Klinik Psikolog Gökşin Aköz, "Nostalji, geçmişin sadece anılması değil, aynı zamanda geçmişin içindeki duyguların tekrar yaşanması anlamına gelir. Yaşadığımız bir olayı hatırlayamasak bile o olayın bize yaşattığı duyguyu yıllar sonra bile hatırlayabiliriz. Bu duygusal bağlantı, insanların geçmişteki mücadelelerini hatırlayarak güçlenmelerine ve geleceğe umutla bakmalarına olanak tanır. Aynı zamanda çalışmalar bize nostaljinin ağrı algısını da azaltabileceğini gösteriyor. Yani kişi istemediği uyaranları yöneterek acı verici deneyimleri çerçeveleyebilir" diyor. Fakat takıntılı bir biçimde geçmişe takılı kalmanın ciddi patolojik etkileri olduğunu söyleyen Aköz, “Nostaljinin olumlu etkileri olduğu gibi bunu takıntı haline getirerek sürekli geçmişi düşünmek kişide olumsuz duygular yaratabilir. Bu durum sürekli geçmişi düşünen kişide kaygı, hüzün ve depresyon gibi psikolojik duyguların yaşanmasına neden olabileceği gibi aynı zamanda kalp krizi, tansiyon ve şeker yükselmesi gibi fiziksel etkilere de neden olabilir. Nostalji her ne kadar ruha iyi gelir desek de geçmişi düşünmenin takıntılı bir hal alması travma ve yas gibi süreçlerin özlemine yol açması nedeniyle de duygular ile baş etme konusunda zorluk yaratabilir. Sonuç olarak; geçmişe özlem dediğimiz nostalji, geçmiş ve gelecek arasında kurduğu bağlantı ile süreklilik algısı sağlar ve sağlıklı bir düzeyde yaşandığı sürece yararlıdır” diyor.