Dünyanın en garip kutlama gelenekleri
Günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde 4 Aralık’tan 6 Ocak’a kadar süren yılın dönümü/ dönüşümü kutlamalarında dini geleneklerle milli gelenekler birbirine karışmış durumda. Basitçe bir pagan festivalinden ya da İsa’nın doğum/ vaftiz gününden çok daha karmaşık bir kutlama geleneği söz konusu olan. Bu durum belli simgeleri öne çıkarıyor ve bu simgeler büyükanne-babamızdan bize geçen gelenekleri yaşatmanın en kolay yolu olduğundan kutlama dekorlarının içine de kolaylıkla nüfuz ediyor.
Haberin Devamı
/

Geçtiğimiz bir aylık süreç sanki dünyadaki bütün inanç sistemlerinin birbirine karıştığı, kimsenin nedenini sorgulamadan gelenekleri uyguladığı, uygularken eğlendiği; aileleri bir araya getiren dev bir festival ayı idi. Astronomik olarak yeni yıl aslında 21 Aralık’a, kuzey yarımkürede kış gündönümüne denk geliyor. Aynı tarih çağlar boyu kullanılan takvimlerin coğrafyaya göre değişmesi sebebiyle ülkeye, kültüre göre farklılaşmış.
25 Aralık mevzusu
/

Konuya bir hayli uzak olanlar için bir hatırlatma yapalım, Hıristiyanlığın ilk 300 yılında Noel diye bir şey yoktu. Bugün bildiğimiz şekliyle Noel kutlamaları 1850’lerde İngiliz sarayından dünyaya yayılana kadar çok kısıtlı bir coğrafyada tevazu içinde, her ülkeye göre değişen geleneklerle sessiz sedasız kutlanan bir bayramdı. Hz. İsa’nın kendi doğum günüyle ilgili bilinen hiçbir yorumu olmadığı gibi, İncil’de ya da Kuran’da da bu yönde bir bilgi yok. 25 Aralık’ın Noel yani Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutlanması, 325 yılında ortak bir Hıristiyan geleneği yaratmak isteyen Roma İmparatoru Konstantin’in İznik’te topladığı konsilin verdiği pek çok karardan sadece biri. 25 Aralık, Roma takviminde 21 Aralık yani kış gündönümüne denk geliyor. Amaç, mevcut (pagan) tapınma sistemini Hz. İsa ve onun öğretisine uyarlayıp insanların en kısa yoldan yeni dine adapte olmalarını sağlamak... Daha önce de Antik Yunan inanışlarını Roma inanışlarına adapte etmek için kullanılan bu yöntem çok da başarılı olmuş. 1582’de bazı Avrupa ülkeleri Gregoryen takvimine geçince kış gündönümü 21 Aralık’a çekilmiş. Ancak 325’ten beri 25 Aralık’ta kutlanan Noel, aynı tarihte kutlanmaya devam etmiş. Avrupa’da Gregoryen takvime en son geçen ülke Türkiye. (1 Ocak 1927)
Haberin Devamı
/

Bilinen gerçek, 21 Aralık’tan iki hafta önce başlayıp iki hafta sonrasına uzanan bu dönemin tek tanrılı dinlerden çok önceleri de her ülkede bir şekilde kutlamalara sahne olduğu. Avrupa’da 17 Aralık- 6 Ocak arası Satürnalya Festivaliyle işaretlenmiş. Festivalin adandığı tanrı Satürn, Roma’nın tarım tanrısı. Aynı tanrının Yunan versiyonu Kronos, zamanı temsil ediyor. Tarım ve zaman... Yaşamı mevsimlere ve bu mevsimlerin tarım açısından verimine bağlı olan eski insan için bu iki kavramı birbirinden ayırmak pek mümkün olmasa gerek. Yani aslında Aralık-Ocak ay geçişinde asıl kutlanan; zamanın ta kendisi. Zamanın ruhu her dönemde ve coğrafyada farklı olduğundan gelenekler de farklılık gösteriyor. Aynı tarih aralığı Antik Yunan’da yani bir önceki inanç geleneğinde Dionysos Şenliklerini ifade ediyor. Aralık ayında 12 günlük bir festival olarak kutlanan Yule ise Cermen halklarının kış gündönümünü kutlama geleneği. Günümüz Noel, yılbaşı ve epifani geleneklerinin büyük bölümü Yule festival geleneklerinden devşirme.
Türlü acayiplikler
/

Bir düşünelim, bildiğimiz en acayip yılbaşı kutlama geleneği hangisi? Kırmızı iç çamaşırı giymek, Noel Baba bacadan girip içine şeker koysun diye şömine üzerine çorap asmak... Bunlar bizim bildiğimiz pek de ilginç olmayan gelenekler. Geçtiğimiz Noel’de yani 24-25 Aralık’ta ve yılbaşında her yıl olduğu gibi dünya yine türlü çeşit acayip kutlama geleneğine sahne oldu. Kimse sorgulamadı, ‘saçma’ demedi. Her yerden her daim kafasını uzatıveren her şeye nane dogmatik pozitif bilimciler (Bilim? Dogma?) bile susup eğlenmeye baktı, Newton’ın kafasına düşen elmayı ortadan ikiye bölüp içinde Venüs’ü, pentagramı, şansı, güzelliği aradı. Peki, buradaki mesaj ne mi? Söyleyelim: “Kasma dostum, hepsi bir bütün...”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Katalan usulü kaka: Caganer ve caga tıo
/

Kaka, ne kadar zarif bir kelime değil mi? Biz kaka diyoruz ama siz onu aynı anlama gelen argo fiil ile okuyun lütfen, çünkü işin ruhu böyle bir şey. Katalanların iki acayip Noel figürü var, ikisi de kaka yapan şeyler. İlki caganer yani “kaka yapan kişi” figürü. Folklorik bir figür olarak ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmese de XVIII. yüzyıldan beri Katalan Noel kutlamalarının en önemli simgelerinden biri. Geleneksel caganer, Katalan folklorik kıyafeti ve şapkası –barretina- giymiş, poposu açıkta bir köylü figürü. Barretina aslında bir Orta Anadolu medeniyeti olan Frigya’da kullanılan ve hala bu isimle anılan başlığın ta kendisi. Döndük mü yine Anadolu’ya? Bu başlık Almanya, İskandinavya ve Britanya dolaylarında dolaşıp Amerika’ya yolcu edilip 1850’lerde karikatürist Thomas Nast’ın Harper’s Weekly için çizdiği bir karikatürle Noel Baba’nın başına konmuş. Bu Noel Baba imajı daha sonra 1931-1964 arasında illüstratör Haddon Sundblom’un çizdiği Coca Cola reklam afişleriyle son halini alıp bugüne ulaşmış.
/

Günümüzde ünlü kişilerin özellikle politikacı ve futbolcuların caganer bibloları revaçta. Noel zamanı aileler evin içinde bir yere bir caganer saklıyorlar ve çocuklar da bu bibloları bulmaya çalışıyorlar. Bulan çocuk hediyelerini erken açmaya hak kazanıyor. Bibloyu eğer bir yetişkin bulursa bu tüm yıl boyunca para ve bereketin onu bulacağı anlamına geliyor. Kaka yapan insan figürünün bereket anlamına gelmesi aslında çok da şaşılacak bir şey değil. İnsan dışkısını gübre olarak gören bir inanışa göre bu figürün yerleştirildiği yere uğur, bereket ve zenginlik geliyor. Yani sofranıza bereket gelsin istiyorsanız hiç çekinmeden yemek masanızı farklı karakterlerde caganer biblolarıyla donatabilirsiniz.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Katalanların kaka yapan, dışkısından bereket fışkıran ikinci garip nesnesi Caga Tió ya da Tió de Nadal, yani kaka yapan kütük ya da Noel kütüğü. İspanya’nın Katalonya ve Aragon bölgelerinde yaygın bir Noel geleneği... 30 cm uzunluğunda içi boş bir kütük bu. Bir tarafına neşeli bir yüz çiziliyor ve geleneksel Katalan köylü takkesi –barretina- ile süsleniyor. Aralık ayının 8’inde eve getirdiğiniz kütüğü çocuğunuz her gün besleyip her gece üşümesin diye üzerine battaniye örterek koruyor. Noel arifesinde ise evin çocukları kütüğün çevresini sarıp şarkılar eşliğinde onu sopalarla bir güzel dövüyorlar.
/

Öncesinde niyet ediliyor yalnız. Kütüğü dövmeden önce her çocuk başka bir odaya giderek kütüğün bolca şeker vermesini diliyor. O arada ebeveyn olarak sizin de eliniz boş durmuyor, hazır çocuklar odada değilken içi boş olan kütüğün içine bolca şeker, kuru incir ya da ceviz koyuyorsunuz. Çocuklar “Haydi kütük, kakanı yap” diye şarkı söyleyip kütüğü dövünce şeker ve yemişler kütüğün ‘arka tarafından’ etrafa dağılıyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Kızarmış tavuğun Japonca'sı: KFC
/

Bu geleneğimizin geçmişi çok eski değil. 1970’lerde Japon piyasasına adım atan ünlü Amerikan fast food zinciri Kentucky Fried Chicken’ın, Noel zamanı yaptığı bir reklam kampanyası o kadar başarılı oluyor ki, günümüzde Japonya’da Noel’de KFC’ye gidip tavuk yemek milli bir gelenek olmuş. Nereden nereye... Ayrıca Noel Japonya’da bir çeşit sevgililer günü olarak kutlanıyor. Bu durumda Noel’de boş yer bulunmayan KFC’de baş başa fast food yiyen romantik çiftler görmek çok normal. Hıristiyanlık Japonya’ya XVI. yüzyılda misyonerler tarafından tanıtılmış. Noel Japonya’da dini bayram olarak kutlanmıyor, çünkü nüfusun sadece % 1’i Hıristiyan. Ancak bu gerçek büyük kitleleri festival eğlencesinden vazgeçirecek kadar mühim değil. Noel Baba yani Santa Claus, onlar için Santa Kuroshu, kafasının arkasında da gözleri olan ve yaramaz çocukları sürekli izleyen bir yaratık. Ancak esas hediye getiren kutlu varlık, bir Budist tanrısı. Adı: Hotei-osho. Sırtında içi kıyafet ve hediyelerle dolu kumaş bir çuval taşıyan, hep gülen koca göbekli bir karakter. Hotei-osho’nun Japonya’da XVI. yüzyıldan çok daha eski bir kült olduğuna şüphe yok. O zaman sizce tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mı tavuktan?
/

Noel’de sevdiklerimize kartpostal gönderme geleneği Japonlarda da var, ancak önemli bir detay, kırmızı kartpostal yollamak yasak. Çünkü kırmızı onlar için ölümün ve matemin rengi. Ancak birisi öldüğünde ailesine baş sağlığı dilemek için kırmızı kart yollanıyor. Noel için ise daha çok beyaz kartlar tercih ediliyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Kaçın! Krampus geliyor!
/

Avusturya başta olmak üzere Bavyera, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Kuzey İtalya ve Slovenya’daki çocuklar, diğer ülkelerdeki çocuklar kadar şanslı değil maalesef. Normalde yaramazlık yaptıklarında sonuç sadece Noel Baba’dan hediye alamamak oluyor ama burada yaramaz çocuklar keçi görünümlü şeytani bir varlık tarafından cezalandırılıyorlar. İşin garip tarafı Krampus bu ülkelerde hediye getiren Noel Baba’nın bir arkadaşı. Birlikte takılıyorlar.
/

Krampuslauf denen etkinlikte genç erkekler Aziz Nikola günü olarak kutlanan 6 Aralık’tan önceki gece yani Krampusnacht- 5 Aralık gecesi Krampus kılığında sokağa çıkıp evleri ziyaret ediyor, yaramazlık yapan çocukları arıyorlar. Ellerinde gümüş rengine boyalı bir dalla yaramaz çocukların bacaklarına vuruyorlar. Noel Baba tüm çocuklara hediye getiren bir figür, Krampus ise yaramaz çocukların hediyelerini alıp yerine kömür bırakan kişi konumunda.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Dev paten pisti: Caracas
/

Venezuela’nın başkentinde nereden geldiği belli olmayan bir Noel geleneği var: 16-24 Aralık arasındaki Noel bayramı süresince her sabah erken saatte kilisedeki duaya tekerlekli patenle gitmek. Genç yaşlı binlerce kişi rahatça kiliselerine gidip dua edebilsinler diye her yıl bu dönemde şehrin büyük kısmı trafiğe kapatılıyor. Çocuklar ertesi günkü hengameye katlanabilsinler diye erken yatırılıyor. En eski Hıristiyan bayramlarından biriyle rollerblade’i birleştirmek pekala kafası turizme çalışan akıllı bir belediye başkanının marifeti olabilir. Yılbaşı gecesinde sarı renkli bir kıyafet giymek ise Venezuela geleneğine göre yıl boyu şans getiriyor.
Kornişon turşusunu bul, hediyeyi kap!
/

Bu gelenek Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’ya ait. Amerikan iç savaşı sırasında esir düşen bir asker, Noel arifesinde açlıktan ölmek üzeredir. Turşu yemekte olan muhafıza yaklaşarak bir tane turşu için yalvarır. Muhafız askere acıyıp ona bir tane verir. O turşu askerin hayatını kurtarır. Savaş bittikten sonra her Noel arifesinde kendi evindeki Noel ağacının dalları arasına bir kornişon turşusu saklar, bulan çocuğa Noel babanın ekstra hediyeler vereceğini söyler. Turşuyu bir yetişkin bulursa tüm yıl boyunca iyi şansın ondan yana olacağı garantidir. Günümüzde elbette turşunun kendisi değil, turşu formunda çam süsleri ağaca saklanıyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Korku yuvası Norveç, hayvansever Danimarka
/

Norveçliler 24 Aralık gecesini bir çeşit cadılar bayramı olarak görüyor ve o gece kötü ruhların, hayaletlerin ve cadıların bizim dünyamıza akın ettiğine inanıyorlar. Cadılar süpürgeyle seyahat edebildiği için tüm dünyayı sarmasınlar diye gece yatarken evdeki süpürgeleri bulunması zor bir yere saklayıp öyle uyuyorlar. 24-31 Aralık arasında her gece bir mum yakarak kötü ruhları evlerinden uzak tuttuklarına inanıyorlar. Danimarkalılar için ise Noel arifesinde hayvanlar da aç kalmamalı. Bu yüzden 24 Aralık akşamı sokaklara, parklara, korulara akın edip besleyecek hayvan arıyorlar.
Yule keçisi ve Thor
/

Tanngrisnir ve Tanngnjóstr ünlü İskandinav şimşek ve yıldırım tanrısı Thor’un at arabasını çeken iki keçi. Gökyüzünde bir oraya bir buraya giden Thor, karnı her zaman aç bir tanrı. Bu yüzden keçilerin bir görevi de Thor için yiyecek bulmak. İskandinavya’da keçi kılığına giren gençler, sonradan Noel’e dönüştürülmüş Yule festivali süresince kapı kapı dolaşıp yiyecek istiyorlar. Bu gelenek daha sonra cadılar bayramına da taşınmış. Yule keçisi ve Thor, aslında tam olarak Noel Baba ve onun göksel arabasını çeken geyiklerin atası.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Bunun dışında İskandinav geleneğinde tomten, nissen ya da tonttu denilen orman ve ev cinleri (elf) var ve bunlar uyuyan çocuklara Yule festivali süresince hediyeler getiriyorlar. Bu cinler kırmızı Frig başlıklı, uzun ceketli, upuzun sakallı ve Yule keçisinin çektiği arabaları kullanan yaratıklar. Tanıdık geldi mi? Günümüzde Yule Keçisi -adı bile aynı bırakılmış- İskandinavya’nın en güçlü Noel simgelerinden biri kabul ediliyor. Kırmızı kurdelelerle bağlanarak samandan yapılan keçi figürünü hem çam süsü, hem de tek başına Noel simgesi olarak sokaklarda görmek mümkün.
Noel yemeğindeki hayalet
/

Finlandiya’da Noel arifesi ölmüşleri anmak için büyük bir fırsat olarak görülüyor. Tüm ailenin katıldığı yemekte masada sevilen kişinin ruhu için boş yer ve tabak bırakmak, o gün mezarlığa gidip mum yakmak sıkça tekrarlanan geleneklerden. Gün diyoruz, mum diyoruz, hayır, bir acayiplik yok. Çünkü o tarihte Finlandiya’da hava öğleden sonra 3’te kararıyor. İşte tam o anda, gün batar batmaz herkes mezarlıklara akın ediyor, her yer fenerlerin içindeki titrek mum ışıklarıyla süsleniyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Saunadan çık buz tutmuş göle atla
/

Sonraki aşama sauna. Finlerin en büyük lüksü, her evin kendisine ait bir saunasının olması. Özellikle yaşlı Finlerin vazgeçilmezi, günün birkaç saatini saunada geçirmek. Estonya ve Finlandiya’da Noel arifesi için özel bir aile saunası geleneği var. Daha doğrusu Aralık ayı içinde üç kez, 21-24 ve 31 Aralık öğleden sonralarını ailecek saunada geçiriyorlar. Fin geleneğinde ev cinlerinin ve ölmüşlerin de sauna sırası var. Her şey düzen içinde ilerlemeli. Bu yüzden kişi, saunaya istediği saatte giremiyor. Gece ölülere ait mesela. Ölülerin sauna hakkını kullandığı saatte orada ne işimiz var değil mi? Bunun dışında ailecek girilen Noel saunasında çok önemli bir bereket çağırma geleneği uygulanıyor. Sauna ateşinde kızışmış olan taş üzerine bira atmak. Noel arifesinde fiziksel temizliğin yanında ruhani olarak da arınmak, Finlerin önem verdiği bir kavram.
/

Saunadan çıktıktan sonra geleneksel olarak kar üzerinde yuvarlanma faslı var. Etrafta buz tutmuş bir göl varsa ne ala, cup diye içine atlayıveriyorsunuz. Bu çok eski Fin geleneği Hıristiyanlaşarak özellikle Rusya’da tek başına gelenekselleşmiş. Epifani bayramında, Hz. İsa’nın vaftiz edilişini kutlamak amacıyla; doğumunun 12. gününe denk gelen 6 Ocak’ta Ortodokslar, gruplar halinde buz tutmuş göllere akın ediyorlar. Bunun dışında 25 Aralık’ta İngilizler, İskoçlar, İrlandalılar ve Fransızlar da çevredeki buz gibi sulara kendilerini bırakıyorlar. Ayrıca 6 Ocak tüm Noel süslemelerinin de kaldırıldığı gün. Bu günden sonra Noel süslemelerinin kaldırılmamasının kötü şans getireceğine inanılıyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Epifani bayramının en ilginç yanlarından biri de İtalya’da Noel Baba yerine tatlı bir cadının, Befana’nın uçan süpürgesiyle 5 Ocak gecesi tüm ülkede seyahat edip çocuklara hediye getirdiğine inanılması. Bu gelenek hala sürüyor. Befana gece evleri ziyaret edip uslu çocuklara şeker, yaramazlara kömür bırakıyor, çocukların uyumadan önce masaya onun için bıraktığı yiyecekleri yiyor, şarabı içiyor, bunlarla kalmıyor evi de şöyle bir süpürüp gidiyor. Gitmeden önce evi süpürmesi, sonu gelen yılın problemlerinden arınmayı temsil ediyor. Befana İtalyan folklorunun en sevilen karakterlerinden biri. Geçtiği yerlere uğur, ferahlık ve bereket getirdiğine inanılıyor. Bir cadı karakterinin Hıristiyan geleneğinin içine sızmış ve günümüzde hala yaşıyor olması gerçekten çok ilginç. Zira ortaçağda tam 350 yıl boyunca cadı avına çıkan, türlü işkencelerle yüz binlercesini acımasızca öldürenler de Hıristiyanlardan başkası değildi.
Pencereden fırlat gitsin
/

Güney Afrika’nın Johannesburg kentinin Hillbrow semtinde gerçekten çok acayip bir yılbaşı geleneği var. Çok katlı bir binada yer alan apartman dairenizin penceresinden eski beyaz eşyanızı fırlatıp atıyorsunuz. Bu geleneğin nereden geldiği bilinmiyor ama Noel ve yılbaşı arasındaki hafta içinde bu semtin insanları eskimiş buzdolabı, çamaşır makinası, mikrodalga fırın, aklınıza ne gelirse pencereden ya da balkondan aşağı fırlatıyorlar. Balkondan mahalleye havai fişek gösterisi yapmak da buradaki geleneklerden biri. Yalnız burada havai fişekler gökyüzüne doğru değil, yatay olarak yani karşıdaki apartmanı hedefleyerek ateşleniyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bir nevi Sindirella?
/

Konu acayip gelenekler ise ‘Çek Cumhuriyetine buyurun’, deriz! Burada yok yok. İlk geleneğimiz kadınlar ve ayakkabılarıyla ilgili. Eğer bir kadın bekarsa ve evlenmek istiyorsa Noel günü, yani 25 Aralık’ta evinin giriş kapısına sırtını dönüp omzunun üzerinden kapıya ayakkabısını fırlatıyor. Yere düşen ayakkabının ucu kapıya doğru bakarsa tamam, oldu bu iş! O yıl evlilik garanti.
Gelecek yüzen ceviz kabuklarında
/

Noel arifesinde kestane, ceviz ve fındık gibi yemişler yemek bir gelenek. Sadece yenmiyor, yılbaşı ağacı da bunlarla süsleniyor. Sıkı durun şimdi! Sert kabuklu bir yemişin, tercihen cevizin kabukları bize geleceğimiz hakkında bilgi verecek. Bir kaba su dolduruyoruz. Ailenin her ferdi yediği cevizin kabuğunun içine bir mum dikiyor ve suya bırakıyor. Eğer kabuktan botunuz kabı boydan boya aşarsa, uzun ve sağlıklı bir yaşamınız olacak. Batan ve mumu sönen bir kabuğun sahibini ise tahmin edileceği üzere kötü günler bekliyor. Kabuk batmaz, sadece mum (bitmeden) sönerse, karmaşık bir ilişkiniz olacak. Kabuğunuz bir başka kabuğa değerse yeni yılda yeni bir aşk ve arkadaşlık sizi bekliyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Uçan domuzu havada gördüm
/

Noel Baba Çek Cumhuriyetine 5 Aralık’ta yani Aziz Nikola gününde uğruyor ve uslu çocuklara hediyeler dağıtıyor. Noel arifesinde akşam yemeğine kadar oruç tutan kişinin, uçan altın domuzu havada göreceğine inanılıyor. Bu özellikle maddi anlamda büyük şans demek.
/

Bir elmayı yatay olarak ikiye bölüp içine baktığınızda ortasında beş kollu bir yıldız görüyorsanız gelecek yıl size mutluluk ve sağlık getirecek demektir. Noel arifesinde gökte ilk yıldız görünene kadar evde ışık yakmak yasak. İlk yıldız parladığında ise hemen yemek servisi yapılıyor. Masadaki kişi sayısı çift rakam olmalı, tek rakamlar uğursuzluk getiriyor. Aynı şekilde kimse sırtını kapıya dönerek oturmamalı. Masadan ilk kalkan kişinin gelecek yıl içinde öleceği varsayılıyor. Bu yüzden yemek masasından herkes aynı anda kalkıyor.