını ve bunun Hesap Günü'nün gelişini hızlandıracağını beyan etmektedir. Bu ahir zaman kehanetleri Horasan'dan (Tarihi olarak İran'ın doğusu, Orta Asya ve Afganistan) cihana yayılacak olan "siyah sancaklılar" ile alakalı hadislerle birleşince cihadiler (mücahitler) bu hadislerin 1980'lerde Afganistan 'da Sovyetlere karşı yapılan "cihada" atıf yaptığını düşünmektedirler.
Bu görüşlere karşı bazı Selefiler Sünni kardeşlerinin Esad rejimi tarafından katledilmesi karşısında Batılıların Sünnilere yardım etmediğine inandıklarından kardeşlerine yardım etmek istemek için "alana" çıkmayı tercih etmişlerdir. Suriye cihadı için en büyük motivasyonun Biladüşsam'ın nihai hedef olan İsrail'e geniş çaplı bir savaş başlatarak Kudüs ve Mescid'i Aksa'yı geri almak için bir atlama taşı olması muhtemeldir.
3) Neden Mısır cihat alanı değil?
Mısırlı alimler cihat çağrısı yapmadı. Sina'daki cihatçılar rejime karşı eylemlerde bulunsalar dahi nihai hedeflerinin İsrail olduğunu vurguluyorlar. Suriye yakın ve orta vadede en önemli cihat sahası olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
4) El Kaide bağlantılı Nusret cephesi ve Irak Şam İslam Devleti (ISIS) ile Ahrar'us şam gibi bazı gruplar esad'a muhalif olsalarda gelecekte bu gruplar yakınlaşıp hatta birleşip bir İslam devleti kurabilir mi?
Birbirinin benzeyen gruplar aslında. Söylemlerindeki "batıl", "tekfirci" ithamları tarafların karşılıklı olarak itibarlarını sarsmak ve zedelemek için. Bir tür propaganda çalışması olarak görülebilir.
Unutmayalım Nusret Cephesi ve Ahrar'us Şam 2012'den beri çok sayıda eylem yaptı. Liderler arasında gerginlik olsa da alanda bu iki grubun mensupları arasında anlaşmazlık olduğu pek nadirdir.
"İslam Devleti" konsepti hakkında farklı yorumlara sahip olsalarda bütün grupların hedefi "Hilafet"tir. alarına rağmen her üç grup da öyle veya böyle bir İslam devleti istemektedir. Diyelim ki Suriye'de rejim unsurlarını yenselerde "devlet" bağlamında ciddi bir tartışma yaşayacakları da aşikar. Burada önemli olan farklı görüş ve yorumların taraflar arasında çatışmaya yol açıp açmayacağı.
5) Kim bu "Avrupalı Cihatçılar"
Bazıları ilk defa sahada savaşmaya gitse de içlerinde Irak, Afganistan, Yemen ve başka yerlerde savaş tecrübesine sahip bir grup var. Toplamda muhalif saflarda savaşan yabancı ülke vatandaşları (muhacir savaşçılar" "isyancılar"ın 5-10%'unu oluşturuyor.
Muhacir savaşçıların çoğunluğu Suudi Arabistan, Mısır, Libya, Tunus, Irak, Ürdün, Lübnan ve diğerleri. Avrupa'dan da çoğunlukla İngiltere, Fransa ve Belçika'dan çok sayıda "Selefi savaşçı "gelmiştir. Arap olmayan Afrika, Kafkaslar, Güney Asya ve Kuzey Amerika'dan da katılımlar olduğu resmi olmayan raporlara yansıyor. Gruplar kendi içlerinde bütün Müslümanların eşit olduğu fikrinde olduklarından Suriyeli - Yabancı gibi bir ayırım yapmıyorlar.
6) Suriye'de "cihat baharı" mı başladı?
Heras: Suriye devriminin başarısız olması ve silahlı muhalefetin yenilmesi durumunda Suriye'de cihad eden Selefi grupların tepkisi nasıl olabilir? Bu kurumlar "teslim olmama - geri çekilmeme" stratejisine mi sahiptirler?
Mücadeleyi bırakmazlar. En önemli mertebe "şehadettir" çünkü. Sayıları azalsa da "hücre" yapılarını korumak isteyeceklerdir. El Kaide Afganistan işgali sonrası bitmiş durumdayken 2004-2005'te yeniden toparlanmak için hamle yapmıştır. Hatta benzer 2008-2012 arasındaki Drone saldırılarındaki dönem sonrası yeniden ayağa kalkmak için hamle yaptıkları dahi söylenebilir.
"Batı'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra organize ettiği en üst düzey ve geniş askeri ve siyasi harekat "Küresel Terörle Mücadele" başlığı adı altında "Küresel Cihad" taraftarlarına yapıldığını da not olarak düşelim. Dünyayı endişelendiren çatışmalar, siyasi çalkantılar, global ekonomik durgunluk, "Arap Baharları" mevsimin "Cihat Baharı"na mı dönmesine mi sebep oldu?