Dekorasyonda pembe patlaması

2017 trendlerinde bir neşedir, bir mutluluktur gidiyor. Normalde yılın renklerini belirlerken derin, koyu, ağırbaşlı renkleri tercih eden Pantone, dünyada son yıllarda baş gösteren, daha doğrusu Orta Doğu dışındaki coğrafyaları da etkisi altına alan terör karanlığından kurtulmak için canlı, uçuk, masalsı pembelerle herkesi gerçeklerden biraz uzaklaştırıp hayal dünyasına sürüklüyor.Milenyum pembesi deniyor. Resmi adı bu. Aslında kimse nasıl bir renk olduğunu tam olarak anlatamadığı için rengi yakalamak zor. Birden fazla uçuk, çok uçuk pembe tonlarından oluşuyor. Her ne kadar pembe denince akla romantizm gelse de bu kesinlikle cicili bicili bir renk değil. Tersine fazlasıyla cool, modern, burnundan kıl aldırmaz bir havası var. Garip bir şekilde soğuk bir sıcak. Rengi tanımlamak bir hayli meşakkatli. En kısa anlatımı bile uzun; hani şöyle şeftalimsi somonun çok uçuğunun doygunluğu düşürülmüş hali şeklinde. Ancak trendi uygulamak için tam rengi yakalamak da gerekmiyor. Sene başında 2017nin ana rengi olan yaprak yeşilinin alt grubunda yer alacağı açıklandığında bir çok tasarımcı tarafından ayakta alkışlandı ve hemen benimsendi. Geçen yılın ana renkleri olan düş mavisi ve pembesinin geçişleri, milenyum pembesinin gelişine zemin hazırladığından piyasanın ayak uydurması çok zor olmadı. Bir çok firma zaten araştırmasını yapmış, pembenin kodlarını iyice çözmüş, koleksiyonlarında oturtmuştu. Tek dert şu isimdi. Milenyum pembesi, bir çok kişi için bir şey ifade etmeyince flamingo pembesi olarak tanımlanmaya başlandı. Sonunda flamingonun üzerindeki tüm tonları tek tek hatmettik. Ya konuyu anladık ya da işin ucunu bırakıp rahat ettik. Bahar aylarından itibaren ise mobilyadan aksesuara, duvar kağıdından boyasına her türlü pembe dekoratif eleman hayatımızın odak noktasına oturdu. Sadece ilkbahar yaz sezonunda değil, kendisini sonbaharda da en modern, en düz çizgili, en sade mekanlarda sıklıkla göreceğiz. Pembeden buraya nasıl atladık demeyin, hayat sıçramalardan ibaret! Hikaye şöyle: günlerden bir gün; bir Flaman, Andalusyada bir kuşa rastlamış ve birlikte dans etmeye başlamışlar. Şaka şaka. Aslında Flamanlar, o kuşun ve o dansın isminin sorumlusu. Bu şaka değil. Nasıl mı? Flaman ya da Felemenk ile flamenko arasında bir ortak nokta var: İspanya Kralı I. Carlos ya da daha bilinen adıyla Kutsal Roma İmparatoru V. Charles. XVI. yüzyıldaki güçlü kişiliklerden biri. Flamenko, haftalar önceki Rustik Bohem Düğün Trendleri başlıklı yazımızda ortaya çıkış hikayesini uzun uzun anlattığımız bir dans stili. Flaman ya da Felemenk, günümüzde Belçikanın kuzeyi ve Hollandada yaşamakta olan ve Flamanca/ Hollandaca konuşan millete verilen isim. *Fotoğraf @thebungalow22 tarafından çekilmiş, Design Seeds'ten alınmıştır. XVI. yüzyılda Flamanlar İspanyol hakimiyeti altında yaşamakta olan neşeli, renkli kişilikleriyle ünlü insanlar iken; günlerden bir gün sarayında çok sıkılmakta olan Kral I. Carlos, maiyetindeki tüm İspanyolları kovup, yerine kendisini eğlendirecek Flamanlardan oluşan bir saray erkanı toplar. Bu kararında günümüz Belçikasının Flaman bölümünde kalan Ghentte doğmuş olmasının etkisi de olabilir. İspanya Krallığındaki bir azınlığın saray erkanı olmasına çok kızan halk ise kendilerine Vleming diyen kızıl saçlı pembe-beyaz tenli bir halk olan bu millete isim benzerliğinden de güç alarak aşağılayıcı bir tavırla alev (kızıl) renkli anlamında flamengo demeye başlarlar. Kelime dönüşür, bir süre sonra sadece Flamanlara değil, tüm yabancı gördüklerine Flamenko demeye başlarlar, kelime İspanyol olmayan herkes için söylenir olur. Andalusyada kızıl tenli çingeneler için de aynı kelime kullanılmaya başlanır. Engizisyon mahkemeleri ve cadı avından kaçıp dağlara saklanan ve 350 yıl ortadan kaybolduktan sonra XIX. yüzyılda muhteşem bir dansla ortaya çıkan çingenelerin dansı da aynı isimle anılmaya başlanır. Flamingo ise aynı kelimenin Portekizcesi. XVI. yüzyılda Güney Amerikaya ayak bastığında birden karşısına çıkan bu uzun bacaklı kızıl pembe hayvanı gösterip Aaa, Flamingo diyen Portekizliyi hayal edebildiniz mi? Flamingo sadece uzun incecik bacakları ve boynuyla değil, kendine has renkleriyle de herkesin ilgisini çeken bir kuş... Flamingo renkleri üzerine kurulu bir stil yazısı yazmak isteyecek kişinin ilk kuracağı cümle bu olmalı. Bir dakika! Kendine has mı dedik? Flamingo renkleri de ne? Hayır, bizim yazımızın konusu aslında flamingo renkleri değil, dunaliella salina renkleri... Kendisi beta karoten içeriği açısından havuçla akraba bir su yosunu. Ancak gözle görülemeyecek kadar küçük bir canlı olduğundan rengini flamingoyla tanımlıyoruz. Son yıllarda modada, dekorasyonda tepemize kadar battığımız flamingo desenli tişörtler, bikiniler, yastık ve döşemeliler, havuzlarda çoğalan can simitleri, Pantone renkleri falan hepsi hikaye. Asıl mesele şu fotoğrafta gizli. Evet, dünyada pembe göller var. Bugüne kadar duymamış olanlarınız varsa eğer, kısa bir açıklama yapalım. Türkiyenin de içinde bulunduğu geniş bir coğrafyaya yayılan tuz göllerinden bazıları hava sıcaklığı arttığında suda bulunan bir çeşit yosunun çoğalıp yüzeye çıkmasıyla pembe rengini alıyor. Su ne kadar tuzluysa ve hava ne kadar sıcaksa o kadar pembe bir renk görüyoruz. Bu yıl İstanbul boğazında Haziran ayında ortaya çıkan o parlak turkuaz rengi hatırladınız mı? İkisinin de sebebi aynı, söz konusu alg (yosun) farklı. Biz pembe yosun seviyoruz. Pembe yosunu yiyip pembeleşen Artemia Salinayı yani tuz karidesini de seviyoruz, çünkü flamingolar bu küçük karidesleri yiyip pembeleşiyorlar. Sonra pembeleşen flamingolar renk trendi olup evimize kuruluyor, bizi mutlu ediyor. Tuz karideslerini somon balıkları da tüketiyor, bildiğimiz deniz böceği türleri de... Yani aslında flamingonun rengi kendine has değil. Üstelik beslendikleri yerdeki yosun oranına göre renkleri değişip daha açık ya da parlak renk alabiliyor. Uçuk, neredeyse beyaz denebilecek pudralı pembeden, açık alev rengine, mercana uzanan bir ton skalası... Ütopik tropik bir hissiyatı var. Ayrıca havuç yiyip pembeleşmek de bu aralar revaçta olabilir. Hem çok yararlı... Yazının başında da belirttiğimiz gibi bu rengi süslü püslü fırfırlı dekorlarla pötikarelerle kullanmıyoruz. İçimizden buna dair bir istek fışkırmak istiyorsa hemen engelliyoruz. Muuto 2017 koleksiyonunda milenyum pembesine en çok yer veren markalardan. Modüler Connect kanepe, konfor, sıcaklık ve modern bir atmosfer vaat ediyor. Büyükler acıyarak Yersiz, yurtsuz der. Oysa ki, göçebelik her anlamda özgürlüktür. Bunu en iyi Asyadaki atalarımız bilmiş, yaşamışlar. Şimdinin ve yakın geleceğin en önemli trendlerinden biri; işte, yaşamda, hatta uykuda göçebelik... Örneğin artık uyku alanımızı yatak odasıyla sınırlamayıp evin diğer yerlerini de uyunabilir kılmak için elimizden geleni yapıyoruz. İş yerinde kendine ait bir odası olmadan kendisini başarılı hissetmeyen çalışan nesli sahneden yavaş yavaş çekiliyor. Otururken değil, yürürken kafası çalışan Z nesli ise elinde dizüstü bilgisayarı, priz bulabildiği herhangi bir yerde çalışırken bile kendine ait alan yaratma hissiyatının lüksünden vazgeçmeye niyetli değil. Note Designın Focus isimli ayırıcı paneliyle bir kafe ya da oteldeki yemek masasını çalışma istasyonuna çevirebilir, akşam eve giderken de rulo yapıp çantanıza atabilirsiniz. Sıcak beyaz diye bir renk var. Krem de deniyor. Sıcak ve soğuk beyazları aynı odada birlikte kullanmak mekanın ışığını katlarken sıcaklığını bozmadan genişlemesini sağlar. Tamamen beyaza ve tonlarına boyanmış bir odada ise odak noktası yaratmak çok kolaydır. İster bir sanat eseri olsun, ister buradaki gibi bir renk, beyazın üzerinde gerçek kimliğine kavuşur. Pembenin yanında nötr renkleri yani bej ve gri tonlarını kullanmak yararlı olacaktır. Ancak bej ve grinin sıcak ve soğuk tonları var. Ve bunlar bir arada genellikle uyumsuz oluyor. Tonların sıcaklık değerine dikkat ederek kompozisyonunuzu bu kez koyu bir zeminde sergilemeyi deneyin. Bir ressamın fırça darbeleri gibi yan yana getirdiğiniz tekstillerinizi belki böyle daha çok seveceksiniz. Evinizi genel olarak bej ve gri tonlarında dekore etmenin en büyük getirisi, geçici trendlere küçük aksesuarlar yardımıyla ayak uydurmayı mümkün kılmasıdır. Yastık, koltuk şalı, abajur şapkası, mumlar ve vazoları dönemsel olarak değiştirirseniz mevcut mekanda yepyeni atmosferler yaratabilirsiniz. Banyolarda fayans yerine boya ya da duvar kağıdı kullanmak gün geçtikçe yaygınlaşan bir trend. Kendinize ait bir stil yaratmak için trendi bir adım ileri taşıyıp duvarların üstünü ve altını farklı nötr renklere boyayıp, banyo dolabını da beklenmedik bir pembeye boyayabilirsiniz. Bir iç mekanda nötr renkler önünde canlı bir renkle odak noktası yaratıyorsanız başka bir yere aynı rengi taşımanıza hiç gerek yok. Banyo dolabımla aynı renkte havlular almalıyım fikrini hemen aklınızdan uzaklaştırın. Trendleri takip etmek, onları kayıtsız şartsız uygulamak değildir. Sevdiğiniz, benimseyeceğiniz bir öneriyi alıp kendini zevkinize uyarlayıp kimsenin öngörmediği kendi küçük dekorasyon sırlarınızı yaratabilirsiniz. Flamingo pembesi, fuşyayla neden birlik olmasın? Bu ikisi bordo ve sarı tonlarını neden kaldırmasın? Işıltılı kirli köri, sarı mıdır, yeşil mi? Yeşilimtrak sarı? Zorlamaya gerek yok. Altın ve somona kaçan flamingo pembeleriyle çok iyi gittiği net ortada. Dekorasyon zevkleri tartışılır olan Amerikalıların yarattığı giyim ve dekorasyon markası Urban Outfitters, bu ön yargıyı kıracak tasarımlara imza atıyor. Kendisini tanımlamakta bu kadar zorlandığımız bir pembe tonunu yine tanımlamakta zorlandığımız renklerle kombinlemek dekorasyon adına akıllıca bir adım. Pembe psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir renk. Tabii ki, tedavi etmiyor, yardımcı oluyor diyelim. Hapishanelerde bir ateş düşürücü olarak kullanılıyor. Buraya kadar hep feminen bir algısı var. İyileştirici, sakinleştirici... Ancak pembe hiç bu kadar androjen olmamıştı. Duvarda pembe, yatakta çiçekli nevresim ve pelüş tekstillerin olduğu yerde feminen olmayan bir mekan yaratmak zor zanaat. Pembe giyen bir sosyal yardım elemanının diğerlerine göre 3 kat fazla bağış toplamasının açıklanabilir tarafı, pembe rengin frekansının vücudumuza pozitif etkileri olabilir. Trend belirleyicileri uçuk pembe tonlarını benzer etki yaratan pirinç, bakır gibi sıcak altın ışıltılı metallerle kullanmayı öneriyor. Graham Brownun rose altın ışıltılı duvar kağıdı, mekanı monotonluktan kurtaracak hareket ve doku farklılıklarına sahip. Bir iç mekana duvar ya da hafif ayırıcı bir sistem olmadan iki farklı işlev vermek, duvarda ve tavanda iki farklı renk boya kullanmakla mümkün. Ayırıcı çizginin sağı ve solunda biraz boşluk bırakmayı unutmamalı, yoksa göz mekanı bir bütün olarak algılamaya devam eder. Duvarda kullandığınız renk pembe gibi dikkat çekici bir renkse, bırakın odanın dikkat çeken tek kısmı orası olsun. Aynı mekanı hem ikiye bölüp hem de birden fazla odak noktası yaratmak karışıklık yaratacağından iyi bir fikir olmayabilir. Dünyanın en yaratıcı beyinlerinden biri olarak tanınan İspanyol tasarımcı Jaime Hayon, sanat ve tasarım arasındaki çizgiyi flulaştıran tasarım mantığını İsveçli Eco Wallpapers için tasarladığı 4 farklı duvar kağıdı serisinde de kullanmış. Hayon, Desenlerde mümkün olduğunca sade grafikler kullandım ve tasarımın kendisinden çok bir duvar kağıdının farklı ışık değerleri altında bir iç mekana katacağı artı değerler üzerine odaklandım diyor.