Evde orman terapisi
İnsanın doğaya, yeşile yüzünü dönüp de mutlu olmaması gibi bir ihtimal yok. Son yılların popüler dekorasyon trendi yeşili eve çekmek, yaşatmak ve onunla iyileşmek 2018'de son hız yayılırken, evde bir saksı çiçeğini yaşatmaktan aciz, mutsuz insanlar tarihe karışıyor. Bir çiçek değil, bin çiçek; bitkiler, hatta ağaçlar yatak odamızdan başlayıp evin her köşesine dağılıyor.
Haberin Devamı
/

Egzotik cennet bahçelerine meraklı sürrealist tasarımcı ve sanatçılar bu köşeye zaman zaman konuk oluyor. Daha önce ressam ve hayalperest Jacques Majorelle'in Marakleş'te yarattığı; ancak moda devi Yves Saint Laurent- Pierre Bergé çiftinin adıyla ünlenen bahçenin (şu yazımda) ve yirminci yüzyılın son büyük eksantriği, sürrealizm akımının yaratıcılarından Edward James'in, Güney Amerika'nın yağmur ormanlarının ortasında yarattığı gizli cennetin hikayesini (şu yazımda) anlatmıştık.
/

2010'lu yılların başında dikey bahçe kavramının yükselişi, öncelikle şehir ölçeğinde alternatif yeşil alan yaratmak açısından kitleleri memnun etti, ardından bu dikey bahçeler, mimariyi direkt etkileyen bir trend halini aldı. Ara katlarından ağaçlar fışkıran gökdelenler dikey orman konseptiyle dünyanın her tarafında adeta mantar gibi bitti. Emlak sektörü malum, bina dikecek bahane bulsun, sonrası tam bir katastrof.
Haberin Devamı
/

Tabii genele bakıldığında dünya ve çevre için felaket olsa dahi, her konseptin bir alıcısı var. Plaza konforundan vazgeçmek istemeyenler gökyüzüne bulutların üzerindeki bir teras bahçesinin aralığından bakabilme hayaline balıklama atladılar ve binlerce kişi bu gökdelenlere akın etti.
Çeşit çeşit yaprak
/

Hipster'ların pabucunu dama atan yuccie'ler ortaya çıkıp sazı ellerine alınca dikey bahçe kavramı dikey bostan ile yer değiştirdi ve mutfak, teras ve balkonların duvarlarını şifalı otlar bürüdü. İşte tam olarak burada bir dönüm noktası yaşandı. O ana kadar hep pencerenin dışında kalan ve "bakılan" bahçe ve bostanlar, bir anlamda iç mekana çekilip "içinde yaşanır" hale geldi.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

İvme kaybetmeden sürekli yükselen bu eğilim, bitkilerin heykelsi ve dekoratif özelliklerini keşfetmemize ve daha önce ismini bile bilmediğimiz yepyeni yeşil bitkilerle, otlarla tanışmamıza yol açtı. Örneğin terrarium nedir, biliyorsanız, trend sizin de kanınıza girmiş demektir. 2017'nin Pantone rengi "greenery" yani "yeşillik" olarak açıklandığında ise kaçmak isteyenin de artık kaçacak noktası kalmamıştı, çeşit çeşit yeşil yaprak hayatımızın her köşesine nüfuz etti. 2018'de ise yeşil akımı hızını kesmeden devam ediyor.
Welcome to the jungle
/

Peki ya şu "Gece olunca bitkiler karbondioksit salgılar, o yüzden eve, hatta yatak odasına asla bitki konmaz" klişesini ne yapacağız? Allah aşkına sevgili okur! Bitsin gitsin şu klişeler artık hayatımızdan. Biri bir şey demiş, o zaman o öyledir kafasından çıkalım. Bir bilene soralım. Merak edelim. Merak kediyi öldürmez bu arada. Her kimse onu söyleyen, hayatında kedi büyütmemiş. Kediyi merakı değil, insanların acımasızlığı, bir de pisliği öldürür. Sokaktaki kedi ya şiddet gördüğü, ya araba çarptığı ya da insanların çöplerinin pisliğinden hastalandığı için ölür. Bilen dediğimiz çok uzakta da değil bu arada. Bazı ortamlarda kendisine "Google aleyhisselam" da deniyor. Yani reklamcı ağzıyla sadece "bir tık" uzakta...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Bakın trendin hız almaya başladığı 2015 yılında Ekolojik Yaşam Uzmanı, Ziraat Mühendisi ve Yazar Erkan Şamcı bir röportajda neler söylemiş... Meslektaşımız Yasemin İlan'ın makalesinden alıntıdır: "Yıllarca evin içerisine bitki koymayın, diye kandırdılar bizi... Tam tersini iddia ediyorum, evinizi özellikle de yatak odanızı çiçeklerle doldurun. Gece karbondioksit verir ama karbonmonoksit vermez. Odanın içerisi (tamamen) çiçek dolu olsa (ancak) orada gezinen bir sinek kadar karbonmonoksit verir, geceden sabaha kadar."
Siz hiç ormanda uyudunuz mu?
/

Bitmedi. Erkan Şamcı devam ediyor: "Ormanda dünyanın en güzel, en sağlıklı uykusunu uyursunuz çünkü bitkiler insanı zehirlemez. Öyle olsa ormanda yatan bir insan sabaha çıkamaz. (...) Odayı bitki ile doldurun, sabah daha dinç kalktığınızı göreceksiniz. Başucunuza özellikle sardunya koyarsanız, hayatınızdaki en derin, en sağlıklı uykuyu uyursunuz. Başucunuza bir metre mesafede bir saksı sardunya koymanız sizin bütün uyku ve nörolojik sisteminizi düzene koyar. Sakin olursunuz. Üstelik sivrisinekler de size yaklaşmaz."
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bitkilerle dekorasyon
/

Madem en büyük korkumuz uykumuzda bitkilerden zehirlenip ölmek, korkumuzla yüzleşip çiçeklenmeye yatak odasından başlayalım. Bitkilerin dekoratif özelliklerini yeni yeni keşfettiğimizi belirtmiştik. Bitkilerin yaprak, çiçek, kök ve saplarının da özellikle tekstil tasarımcılarına ilham verdiğini görüyoruz. Duvar kağıdı ve perdeden yatak örtüsüne, her türlü ev tekstil ürünü üç yıldır firmaların koleksiyonlarının ana ürünlerini oluşturuyor.
/

Yatak başında yaprak ve dev çiçek desenli duvar kağıdı kullanırsanız, bu yatağın yanlarına yerleştireceğiniz ya da tavandan asacağınız bitkiler için fon oluşturacaktır. Bunun dışında sofrada seramik ve porselen takımlarda da orman teması hakim. Ham kütük tabureler, makreme saksı askıları, çeşit çeşit bitki serası, yılın öne çıkan aksesuarları arasında.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Gelelim vazoya "çiçek" koymak klişesine... Son iki yıldır gelin buketleri bile sukulent ve folyaj gibi sadece yeşil bitkilerden yapılıyor. O halde evin içinde de bu dalları dekoratif birer öğe olarak değerlendirmek mümkün. Özellikle okaliptüs, bu tür aranjmanların gözdesi. Deve tabanı gibi büyük tropik yapraklar da tek başlarına kesme çiçek yerine geçebilir.
Yeşilleri çeşitlendirin
/

Bitkileri iç mekana alırken farklı tonda yeşilleri bir araya getirmeye dikkat edin. Sonuç olarak hiç bir orman tek ton yeşilden oluşmaz. Yaprak deseni için de aynı şey geçerli. Türlü çeşit yaprak formu var. Bunları keşfetmenin en iyi yolu sokağa çıkıp etraftan yaprak toplamaktır. Sonra bunları kurutup çerçeveleyip duvarda yaprak koleksiyonu olarak sergileyebilirsiniz.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Yükselen meslek: Bitki ressamlığı
/

Büyük kitapçılara girip de bir "Botanik" bölümü bulduğumuzda artık şaşırmıyoruz. Bitkilerin hayatımızı esir alışıyla birlikte bu konuyu araştıran, öğrenmek isteyen, hatta bunu bir iş olarak benimseyen bir çok kişi var. Bu anlamda ziraat mühendisliği, botanik bilimi ve peyzaj mimarlığı, hatta bahçıvanlık yükselen meslekler arasında yer alıyor. Ancak bunun bir de sanatsal kısmı var. Ülkemizde yeni yeni tanınıyor, ancak bitki ressamlığı diye bir meslek var. Bir hobi, dahası bir terapi yöntemi olarak da her geçen gün popülerleşiyor.
/

İdeal olan, kendi topladığınız çiçek ve yaprakların renk, form ve dokularını istediğiniz malzemelerle kağıda geçirmek. Ancak botanik kitaplarındaki çizimleri taklit ederek elinizi alıştırabilirsiniz. Suluboya sıkça kullanılan bir teknik. Eğer resim konusunda kendinize güveniyorsanız, önce kağıda çizdiğiniz bir deseni büyütüp, akrilik boyayla duvara da geçirebilirsiniz.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Mimari bitki nedir?
/

Genellikle peyzaj mimarları arasında kullanılan bu terim, iddialı, egzotik, büyük hatta dev boyutlardaki heykelsi bitkileri anlatıyor. Kaktüs, saz püskülü ve ayı pençesi gibi yüksek bitkilerin yanında agave, aloe vera gibi dikensi, şişman bitkiler de mimari bitkiler arasında sayılıyor.
/

Yüksek tavanlı bir eviniz ya da evin içinde bir galeri boşluğu varsa yüksek bitkileri; tavan yüksekliği yeterli değilse şişman bitkileri birer heykel gibi mekanın odağına yerleştirebilirsiniz. Benjamin, kauçuk gibi bitkiler yerini sevdi mi, çabuk uzar. Zavallı bitkinin tavana deyip eğilmesini istemiyorsanız, bu bitkilerden vazgeçin.