Orta Doğu ve Basra Körfezi bölgesinde son yıllarda öne çıkan Dubai turizm sektöründe stratejik marka yönetimi açısından başarılı bir örnek sunuyor.
Balıkçılık ve inci avcılığıyla geçinen kentin metropole dönüşüm öyküsü
1900'lü yıllarda küçük bir balıkçı kasabası olan Dubai’nin en önemli gelir kaynağı inci avcılığıydı. 1930’larda yaşanan büyük ekonomik buhran sırasında inci piyasalarının olumsuz etkilenmesi Dubai halkına zor zamanlar yaşattı.
Bugün Birleşik arap Emirliği’nin sınırlarında olan topraklar, o dönemde İngiltere’nin himayesindeydi. İngiltere, 1968’de bölgeden çekileceğini açıkladı. 1969 yılında bölgede petrol bulunmasıyla birlikte yeni bir dönem başladı.
Dubai Emirliği’nin yükselişi, her ne kadar petrol bulunmasıyla başladıysa da, başarı bilimsel derinlikli analizler, küresel danışmanlıklar, vizyon raporları ve stratejilerle elde edildi. 1990’lı yıllardaki Körfez Savaşları dönemi sonrasında, petrol kaynaklarından kazanılan gelir doğru yatırımlara yönlendirildi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum’un vizyoner ekibi, bölgeyi geleceğe hazırlamak için vizyon raporları hazrladı. Günün birinde fosil yakıtlar tükendiğinde, Dubai nasıl hala ilerlemeye devam edebilir sorusu çerçevesinde projeler geliştirildi.
İlk hedef Dubai’yi bir turizm ve iş merkezi haline getirmekti. Bu çerçevede altyapı yatırımları gerçekleştirildi. Ulaşım ve altyapı yatırımları yapıldı. Yabancı yatırımlar arttı. Pek çok küresel şirket bölgedeki merkezlerini Dubai’ye taşıdı.
Dubai’nin her yanı geniş otoyollar, köprülerle birbirine bağlandı. Metro ve tren hatları kuruldu. Gökdelenler ve yüksek binaların yanısıra, dört-beş katlı binalardan oluşan mahalleler, balkonlu rezidanslar yaratıldı. Denizin doldurulmasıyla elde edilen yeni topraklar üzerinde görkemli oteller, rezidanslar, alışveriş merkezleri, mağazalar, sanat ve eğlence merkezleri inşa edildi. Palmiye Adaları, dünyada eşine az rastlanır bir proje olarak ön plana çıktı.
Dubai’nin en iddialı yatırımı olan Dünya Adaları projesiyse (World Island) denizin ortasında inşa edilen yapay alanlardan oluşuyor. 2026’da tamamlanması beklenen projede oteller, villalar, özel plajlar, saraylar, villalar ve apartmanlar yer alıyor. Oteller dünyadaki kentlerden ilham alınarak tasarlanıyor. Geçtiğimiz aylarda açılan ve önümüzdeki dönemde tam kapasite hizmete girmesi öngörülen Cote d’Azur Monaco Hotel şimdiden büyük etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Dubai’nin rekabet gücü nasıl arttı?
1. Emlak yatırımları
Pek çok alanda dünyanın rekabet gücü en yüksek kentleri arasında yer alan Dubai, doğru ve cesur adımlar atarak ilerliyor. Emlak piyasasında son dönemdeki daralmadan doğal olarak Dubai de payını almış durumda. Ancak, Arap ülkelerinden ve Birleşik Arap Emirliklerinden gelen yatırımcılarla emlak piyasasında bir canlanma başlamış durumda.
2. Ticaret altyapısı
Emirates havayolları ve Dubai hava limanına yapılan yatırımlar, bölgeyi bir transfer merkezi haline getirmiş durumda.
Dubai bir liman kenti olarak, bölgede ihracat ve ithalat lojistik faaliyetleri için de büyük bir öneme sahip. Serbest bölgeler, Dubai Internet City, Dubai Media City dünyanın önemli şirketlerine ev sahipliği yapıyor Dubai Finance City, para piyasalarında ön plana çıkıyor.
3. Turizm
Dubai turizmi pandemideki kapanma sonrasında hızla toparlanma eğilimi gösteriyor. 2023'ün ilk çeyreğindeki ziyaretçi sayısı, 2019'un ilk üç ayında Dubai'ye gelen 4,75 milyon turist ile kıyaslandığında pandemi öncesi seviyelerin yalnızca yüzde iki puan gerisinde kalmış durumda. Bu oran, Temmuz 2020'de şehrin uluslararası turistlere yeniden açılmasından bu yana dikkate değer bir başarı olarak nitelendiriliyor. Dubai’nin yılın ilk çeyreğindeki bu başarılı sektörel performansı, şehrin Tripadvisor Travellers' Choice Ödülleri 2023'te kente ikinci kez dünyanın 1 numaralı destinasyonu ödülünü getirdi.
4. Deneyim tasarımı
Dubai plajları, adaları, lüks otellerinin yanı sıra parklara, sanat ve gösteri merkezlerine yapılan yatırımlarıyla da ön plana çıkıyor. Dubai dünyanın en yüksek ikinci seyir kulesi olan Burj Khalifa Tower, dünyanın en lüks otellerinden olan Burj Al Arab, Palm Jumeirah, The World Islands, içinde 50 milyon çeşit çiçeğin bulunduğu Miracle Garden’ın yanı sıra, limanı, opera binası ve son dönemde açılan The Museum of the Future (Geleceğin Müzesi) gibi noktalarla özgün deneyimler sunuyor. Uluslararası konferanslara, sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.
Dubai gelenekle geleceği birleştirerek, hayal gücünün sınırlarını zorlayarak, kaliteden taviz vermeyerek, üst gelir grubunu hedefleyerek, deneyim tasarımı yaparak ilerlemeye devam ediyor.
Orta Doğu ve Basra Körfezi bölgesinde son yıllarda öne çıkan Dubai turizm sektöründe stratejik marka yönetimi açısından başarılı bir örnek sunuyor.
Balıkçılık ve inci avcılığıyla geçinen kentin metropole dönüşüm öyküsü
1900'lü yıllarda küçük bir balıkçı kasabası olan Dubai’nin en önemli gelir kaynağı inci avcılığıydı. 1930’larda yaşanan büyük ekonomik buhran sırasında inci piyasalarının olumsuz etkilenmesi Dubai halkına zor zamanlar yaşattı.
Bugün Birleşik arap Emirliği’nin sınırlarında olan topraklar, o dönemde İngiltere’nin himayesindeydi. İngiltere, 1968’de bölgeden çekileceğini açıkladı. 1969 yılında bölgede petrol bulunmasıyla birlikte yeni bir dönem başladı.
Dubai Emirliği’nin yükselişi, her ne kadar petrol bulunmasıyla başladıysa da, başarı bilimsel derinlikli analizler, küresel danışmanlıklar, vizyon raporları ve stratejilerle elde edildi. 1990’lı yıllardaki Körfez Savaşları dönemi sonrasında, petrol kaynaklarından kazanılan gelir doğru yatırımlara yönlendirildi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum’un vizyoner ekibi, bölgeyi geleceğe hazırlamak için vizyon raporları hazrladı. Günün birinde fosil yakıtlar tükendiğinde, Dubai nasıl hala ilerlemeye devam edebilir sorusu çerçevesinde projeler geliştirildi.
İlk hedef Dubai’yi bir turizm ve iş merkezi haline getirmekti. Bu çerçevede altyapı yatırımları gerçekleştirildi. Ulaşım ve altyapı yatırımları yapıldı. Yabancı yatırımlar arttı. Pek çok küresel şirket bölgedeki merkezlerini Dubai’ye taşıdı.
Dubai’nin her yanı geniş otoyollar, köprülerle birbirine bağlandı. Metro ve tren hatları kuruldu. Gökdelenler ve yüksek binaların yanısıra, dört-beş katlı binalardan oluşan mahalleler, balkonlu rezidanslar yaratıldı. Denizin doldurulmasıyla elde edilen yeni topraklar üzerinde görkemli oteller, rezidanslar, alışveriş merkezleri, mağazalar, sanat ve eğlence merkezleri inşa edildi. Palmiye Adaları, dünyada eşine az rastlanır bir proje olarak ön plana çıktı.
Dubai’nin en iddialı yatırımı olan Dünya Adaları projesiyse (World Island) denizin ortasında inşa edilen yapay alanlardan oluşuyor. 2026’da tamamlanması beklenen projede oteller, villalar, özel plajlar, saraylar, villalar ve apartmanlar yer alıyor. Oteller dünyadaki kentlerden ilham alınarak tasarlanıyor. Geçtiğimiz aylarda açılan ve önümüzdeki dönemde tam kapasite hizmete girmesi öngörülen Cote d’Azur Monaco Hotel şimdiden büyük etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Dubai’nin rekabet gücü nasıl arttı?
1. Emlak yatırımları
Pek çok alanda dünyanın rekabet gücü en yüksek kentleri arasında yer alan Dubai, doğru ve cesur adımlar atarak ilerliyor. Emlak piyasasında son dönemdeki daralmadan doğal olarak Dubai de payını almış durumda. Ancak, Arap ülkelerinden ve Birleşik Arap Emirliklerinden gelen yatırımcılarla emlak piyasasında bir canlanma başlamış durumda.
2. Ticaret altyapısı
Emirates havayolları ve Dubai hava limanına yapılan yatırımlar, bölgeyi bir transfer merkezi haline getirmiş durumda.
Dubai bir liman kenti olarak, bölgede ihracat ve ithalat lojistik faaliyetleri için de büyük bir öneme sahip. Serbest bölgeler, Dubai Internet City, Dubai Media City dünyanın önemli şirketlerine ev sahipliği yapıyor Dubai Finance City, para piyasalarında ön plana çıkıyor.
3. Turizm
Dubai turizmi pandemideki kapanma sonrasında hızla toparlanma eğilimi gösteriyor. 2023'ün ilk çeyreğindeki ziyaretçi sayısı, 2019'un ilk üç ayında Dubai'ye gelen 4,75 milyon turist ile kıyaslandığında pandemi öncesi seviyelerin yalnızca yüzde iki puan gerisinde kalmış durumda. Bu oran, Temmuz 2020'de şehrin uluslararası turistlere yeniden açılmasından bu yana dikkate değer bir başarı olarak nitelendiriliyor. Dubai’nin yılın ilk çeyreğindeki bu başarılı sektörel performansı, şehrin Tripadvisor Travellers' Choice Ödülleri 2023'te kente ikinci kez dünyanın 1 numaralı destinasyonu ödülünü getirdi.
4. Deneyim tasarımı
Dubai plajları, adaları, lüks otellerinin yanı sıra parklara, sanat ve gösteri merkezlerine yapılan yatırımlarıyla da ön plana çıkıyor. Dubai dünyanın en yüksek ikinci seyir kulesi olan Burj Khalifa Tower, dünyanın en lüks otellerinden olan Burj Al Arab, Palm Jumeirah, The World Islands, içinde 50 milyon çeşit çiçeğin bulunduğu Miracle Garden’ın yanı sıra, limanı, opera binası ve son dönemde açılan The Museum of the Future (Geleceğin Müzesi) gibi noktalarla özgün deneyimler sunuyor. Uluslararası konferanslara, sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.
Dubai gelenekle geleceği birleştirerek, hayal gücünün sınırlarını zorlayarak, kaliteden taviz vermeyerek, üst gelir grubunu hedefleyerek, deneyim tasarımı yaparak ilerlemeye devam ediyor.