İstanbul Olimpiyatları akıllı şehir olmadığı için kaybetti
Yöneticilerimiz sosyal medyayı yasaklamak veya "world-wide-web"den çıkıp, ayrı sistem kurmaktan söz ederken bakın dünyada ve ülkemizde gerçekte neler oluyor?
Tüm kıtalar, internetin bilgi okyanusundan yararlanmak için yeniden yapılanıyor. Ancak, biz ne yazık ki bilimsellikten uzak tartışmaların kısır döngüsüne mahkum oluyoruz. Geleceği bugünden kuramadığımız için, geleceğe umutla bakamıyoruz. Büyük Veri "Big Data" konusunda dünyanın en ileri araştırmalarına sahip olan kuruluşlardan IBM'e göre, "Bulut, mobil, sosyal medya ve büyük veri" konularına yatırım yapmayan şirketler ve ülkeler kısa bir süre sonra küresel rekabette kendilerine yer bulamayacaklar.
Geçen hafta, IBM Türk'ün Genel Müdürü Isabel Gomez'le cnnturk.com için bir söyleşi yaptım. Gomez, Türkiye'nin "Akıllı Şehir" (Smart City ) yaklaşımı konusunda sınıfta kaldığını, yerel seçimlerde hiç bir başkan adayının akıllı şehir kavramını gündeme getirmediğini hayretle izlediğini söyledi. İstanbul'un Olimpiyat adaylık başvurularında akıllı şehir yaklaşımına uzak olmasının, seçim komitesini kaygılandırdığını ve Türkiye'in asıl bu nedenle kazanamadığını belirtti.
Treni kaçırmak üzereyiz,yazılım ve hizmete yatırım yapmalıyız
IBM Türk Genel Müdürü Isabel Gomez'le sohbetimizi 7 başlık altında topladım, Türkiye'de durum ciddi. Bir an önce bilişim stratejilerimizi yeniden gözden geçirmek ve hızlı adımlar atmak zorundayız. Yöneticilerimiz sosyal medyayı yasaklamak veya "world-wide-web"den çıkıp, ayrı sistem kurmaktan söz ederken bakın dünyada ve ülkemizde gerçekte neler oluyor?
1. İnternette oluşan bilgi insan beyninin anlayabileceği düzeyi aştı.
2003 yılına kadar dünyada üretilen bilginin toplamı kadar veriyi artık iki günde üretiyoruz. Bu verileri insan beyniyle ve insan emeğiyle okumak, sınıflamak ve sentezlemek mümkün değil. Bu yüzden, verileri analiz edecek sistemler kurmak gerekiyor. Bilgi işlem dünyasının gelişim hızına yetişmek mümkün değil. Yazmaya başladığınız bir program veya geliştirmek için yola çıktığınız bir uygulama, siz işinizi bitirene kadar eskiyor ve yetersiz kalabiliyor. Isabel Gomez. IBM'in Watson projesiyle, insan beynine benzer bir biçimde çalışabilecek bilgisayarlar geliştirmekte olduğuna ve yakın bir gelecekte bilgisayarları insanların değil, bilgisiyarların programlayacağına dikkat çekiyor
2. En önemli 4 kelime: "Bulut, mobil, sosyal ve analitik"
Bizde hala pek çok şirket internet sitesini bile tam olarak yönetemezken, pek çok ülke sistemlerindeki kayıtları "bulut" adı verilen, mekandan ve cihazdan bağımsız olarak hizmet verecek kütüphanelerde topluyor. Verimliliği artıracak analiz programlarına yatırım yapıyor. Şirketler müşterilerini anlamak için sosyal medyadaki konuşmalardaki trendleri ve gelişmeleri izlemek için yapılanıyor. Mobil ticaret altyapılarını geliştiriyorlar. Türkiye'de bulut gündemimize girmiş değil. Sosyal mecra yasaklanacak bir alan olarak görülüyor. Mobilse sadece telefon modelleri bazında ele alınıyor. Yazılım ve analiz alanında çalışan şirket sayımız çok düşük. Bulut sistemi için bugüne kadar tam bin adet patent almış olan IBM gibi kuruluşların raporlarına göre, ülkemizin hızla kendisini toparlaması gerekiyor.
3. Türkiye teknolojiye açık ama IT olgunluğu çok düşük
IBM Türk Genel Müdürü Isabel Gomez, Türkiye'de insanların teknoloji kullanımına açık olduklarını, en yeni model cihazları aldıklarını ancak bilgi teknolojileri olgunluğu açısından çok geri kaldığına dikket çekiyor. "IT Maturity" yani teknolojik olgunluk, bir ülkenin cihazlara ödediği parayla değil, yazılım ve hizmetlere ayırdığı bütçeyle anlaşılıyor. Bir başka deyişle, en modern laptop'u veya akıllı telefonu almak yetmiyor. Yazılım ve hizmet sektörü gelişmiyorsa, o ülke ileri gidemiyor. Yazılım-hizmet harcamalarının, toplam teknoloji harcamalarına oranı açısından ülkemiz Orta Afrika, Mısır, Romanya, Suudi Arabistam, Rusya, Macaristam, Çek Cumhuriyeti ve Güney Afrika'dan daha gerilerde, yani daha az olgun bir konuma sahip. Dünyanın en büyük 17. Ekonomisi olmakla öğünen, 2023'de ilk 10'a girmek isteyen bir ülkenin IT olmadan bu işi başarması imkansız görünüyor.
4. Türkiye içerik üretmeli
Fatih Projesi örneğinde olduğu gibi, cihazları alma konusunda gayet atak davranıyoruz. Ancak, yazılım ve uygulama geliştirecek elemanlar yetiştirme konusunda aynı motivasyonu gösteremiyoruz. En kısa zamanda, insan kaynaklarımıza odaklanmalı, liselerde, üniversitelerde yazılımcı yetiştirmek için yapılanmalıyız. Öğretim kadrolarımızın bilgisayar okur yazarlık düzeyini geliştirmeli ve onları da içerik üretiminin bir parçası haline getirmeliyiz.
5. Şirketler IT'yi öğrenmeli
Her yıl ülkemizde yaklaşık 260 bin işletme kuruluyor, 140 bin işletmeyse kapanıyor. Bunun temel nedeni, girişimcilerimizin modern dünyayı ve rekabetin koşullarını tam olarak anlamak için uğraşmak yerine, makineye, ofise,arabaya yatırım yapması. IBMTürk Genel Müdürü, Isabel Gomez, ülkemizde finans sektörü dışında IT altyapısının zayıf olduğuna dikkat çekiyor.
6. Devlet destek vermeli
Avrupa, Çin, Kore, ABD, Hindistan, Latin Amerika'da yönetimler IT alanında çalışan şirketlere büyük destek veriyorlar. Vergi muafiyeti sağlıyorlar. Bizde de, devlet bu alanda öncülük etmeli, girişimcilere destek olmalı. Üniversite-Özel Sektör işbirlikleri geliştirilmeli.
7. Akıllı şehirlere yatırım yapılmalı
Dünyada akıllı şehir alanında 2000 proje var. Çin, İngiltere, İspanya, ABD başta olmak üzere pek çok ülkede belediyeler ulaşım, su, elektrik, sağlık, eğitim, temizlik işlemlerini bilgisayarlarla yönetiyorlar. Bu verimliliği artırıyor. Vatandaşların yaşam kalitesini yükseltiyor. Isabel Gomez Türkiye'de konunun gündemde olmamasına şaşırdığını şu cümlelerle dile getiriyor:
"Belediye seçimleri geçti. Hiç bir belediyenin akıllı şehirlerden bahsettiğini duymadım. Benim için bir şok oldu. Bence Türkiye olarak Olimpiyatları "Smart City" den söz etmediğimiz için kaybettik. Dünyada akıllı şehir alanında 2000 proje var. Barselona'ya bakın örneğin, büyük bir yatırım yaptılar. Şehirdeki süreçleri akıllı bir biçimde planladılar. Ankara, İstanbul, İzmir gibi dev şehirlerde "smart" hakkında çalışma yok. Buna acilen başlamak gerek.
Köprüler, havaalanları yapıyorsunuz, ancak bunun gerisindeki inovasyon nerede? En büyük havaalanını değil, en inovatif havaalanını yapıyor musunuz ona bakmalısınız. Bir ekosistem oluşmalı. Türkiye'deki suyu, elektriği, ulaşımı nasıl yöneteceksiniz? Bu konuda ne yapıyorsunuz? İnovasyon gündeminiz nedir? Bunu netleştirmeniz gerekmez mi?"