Canlı Yayın
“Japonya'ya gittiğimde babamı da götürmüştüm. Sushi tabağını eliyle şöyle bir itmişti. Bu akşam aramızda olmadığı için üzgünüm. İstanbul'da olsaydı eminim yemeklerden ve herşeyden çok mutlu olacaktı.” Bu sözler David Dudi Califa'nın yeni İsrail mutfağını tanıtma amacı ile The Four Seasons'da düzenlediği yemekteki konuşmasından. İsrailli Califa'nın İstanbul'a bilmem kaçıncı gelişi bu.
Geçen yıl mart ayında Beyoğlu'nda meydana gelen canlı bomba saldırısından kendisi kurtulmuş ama üç arkadaşını kaybetmişti. Bu çok acı olaydan sonra İstanbul'a olan aşkı sönmedi, beş ay sonra tekrar geldi ve gelmeyi de sürdürüyor. Califa yemek tutkunlarına “The Hungry Tourist” olarak dünyanın farklı köşelerine yemek turları düzenliyor. Bu kez İstanbul turuna katılan yemek meraklılarının yanısıra on genç İsrailli şefi de beraberinde getirdi. Amaç İstanbul'da kaybettiği arkadaşlarını anmak ve yemek ile bir dostluk köprüsü kurmak, kültür alışverişinde bulunmak. “Yemek kalpleri birleştirir” diyor.
Grup üç gün üç gece İstanbul'un altını üstüne getirdi. Şehrin iki yakasında en salaş yerlerden en üst düzey lokantalara, kebapçılara, meyhanelere, balıkçılara, baharatçılara, pazarlara kadar köşe bucak lezzetin izini sürdüler. Ve sonunda misafir oldukları The Four Seasons'ın mutfağında yerli malzemelerle “Made in Istanbul” adını verdikleri menüleri ile yeni nesil İsrail mutfağından örnekler hazırladılar.
“İsrail mutfağı var mıdır?"
Ne yiyeceğimizi çok merak ettim. Açıkçası yemekten önce “İsrail mutfağı var mıdır?, İsrail mutfağı nedir?” sorusuna verilebilecek cevap aklımı çok kurcaladı. “Amerikan mutfağı var mıdır?” sorusuna verilebilecek cevap gibi... “Yok” da diyebilirsiniz, “Ülkeye gelen göçmenlerin geldikleri coğrafyalardan getirdikleri yemeklerden oluşan bir mutfak” da diyebilirsiniz. İsrail mutfağı Kuzey Afrika, Arap, Akdeniz, Doğu Avrupa, Ortadoğu ülkelerinden gelen göçmenlerin yemeklerin karışımı...
Ve derken humusun başı çektiği, tahinin güç bende dediği üç dört meze geliyor sofraya. Peşinden ilk giriş karides sashimi geliyor, bir bizden bir onlardan iki malzeme ile tatlandırılmış; tulum peyniri ve Nablus zeytinyağı. Arkasından balkabağı ve bamya eşliğinde kalamar. Gecenin sürprizi tahin soslu ızgara uykuluk oldu. Masamızda büyük ilgi gören uykuluk tabağını Türk baharatları ile tatlandırılmış mercimek yatağında fener balığı takip etti. En son olarak Fas esintili büyük bir et tabağı geldi sofraya.
Yemek gruptaki tek kadın şefin hazırladığı çikolata ve zahter tatlısı ile son buldu.
Yediklerimizde sözünü ettiğim tüm ülkelerin mutfaklarından esintileri açıkça hissettik. İsraillilerin en öne çıkan malzemelerinden tahin her an “Ben buradayım” dedi. Anlaşılan genç nesil şefler "gefilte fish" mutfağını değil humuslu yolu seçti. Sonuç olarak da diyebilirim ki “Evet yeni bir İsrail mutfağından artık söz edilebilir.”
Califa ve geceye pişirdikleri yemeklerin yanı sıra kahkahaları ile neşe katan genç şefler bu ziyaretleri ile amaçlarına ulaştılar; yemek ile sağlam bir dostluk köprüsü kurduklarına emin olsunlar.
Califa şimdi de Ege yollarında keşifte...
“Japonya'ya gittiğimde babamı da götürmüştüm. Sushi tabağını eliyle şöyle bir itmişti. Bu akşam aramızda olmadığı için üzgünüm. İstanbul'da olsaydı eminim yemeklerden ve herşeyden çok mutlu olacaktı.” Bu sözler David Dudi Califa'nın yeni İsrail mutfağını tanıtma amacı ile The Four Seasons'da düzenlediği yemekteki konuşmasından. İsrailli Califa'nın İstanbul'a bilmem kaçıncı gelişi bu.
Geçen yıl mart ayında Beyoğlu'nda meydana gelen canlı bomba saldırısından kendisi kurtulmuş ama üç arkadaşını kaybetmişti. Bu çok acı olaydan sonra İstanbul'a olan aşkı sönmedi, beş ay sonra tekrar geldi ve gelmeyi de sürdürüyor. Califa yemek tutkunlarına “The Hungry Tourist” olarak dünyanın farklı köşelerine yemek turları düzenliyor. Bu kez İstanbul turuna katılan yemek meraklılarının yanısıra on genç İsrailli şefi de beraberinde getirdi. Amaç İstanbul'da kaybettiği arkadaşlarını anmak ve yemek ile bir dostluk köprüsü kurmak, kültür alışverişinde bulunmak. “Yemek kalpleri birleştirir” diyor.
Grup üç gün üç gece İstanbul'un altını üstüne getirdi. Şehrin iki yakasında en salaş yerlerden en üst düzey lokantalara, kebapçılara, meyhanelere, balıkçılara, baharatçılara, pazarlara kadar köşe bucak lezzetin izini sürdüler. Ve sonunda misafir oldukları The Four Seasons'ın mutfağında yerli malzemelerle “Made in Istanbul” adını verdikleri menüleri ile yeni nesil İsrail mutfağından örnekler hazırladılar.
“İsrail mutfağı var mıdır?"
Ne yiyeceğimizi çok merak ettim. Açıkçası yemekten önce “İsrail mutfağı var mıdır?, İsrail mutfağı nedir?” sorusuna verilebilecek cevap aklımı çok kurcaladı. “Amerikan mutfağı var mıdır?” sorusuna verilebilecek cevap gibi... “Yok” da diyebilirsiniz, “Ülkeye gelen göçmenlerin geldikleri coğrafyalardan getirdikleri yemeklerden oluşan bir mutfak” da diyebilirsiniz. İsrail mutfağı Kuzey Afrika, Arap, Akdeniz, Doğu Avrupa, Ortadoğu ülkelerinden gelen göçmenlerin yemeklerin karışımı...
Ve derken humusun başı çektiği, tahinin güç bende dediği üç dört meze geliyor sofraya. Peşinden ilk giriş karides sashimi geliyor, bir bizden bir onlardan iki malzeme ile tatlandırılmış; tulum peyniri ve Nablus zeytinyağı. Arkasından balkabağı ve bamya eşliğinde kalamar. Gecenin sürprizi tahin soslu ızgara uykuluk oldu. Masamızda büyük ilgi gören uykuluk tabağını Türk baharatları ile tatlandırılmış mercimek yatağında fener balığı takip etti. En son olarak Fas esintili büyük bir et tabağı geldi sofraya.
Yemek gruptaki tek kadın şefin hazırladığı çikolata ve zahter tatlısı ile son buldu.
Yediklerimizde sözünü ettiğim tüm ülkelerin mutfaklarından esintileri açıkça hissettik. İsraillilerin en öne çıkan malzemelerinden tahin her an “Ben buradayım” dedi. Anlaşılan genç nesil şefler "gefilte fish" mutfağını değil humuslu yolu seçti. Sonuç olarak da diyebilirim ki “Evet yeni bir İsrail mutfağından artık söz edilebilir.”
Califa ve geceye pişirdikleri yemeklerin yanı sıra kahkahaları ile neşe katan genç şefler bu ziyaretleri ile amaçlarına ulaştılar; yemek ile sağlam bir dostluk köprüsü kurduklarına emin olsunlar.
Califa şimdi de Ege yollarında keşifte...
SON DAKİKA
