Marka hiçbir şeydir, tarz ise her şey…
Dünyayı saran yeni trendler gün geçmiyor ki yeni bir anlam kazanmasın. Moda tutkunları (fashionista) her yeni trendi kendine uyarlayıp, fotoğraflayarak sosyal medya aracılığıyla yayınlıyor.
Dünyada özellikle internet üzerinden yayın yapan medya kuruluşları artık sokak stili bölümleriyle her nerde olursa olsun tarzını göstermek isteyen herkese kapılarını açıyor.
Moda ikonlarının cazip hallerine inat, moda markalarını giymese de tarzından ödün vermeyenler kendi stillerini sokağa taşıyorlar. Bir İris Apfel olmak kolay değil belki ama tarzınızla kendi çevrenizde ilgi odağı olabilirsiniz.
Yurtdışında da büyük ilgi gören bu yeni akım kat kat, karışık giyinmeyi trend haline getiriyor. Renkli ojeler, taçlar, şapkalar, büyük gözlükler sokakta bir karnaval havası yaratıyor. Bu bazen abartılı bazen “kitsch” de görünebilir. Bir moda defilesine ya da bir davete gider gibi bunu günlük yaşam tarzı haline getiren renkli dünyası olan insanların dışa vurumcu yaklaşımları olarak yorumlamak mümkündür.
Yolda yürürken, işe giderken, okuldan çıkarken, köpeğini gezdirirken, hatta “Spor da yaparım tarzımı da korurum” diyorsanız bu akıma dahil olup kendi sokak stilinizi yaratabilirsiniz. Güncel trendleri takip etmek için yolda yürürken insanların ne giydiğine bakmanız yeterli.
Örneğin İstanbul’un elit semtlerinden biri olan Nişantaşı’nda yürürken birçok kişinin baştan aşağı süzen gözleri sizin kendinizi dünya starı gibi hissettirse de zaman zaman rahatsız edici olabiliyor. Bu demek oluyor ki artık nerde olursanız olun gözleri üzerinize çekebilirsiniz.
Havanız nasıl olursa olsun sizin tarzınız yerinde olsun
Mevsimler değişirken; yaz dan kışa, kıştan yaza geçerken tarzımızı belirlemek en büyük sıkıntılardan birisidir. Kalın mı yoksa ince mi giyinmeli ya da kalın botlar için erken mi? Bu mevsimde ne giyeceğiniz konusundaki kararsızlığınız sizi komik görünmenize sebep olabilir.
Ne yazık ki son yıllardaki kar botu dediğimiz içi kürklü, düz botların yanlış kullanılması görüntü kirliliğine sebep oluyor. Kara kış gelmemesine rağmen çorapsız bacaklara yazlık şortlarla ya da kot eteklerle giyilmesi “tarz “ olduğunu sananların en büyük yanılgısıdır.
Günlük giyimde hala tereddüt ediyorsanız işte birkaç stil önerisi… Ara dönem olması nedeniyle henüz kürklü montlar ve botlar için erken bunun yerine yağışlı havaların başlamasıyla trençkotları ve yağmur botlarını seçebilirsiniz. Özellikle kalın kolsuz montları tişörtle giyenler ; üşüyorsan neden tişört giyilir ya da üşümüyorsan neden o kalın mont? Bu sorularla kafa karıştırmaya lüzum yok sanırım.
Rüzgârlık dediğimiz daha ince montlar, kot ceketler, blazer ceketler, trikolar, ince şallar sizi kışa girmeye hazırlayacaktır. Mini eteklerinizle bilekte (bottie) yarım botları ve burnu açık botları kullanabilirsiniz. Havanın güneşi gösterdiği zamanlarda ince çoraplarla burnu açık ayakkabıları rahatlıkla kullanabilirsiniz. Ayakkabı seçimleriniz de şortlarınızla ( cow- boot ) kovboy tarzı kısa botları da kullanabilirsiniz. Kürk etkisi her zaman kara kışta kalmış imajı verir.
Kafatası sembollü yüzükler, kolyeler, küpeler, aksesuarlar hatta telefon kılıfları şuaralar revaçta. Aksesuarlarda örgü, deri, metal ve bol boncuklu bileklikler, ince altın (sarı ) sonsuzluk sembollü yüzük ve bileklikleri sıkça görebilirsiniz. Pırıltıları seven hanımlar kullandıkları aksesuarlarda pırlanta etkisini sevmeye devam ediyor. Eğlenceli çizgi karakterlerin yer aldığı telefon kılıfları da kullanabilecekleriniz arasında yer alabilir.
Tarzınızı belirlerken çözümü dergilerdeki üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü testlerde aramayın. Aynaya barışık herkesin ve özellikle alışveriş tutkunlarının ara sezonlara karşı her zaman bir B planı vardır. Trendleri yakalama kaygısıyla rüküş görünmeyin. Size yakışanı seçmek sizin elinizde..
Unutmayın “Marka hiçbir şeydir, tarz ise her şey…”