Jules Verne. Bilimkurgu ve fantastik edebiyatın babası kabul edilir. Seksen Günde Devr-i Alem, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Dünyanın Merkezine Yolculuk... Bu kitapların içeriğindeki yenilikler ve hayal gücü; çocukluk, gençlik anılarımızın en heyecan verici maceralarının sorumlusudur. Verne ve iki çağdaşı H. G. Wells ile Hugo Gernsback, kendilerinden sonra gelen yazarların ve senaristlerin hayatımıza soktuğu R. Daneel Olivaw, Mr. Spock, Luke Skywalker gibi gerçekte var olduklarına gönülden inandığımız karakterlerin dolaylı yoldan sorumlusu sayılabilirler. Bu yazarların yan yolda seyretmekte olan fantastik edebiyat akımında bile payları var: Frodo, Bilbo Baggins, Roland Deschain ve daha nice karakter... Indiana Jones hayranları el kaldırsın. Ya Marty Mcfly ve Doc? En sevdiğimiz... Bu paragraf boyunca adı anılan karakter ve kitaplara aşinaysanız, beyninizin oksipital lobunda siz fark etmeden bir kelime belirecek: SEYAHAT. Bu sihirli kelime macera, gelişim, bilgi kelimeleriyle eş değer kabul edilir. Çünkü aslında gelişim ve ilerleme sağlayan en büyük fikirler tuvalette otururken değil, yolda giderken aklımıza gelir. Yol yapmak, büyümektir.
Neolitik dönem ikiye ayrılır
Evet, ne yazık ki, ta oradan başlıyoruz. Her maceranın bir başlangıç noktası var. Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’i kazasız belasız atlatan Homo Sapiens, MÖ. 7000’de çok büyük bir teknolojik gelişmeye imza atıyor ve ateşte pişen killi çamurun sertleştiğini fark ediyor. Nerede? Orta Anadolu’da ve Güneydoğu Anadolu’da bir yerlerde. Belki biraz daha aşağılarda, Suriye’de. Belki de her gün işe gidip gelmek için kullandığınız yol üzerinde. ‘Çatalhöyük’ kelimesini bir yer ismi olarak size ilkokulda zorla öğretmişlerdir. Kelimeye şimdi burada bir kez daha bakalım, elinden tutalım, sevelim. Genel olarak höyükleri sevelim koruyalım zaten, onlar olmasa insanoğlu ne kendini bilecek, ne de başka bir şeyi... Akılsızca, rant peşinde inşaat alanı açmak için yok edilen arkeolojik alanları, tepesine bilinçsizce bomba yağdırılan; altı katman katman bilgi dolu binlerce köyü sevelim, hatırlayalım. Çanak Çömlekli Neolitik Dönemi ise burada kapayalım.