Korona sonrası tatillerimiz nasıl değişti? Butik otellere ve karavana rağbet arttı! Doğa tatili öne çıktı.
Covid - 19 pandemisiyle geçmek bilmeyen 2-3 yılı atlatmış bulunsak da hala etkisinden çıkamadığımızı düşünüyor musunuz? Korona pandemisi sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak denmişti. Son günlerde etrafıma bakıyorum da kimse kimseye sarılmıyor, tokalaşma sayıları git gide azalıyor. Pandemi ve teknolojik gelişmeler eğitim, hizmet gibi pek çok sektörü etkilemişti. Gerçekten de hiçbir şey aslında eskisi gibi değil. Turizmde ya da tatil anlayışlarımız da durum nasıl mı?
2019 Kasım ayında Çin'de ortaya çıkan Covid- 19 Pandemisi sonrası dünyada her şey değişmişti. Hayat durma noktasına gelirken alışkanlıklarımız bile eskisi gibi olmadı. Seyahatler durdu, tatiller askıya alındı. Eğitim ve kafe restoranlarda yapılan değişimleri hiç anlatmıyorum bile. Online alışveriş, online mesai, online eğitim gibi kavramlar artık hepimizin hayatında... Sokağa çıkma yasakları sonrası turizm ve seyahatlerde değişiklikler yaşandı.
Peki pandemiden sonra neler değişti. Tatillerimiz eskisi gibi akıp gitmiyor mu? Yoksa hala durağan mı? Ya da bizler mi daha fazla dinlenme ihtiyacı hissediyoruz ve huzuru tercih ediyoruz? Daha yalnız tatillerin tercih edildiğini düşünüyorum. Büyük festivaller yerini private etkinliklere bıraktı. Sosyal mesafe hepimizin hayatının artık en önemli konusu olarak pandemiden bizlere miras kaldı. Artık insanlar dip dibe olmak istemiyor. Lütfen 1.5 metre mesafe diye bağırasımız geliyor. ''Hop dur orada! yanıma yaklaşma!''
Pandemi sonrası tüm dünyada ekonomik dalgalanmalar görülüyor. Hava yolculuğuna rağbet azalmaya başladı. Bu yıl tatillerde şahsi araçlarla kullanımın arttığını söylemek de fayda var. Yurt içi tatillerde uçak yerine şahsi araçlarla tatile gidenlerin sayısı bir hayli fazla. Otoyollar olsun köprüler olsun pandemi sonrası daha çok kullanılır hale geldiğini düşünüyorum.
Ayrıca ailelerle yapılan tatillerin sayısının arttığını düşünmekteyim. Bu tatillerde yol maliyeti daha uyguna geliyor. 3-4 kişinin buluşup beraber tatile giderek en azından yol parasından kar etmeyi amaçlaması çok normal.
Lüks ve gösterişli tatiller yerini doğayla iç içe tatillere bıraktı. Eskiden Çeşme, Bodrum'a akın akın insan giderken artık insanlar daha fazla sakinlik ve huzuru arıyor. Butik otelleri tercih ediyor. Doğayla iç içe yürüyüş yapabileceği, orman havası koklayabileceği, denize yürüyerek gideceği güzel yerleri arıyoruz.
Pandemi öncesi Alaçatı ve Bodrum müdavimi olan ben bile artık tatil rotalarımı Kemer kanyonları, ormanları ve denizine doğru çevirdim. Covid - 19 solunum yollarımız yerine sanki bizim zihinlerimizi daha çok yormuş gibi geldi bu yazıyı hazırlarken, doğayı özlemişiz gibi geliyor.
Pandemi bizi kısıtlarken artık özgür olmak istiyoruz naraları atmıştık fakat özgür olurken huzuru da yanımızda bulundurmak istiyoruz. Kalabalığı seven insanlar olarak huzuru ne çok özlemişiz, belki de pandeminin bize kattığı en güzel yan diyebilirim.
Tatillerde doğa yürüyüşü artarken spor ve meditasyon kamplarında tatil yapanların sayısı da artmaya devam ediyor. Kamp tatilleri bu yılda revaçta.
Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan gençler hem ekonomik hem de huzurlu bir tatil yapmak için daha çok doğa, kamp tatillerini tercih ediyor. Bu yıl yaptığım tatilde yüzlerce gencin bilim ve astronomi festivallerinde çadır kurduğunu görünce mutlu oldum. Hem uygun fiyatla tatil yapıyorlar hem de doğanın kalbindeler...
Yine tatillerimde gözlemlediğim şu oldu; butik otel ve karavanlara olan ilgi giderek artıyor. Seyahat konaklamalarında lüks otellerin birçoğu yerini butik otellere bırakabilir. Ayrıca ev kiralayarak tatil yapanların sayısı da bir hayli fazla.
Pandemide hayatımıza giren evden çalışma modeli sonrası tatil sürelerinin daha uzadığı yadsınamaz bir gerçek. Ülkemize gelen turistlerle de konuştuğumuzda 14 - 28 gün arası tatil yapanların sayısında artış görülüyor.
Pandemi bitse de etkileri aslında hala devam ediyor. En azından bu Covid- 19'un bizde bıraktığı kalıcı yanlar keşke sadece doğaya ve sakinliğe dönüş olsa. Pandemi dünyayı dönüştürürken bizi de dönüştürdü. Bakalım kaç yıl bu etkiler altında kalacağız?