Hayatım nasıl mı değişti? LeMan yazdıklarıma yer verince, yazar olabileceğimi gördüm. Bir mizah dergisi hayatımı değiştirdi ve fen lisesinde okurken, üniversitede de felsefe okumayı tercih ettim: Sonra, ODTÜ'de Genç Yazarlar Topluluğu'nu kurduk üç-beş arkadaş... O zamanlar, belki de içsel bir teşekkür niyetine, 2004'te, ODTÜ Bahar Şenliği'nde LeMan Dergisi'ni ODTÜ'ye davet ettim... Mayıs başında, müthiş bir açıkhava söyleşisi yaptık çimler üstünde. LeMan'dan ayrılanlar Penguen Dergisi'ni kurdular ve LeMan'ın yanında bir de Penguen almaya başladık o günlerde... Penguen'in 2005 yılında ODTÜ Mimarlık Amfisi'ni tıklım tıklım doldurduğu günse, kuliste, LeMan'da da okuru olduğum Erdil Yaşaroğlu'nu ve Selçuk Erdem'i tanıdım... Yıllar geçti: Birçok dergide yazdım ama L-Manyak'ta ve sonrasında Penguen'de de köşem olunca on bin beş yüz kere gülümsedim... Okur olarak, benim için 'okul' sayılan dergilerin yazarı oldum çünkü: Hayranı olduğum ustalar, iş arkadaşım oldu: Yıllar çabucak geçti ve şaşkınım; halen lisede sanıyorum kendimi ve halen, beni adamdan sayıp da Penguen'de köşe veren Erdil'e ve Selçuk'a 15 yaşındaki o çocuk gibi hayranım: Burada sansür nedir görmedim; telif ücretinin geciktiğineyse asla şahit olmadım... Kayda geçsin.