"PANDEMİDE KARGO ŞİRKETİNE KORKARAK GİDİYORDUM"
Ürünün ulaştırmanın çok önemli olduğunu ancak koronavirüsten dolayı kargo şirketine korkarak gittiğini söyleyen Öztürk, "Önce bir güven ortamı olması lazım. Süreç şöyle yürüyor, siz ürünü ekranda gösteriyorsunuz ve gösterdiğiniz ürünü insanlar sizden güvenerek satın alıyor. Size parasını yolluyorlar. Sonra da siz kargo ile gönderiyorsunuz. Ürünü ulaştırmada ise güzel bir ambalaj yaparak alıcıya herhangi bir hasar görmeden gidebilmesi için elimden gelen özeni gösterip, gönderdim. Tabii sürecin başında, pandemiden dolayı kargo şirketine korkarak gidiyordum. Orada kuryeler birçok insanın paketini alıp, verdikleri için daha çok risk taşıyan gruptu. Tıbbi maskemi ve eldivenlerimi takıyordum. Önlemlerimi alarak kargoya gidip, ürünü alıcıya ulaştırıyordum. Bunun öncesi de var. Biz dolaşarak ya da bize getirilen saatlere bakıp, tamirci olduğumuz için o saatin eksiklerini gideriyoruz. Daha sonra satışa çıkarıyoruz" diyerek kovid-19 önlemlerinin alınması gerektiğini belirtti.
"1 SENE İÇERİSİNDE DİJİTALDE 5-10 SENELİK İVME YAPTIK"
Pandemi döneminde hem kişilerin hem de kurumların dijitalleşme konusunda büyük ivme yaptığına dikkat çeken Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kazım Selçuk Tuzcuoğlu da "Pandemi döneminde bizim hep dile getirdiğimiz ama bir türlü gerçekleşmeyen dijital dönüşüm, bir anda ivmelendi. Yani koronavirüs sayesinde 1 sene içerisinde 5-10 senelik mesafe kat ettik dijitalleşme konusunda. Satış ve pazarlama da dijital dönüşümün bu işin önemli ve hazır bölümleriydi. Yani 'dijital finansman' ya da 'dijital muhasebe' gibi kavramlar yok ama 'dijital satış' kavramı zaten gündemdeydi. İnsanlar evlerinden çıkamadıkları için çok hızlandı. İşletmeler, çok sayıda tüketicinin bunu tercih ettiği görülünce, bu tarafa yöneldiler. Ellerinde internet gibi, sadece Türkiye'nin dört bir köşesine değil dünyanın dört bir köşesine ulaşabilecekleri bir malzeme varken bunu kullanmaya başladılar" dedi.