Sabaha karşı uykusunda birçok metabolik ve hormonal düzenleme biyolojik olarak yapılır ve REM uykusu denilen rüya uykusu aslında entelektüel fonksiyonlarımızı ve belleğimizi güçlendiren uykudur. Gün ışığından çok önce uyanıklığa geçmemiz durumunda uykunun bu en önemli aşaması maalesef uyunamaz ve uzun vadede ciddi problemler ortaya çıkmaya başlar. Kişiler daha sinirli ve agresif hale gelir, entelektüel kapasite azalır, yorgunluk artar ve hormonal düzen bozulmaya başlar bunun etkilerini kan şekeri ve tansiyonda sık ve büyük oynamalar, adet düzeni bozukluğu ve tiroid bozuklukları şeklinde görebiliriz).
Havaların sabah daha da kararmasından dolayı, vücudu nasıl adapte edebiliriz?
Bu adaptasyonu sağlamak pek mümkün görünmemektedir. Çünkü önemli olan kaç saat uyuduğumuz değildir, bu uykuyu hangi gün diliminde yaşadığımızdır. Olması gereken uykuyu gece uyumaktır, gün ışığından sonra da uyanmak gerekir. Bunun nedeni uykumuzu düzenleyen melatonin hormonunun gün ışığına bağımlı olarak yapılmasıdır. Örnek olarak gündüz uyuduğunuz 5 saat uyku ile gece uyuduğunuz 5 saat uyku aynı değildir, gündüz uykusu kişiyi net olarak dinlendirmez çünkü gün ışığı olduğu saatlerde (camları ne kadar kapasanız da doğanın bir ritmi vardır) melatonin düzeyi başka, gün ışığı olmadığı saatlerde başkadır.