Serebral palsili çocuklara umut veren bir öğretmen
Seben Ayşe Dayı, serebral palsili bir öğretmen ve yüksek lisans öğrencisi. Yaşam enerjisi, azmi, zekası, çalışkanlığı ve engellilerin ötekileştirilmesine karşı farkındalık yaratma çabası onu özel kılıyor.
Haberin Devamı
Seben öğretmen serebral palsili doğdu
/

Serebral palsi; doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğum sonrası erken dönemdeki, beyin hasarı sonucu ortaya çıkan, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen, hareketi kısıtlayıcı, kalıcı motor fonksiyon kaybıdır. Serebral palside, beyinde oluşan hasar ilerleyici değildir.
Eğitime engel değil
/
Küçük yaşta özel eğitim ve fizik tedaviye başlayan Seben öğretmen, Yeditepe Üniversitesi Gazetecilik bölümünü burslu olarak kazandı. Bölümü birincilikle bitiren Seben öğretmen şimdi aynı üniversitede sosyal antropoloji yüksek lisans öğretimine devam ediyor.
Haberin Devamı
Reggio Emilia metoduyla öğretiyor
/

Seben öğretmen, 2 yıl boyunca bu sistemi uygulayan bir özel okulda yardımcı öğretmen olarak görev yaptı. Şimdi engellilik algısı üzerine 5-11 yaş gurubu öğrencilerle çalışıyor.
Amaç engellilere karşı ötekileştirmeyi engellemek ve saygı
/

Seben, amacının çocukların engellileri ötekileştirmemesi ve farklılıklara saygı göstermelerini sağlamak.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Butonun hakkını verdi
/
Seben Ayşe Dayı, Kelime Oyunu'nda yarıştı. Sorulara cevap vermeden önce de butona hakkını vererek bastı.
'Engellilere hasta, bebek muamelesi'
/

Seben öğretmen, kendi çabalarını bir röportajda şöyle dile getirmişti: "Engelliler hasta, bebek muamelesi görüyorlar. Ayrıştırılıp bir yere koymaya çalışıyorlar bizleri. Bizim istediğimiz bu değil. Biz hayatın içinde yaşayıp, normalleşmiş bir toplumda hayatımızı sürdürmek istiyoruz. İnsanlar bana bir şeyleri yapamayacağım, düşünemeyeceğim algısıyla yaklaşıyor. Sinemaya gideceksiniz ‘Yalnız girebilecek misiniz’ diyorlar. Mesela pasaport yenilemeye gittiğimde ‘Sizin yanınızda niye bir veli yok’ dediler. Akıl sağlığımın yerinde olduğunu anlatmak zorunda kaldım saatlerce. Bir yere gideceksiniz, biri kolunuzdan tutup sizi karakola götürmeye çalışıyor, 'Sokakta ne işin var' diyor. Kendi engelimle ilgili sorunlar çok küçük kalıyor. Önce insanların bakış açılarının düzeltilmesi gerekiyor."