Yeşil, sadece yeşil: Botanik düğün trendleri

Pantone Renk Enstitüsü yılın rengini açıkladığından beri özellikle dekorasyonda yeşil çılgınlığı yaşanıyor. Düğünler de bu trendden payına düşeni aldı. Sonuç olarak 2017de seralarda, botanik bahçelerinde bol yapraklı buketler, duvak yerine pelerinler ve yemyeşil smoothieler eşliğinde evleniyoruz.Bir gün bir adam, yetenekli bir adam, oturup bir tablo yapar, sonraki 6 asır boyunca insanlar o tabloyu konuşur. Sanat işte tam olarak bu. Jan van Eyck. Hollandalı bir erken Rönesans ressamı. Tablosunun adı Arnolfini Portresi. 1434 tarihli. Bu isimler doğal olarak okuyana hiçbir şey ifade etmeyebilir. Ama Hani şu üzerinde kalın yeşil kumaştan dökümlü elbise olan hamile kadının ve Vladimir Putine benzeyen şapkalı adamın olduğu resim dersek, tabloyu tanıyanlar çıkacaktır. Yüzyıllardır akademisyenler, sanat tarihçileri ve meraklılarının tartıştığı ise tablodaki kadının, yani Constanzanın karnı burnunda görüntüsüne rağmen hamile olup olmadığı... Bildiğimizi kadarıyla 21. Yüzyıl itibariyle hala bu konu netleşmiş değil. Tartışmanın sebebi, dönemin resim sanatındaki bir çeşit moda. 1400lerin Avrupasındaki hamile kadın imajı; şimdi, bu çağda bizim ülkemizdeki devlet büyüklerinin hangi karanlık delikten çıktığı belirsiz beyanlarının aksine bakılmak istenen, umut veren, hatta uğur getiren bir olguydu. Bu yüzden kadınlar tablolarda hamile olmasalar da öyleymiş gibi çiziliyordu. Peki Constanza gerçekte hamile miydi? Bu sorunun cevabı sanat tarihi açısından çok kritik, çünkü eğer hamile değilse bu bir düğün tablosu, dolayısıyla Constanzanın üzerindeki elbise de gelinlik olmalı. Bir kadın hem hamile hem de gelin olamaz şart koşumu burada işleri karıştıran. Zira o çağda gelin bakiredir görüşü hakim. Alternatifi kabul edilir şey değil. Tablonun diğer detaylarına göre bir miktar geride, hatta saklı duran meyveler, ellerin pozisyonu gibi diğer bazı semboller bunun bir düğün tablosu olduğuna işaret ediyor. Tablonun en acayip detaylarından biri olan geri plandaki konveks dairesel ayna ise, Allahın her şeyi gören gözünü temsil ediyor. Hayır, illuminati değil. O odada olan her şeyin Allahın onayı çerçevesinde gerçekleştiğini anlatıyor bize. Hatta aynanın içinden gözümüzün içine bakan ressam ve yanındaki kişi de bu onayın şahitleri. Ressam neden sadece kendisini çizmemiş, o yanındaki kim? Sembol çözücülerin 600 yıldır çözemediği sır, aslında gün gibi ortada: Evliliğe en az iki şahit gerekiyor. İpucu, ikinci kişinin kimliğinden çok varlığında. Takunyalar çıkarılmış, odanın dışında bırakılmış. Yani burası kutsanmış bir oda. Orada olan olay her neyse ilahi anlamda pür. Ancak ressamın gözümüze soktuğu üzere Constanzanın karnı burnunda! Bu ne biçim iş? Yok o zaman bu bir düğün tablosu değil ya da ressam bizimle kafa buluyor, başa döndük, aaaa, yeter! Ne oldu? İnsanoğlu gözüyle gördüğünü aklıyla değil, kafasındaki klişelerin yönlendirdiği bir takım halüsinasyonlarla açıklamaya çalıştı. Ey arkadaşlar, sembol çözücüler, uzmanlar... Size bir haberimiz var, Constanza hamile! Hem de buradan görülebildiği kadarıyla her an doğurabilir. Ve evet, bu aynı zamanda bir düğün tablosu. 15. yüzyılda Rönesans Avrupasında karnı burnunda bir kadın, Allahın huzurunda, onun onayı ve kutsamasıyla ülkenin en saygın adamlarından biriyle evleniyor. Kocası, sağ eliyle gelen eleştirileri sakince bertaraf ediyor, diğeriyle sevdiği kadının elini avucuna alıyor. Kadın ise huşu içinde eli karnında, bebeğini işaret diyor. Ya şu kafa karıştıran dönemin kadınlarını hamile gösterme modası ne olacak? Van Eyck, bize yüzyıllar öncesinden bakıp Hüloğğğ, Constanzayı resmin odak noktasına koydum, gözünüze soktum, bir de üstüne kadını yemyeşil yaptım. Tablonun yarısını kaplıyor o yeşil. Daha neyi görmüyorsun kardeşim! diye fırça atsa yeridir. Ne o? Biri yeşil mi dedi? O neyi simgeliyordu? Tıpta fertilite deniyor. Yani, doğurganlık, üreme... Nedeniyse çok açık. Binlerce yıldır gen hafızamıza kazındığı üzere doğurganlığı artıran doğal yiyeceklerin büyük çoğunluğu yeşil renkte. İçgüdüsel olarak yeşil bize çoğalmayı, yani en birincil varlık sebebimizi fısıldıyor. Bir de tabii daha yüzeyde duran bahar, yeniden doğuş anlamları var. Peki Rönesansın kelime anlamı neydi? Tam olarak yeniden doğuş. Şaşırdık mı? Hayır. Neymiş? Van Eyck, Arnolfini Portresini boşuna yapmamış. Tablo, dönemin anarşist ruhunu, Rönesansı tam anlamıyla yansıtan çağlar ötesi bir derinliğe sahip çok özel bir sanat eseri. Yeşil, Rönesans demek, klişelerden kopup gelmek demek, doğa ne diyorsa doğrudur ve eğer bir Tanrı varsa bunu onaylar demek... Giovanni ve Constanza Arnolfiniyi seviyoruz. Ama şimdi hep birlikte Constanzanın gelinliği kadar yeşil bir düğüne doğru yola çıkıyoruz. Her yılın son aylarında bir sonraki yılın renk trendlerini belirleyen Pantone, 2017nin rengini Greenery olarak açıklamıştı. Yani orman renklerinden esinlenen bir dizi yeşil tonu... Pantone renkleri, modadan dekorasyona, estetiğin hakim olduğu tüm ticari platformlarda mutlaka ses getiriyor. Bu yılın düğün trendleri arasında önce çıkan detaylardan biri de tamamen yeşil bir düğün. Öncelik tabii ki bir botanik bahçesinde. Nikah için mümkünse içinde etkinlik yapılabilen büyükçe bir serası olan bir botanik bahçesi... Serayı buldunuz ama nikahı burada kıyamıyorsanız düğün öncesindeki fotoğraf çekimlerini mutlaka burada gerçekleştirmelisiniz. Binanın konstrüksiyonunun iç mekanda yarattığı perspektif, dışarıdan gelen patlak ışık ve içerideki bitkilerin yarattığı kontrast fotoğraflarınızı çok lezzetli kılacak. Aslında bu yıl nikahta oturma düzeni önerilmiyor. Bizde nikah çok kısa süren bir iş olduğu için bu oturma düzeni kısmı işlevsel anlamda çok gerekli değil. Ancak estetik olarak hoşunuza gidiyorsa, krem rengi sandalyeleri sadece folyaj yani yeşil yapraklı dallarla (burada okaliptüs) süsleyebilirsiniz. 2017 düğünlerinde öne çıkan detay, kağıt süslemeler. Yalnız bu konseptte beyaz ve yeşilin tonları dışında pek renk kullanmıyoruz. Ortama canlılık katması için ara ara sarı renk kullanılabilir. Kağıt yelpaze, fener ve Çin süsleri yanında origami, fark yaratmanızı sağlayacak. Nikahın kıyılacağı bölümdeki takın size özel olmasını isteyin. Basit ama sizin olsun. Düğünden sonra fotoğraflarınızı çok önemseyeceğiniz için misafirlere olduğu kadar fotoğrafçıya da hitap eden dekorlar seçmeye özen gösterin. Fotoğrafçıyla anlaşma işini asla sona bırakmayın. İyi bir tablo için ressam ve konusu arasında doğru iletişim olması gerektiği bir gerçek. Fotoğrafçıyla konusu için de aynı durum geçerli. Yüzük yuvası için yosunla kaplı kalp şeklinde köpük kaide yaptırabilirsiniz. Daha iyisi kalp şeklinde bir kutunun içine düğün öncesi ekip büyüttüğünüz çimler yüzüklerinize nikahın sonuna kadar ev sahipliği yapabilir. Misafirlerinize de aynı şekilde içinden çim çıkan küçük saksılar hediye edebilirsiniz. Çim, bakımı çok kolay olan ve düşündüğünüzden çok daha dekoratif bir bitki. Deneyin göreceksiniz. Ham ahşap piknik masaları bu konsepte çok uyacaktır. Masa boyunca devam eden bej keten bir runner, üzerinde sadece folyaj, tercihen okaliptüs ve zeytin karışımı, belki aralara konmuş sukulentlerle yapılmış bir bitki aranjmanı, bembeyaz tabaklar, mumlar, yeşil cam bardaklar, voila! Tam istediğimiz gibi bir masa! Tabakları tek başına çok çıplak bulursanız, altlarına yaprak renginde supla yerleştirebilirsiniz. Yine ham ahşap masa üzerinde deve tabanı yaprakları şeklinde kesilmiş servisler üzerine bu sefer antrasit supla ve şeffaf kesme tabaklar kullanılıyor. Bu durumda ortadaki aranjmanı da yapraklarla birlikte tropik bir etki yapan yeşil orkideler ya da gelin çiçeği olarak da bilinen kısa kesim beyaz kalalarla süslemek yerinde olacaktır. Henüz rengini almamış ortancalar, araya lotus tohumları... Alternatif çok... Bahçenin dekorasyonunda kağıt süslerin dışında ağaçlara asılmış ya da masa üzerinde nötr renklerde kuş evi ya da kuş kafesi kullanabilirsiniz. Tekrar edelim canlı renkler yasak! Kuş evleriniz sanki ezelden beridir oradaymış gibi gözükmeli. 1000 kişilik düğün yapmak günümüzde neredeyse ayıp karşılanıyor. Bu yıl da az davetliyle çok mutlu düğünler yapıyoruz. Dolayısıyla pastalar da özgürleşiyor, plastik görünümlü pastaların yerini rustik, ev yapımı kremalı ve meyveli pastalar alıyor. İlle çikolatalı pasta isterim diyorsanız, çikolatalı kek ve kremayla yabanmersini birleşimini denemenizi öneririz. Pasta süslemesinde ise tabii ki yapraklar ve gerçek beyaz çiçekler var. Bu yazıda sık sık tekrar ettiğimiz üzere bu çiçek değil, yaprak odaklı bir trend. Yeşilin her tonu ve beyaz serbest. Renk kadar güçlü bir iletişim aracından vazgeçtiğimiz için buketin büyük hatta heykelsi olması iyi bir seçim olabilir. Bukette de okaliptüs, yosun, zeytin, hatta sarmaşık gibi birbiriyle ilgisiz gözüken yeşilleri bir araya getirebilirsiniz. Bu trendde el buketlerinde sukulent, hatta dev dikenler gibi sert ama çok dekoratif bitkileri de sıklıkla görüyoruz. Araya çiçek koymak istiyorsanız bunun beyaz olmasına dikkat edin. Bu yıl gelinler duvak yerine uçuşan tül pelerin tercih ediyorlar. Sade, düz bir gelinlik tercih edenler bol işlemeli; dantel, gösterişli gelinlik giyenler ise dümdüz sade, ucu işli tül pelerinler giyiyorlar. İpek gelinlik de bu yılın trendlerinden. İklimin serin olduğu yerlerde ipek gelinlikler yünlü kumaştan pelerinlerle birleştiriliyor. Duvak olmadığı için saçlar da daha özgür. İster açık, ister toplu kullanabilirsiniz. Ancak kuaförden çıkma jilet gibi topuzlardan ya da maşayla yapılmış yapay buklelerden uzak duruyoruz. Boho-chic gelinlerin yoğunlukla kullandığı yandan tek örgü ya da örgülü dağınık topuz konseptinizi tamamlayacak. Saçınıza ister çember şeklinde, ister tokayla gerçek yaprak süsler takın. Yeşil yapraklar her saç renginde güzel duruyor. Gelinler kırmızı ruj sürmez, masum uçuk pembelerle yetinir klişesinden kurtulun. Bu yaz tüm gelinler kırmızı öpüyor. Hem de en kırmızısından, mümkünse nar çiçeği... Takı kullanacaksanız üzerinizde zümrüt taşımanın tam zamanı. Ya da yeşim, ya da herhangi bir yeşil taş... Yeşil, dişil enerjiyi çekiyor. Yeşilin parayla özdeşleşmesinin sebebi de bu. Dişil enerji bereket demek. Yeşil, bereket demek. Bereketi kendinize çekin. Mekana iyi bir giriş yapmak istiyorsanız düğün planlayıcınızdan ferforje bir at arabası isteyin. Ferforje, botanik düğün konseptinde ahşap dekorasyonun alternatifi. Hem nikah oturma hem de yemek düzenindeki sandalyeleri ferforje düşünebilirsiniz. Aman dikkat! Ferforjeyi abartırsanız konsept tamamen başka bir şeye, provans düğüne kayar, bir stiller karmaşası yaşamak istemiyorsanız gösterişli elemanları tadında bırakın. Düğünler eski çağlardan beri birer bereket şenliği olarak kutlandığı için dilek dilemek isteyen çok oluyor. Buketinizi yakalamak isteyenler, ayakkabınızın altına ismini yazmak isteyenler... Eskiden gelin buketlerinde sırma teller olurdu. Dilek için, uğur için isteyene bir tel verirdi gelin. Bu gelenekleri birleştirip düğün alanındaki ağaçlardan birini dilek ağacına çevirebilirsiniz. Beyaz şerit şeklinde kesilmiş kumaş parçalarını delgiyle delip ucuna renkli iplikler geçirerek kendi dilek çaputlarınızı hazırlayabilirsiniz. İşte bu da bir mesele. Öyle bir şey yok. Yani gelin ve damat için ayrılan bir masa olması kadar saçma bir durum yok. Gelin ve damat herkesle birlikte bir masada oturup yemeğini yer, sonra herkesle birlikte eğlenir. Bu kadar. Çünkü amaç eğlenmek. Ayrıca o gelin damat masaları nedense düğünlerin en rüküş en tipsiz masalarıdır. Ancak günün ilerleyen saatlerinde arkadaşların ya da sizin ayrı ayrı ya da grup halinde önünde fotoğraf çektirebileceği köşeler yaratmaktan çekinmeyin. Rahat olsun, mümkünse komik olsun. Evet, yeşil derken sağlıklı beslenmeyi kast ediyoruz ama renk de tesadüfi değil. Örnek, kremalı bezelye çorbası. Bu çorbanın en güzel tarafı doğal bir güzellik tarifi olması. Bezelye özellikle cilde ve saçlara iyi gelen, anti-aging özelliğine sahip bir sebze. Anne adaylarına özellikle önerilen bir yeşil. Bir çeşit hayat suyu. İçiniz, konuklarınıza içiriniz. Protein, demir ve lifler açısından zengin olan ıspanak; akne tedavisinde, cilt ve saç bakımında kullanılıyor. Kilo vermeye de yardımcı, ayrıca doğal sakinleştirici. Krem peynirli ıspanaklı kurabiyeler, düğün yemeğinizin ilginç detaylarından biri olarak hatırlanacak. Nane, bilindiği üzere strese ve baş ağrısına iyi geliyor. Anne sütünü artırıcı özelliği de var. Davetinizde naneli limonata, ayran ve smoothie gibi içeceklere yer açın. Bunlar dışında avokado son yıllarda düğün masalarının vazgeçilmezlerinden. Bu konsepte de çok uygun. Avokadoyla yapılabilecek bir sürü ilginç yemek var. Sadece size önerilenle yetinmeyin, kendi araştırmanızı yapın. Unutmayın, düğün yemeklerinde vegan ve vejetaryenler hep aç kalır. Onlar için ayrı tabak düşünmenize gerek yok. Bir vegan köşesi yapıp taze sebze meyveyle doldurun, tamam. Herkes mutlu.