Sebebi bilinmeyen bel ağrılarının çoğunluğunu inflamatuar yani yangıya bağlı bel ağrılarının oluşturduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ekşi, şu bilgileri verdi: “Yaptığımız çalışmada, yangıya bağlı bel ağrılarının sebebini ortaya koyabilmek için analiz yaptık. Acaba bu hastaların hangileri kısa dönem, hangileri daha uzun dönem bel ağrısı çekecek; bunu anlamaya çalıştık. Kan değerlerine bakarak acaba bunlar ön sinyal olabilir mi, hangi hasta kronik bel ağrısı çekecek hangisi çekmeyecek bunun işaretini kan değerlerinde görebilir miyiz, bunu araştırmak istedik. Mart 2021 ile Mart 2022 arasındaki olguları topladık. Bütün kan değerlerini analiz ettik ve çoklu değerlendirmelere tabi tuttuk. Bel ağrısı olan 147 hasta ile bel ağrısı olmayan 101 gönüllüyü yaş ve cinsiyet olarak eşitleyerek kuvvetli bir karşılaştırma yaptık. Çalışmanın sonunda gördük ki vücudumuzun savunma sistemi hücreleri olan beyaz kürelerin bazı alt parametrelerinde artış olanlar ile sedim dediğimiz inflamasyon şiddetini gösteren kan değeri sonuçlarına bakarak bir parametre çizelgesi oluşturduk. Gördük ki bazı değerlerin üzerinde seyreden hastalarda bel ağrısının kronik olma ihtimali daha yüksek."
“HASTALARIN YÜZDE 80’İNDEN ZAMANINDAN ÖNCE MR İSTENİYOR"
Bu bulguların, hangi hastaya hemen MR çekilmesi gerektiği, hangilerinde ise MR tomografi gibi görüntüleme tetkiklerine ihtiyaç olmadığının belirlenmesinde büyük rol oynayacağını söyleyen Doç. Dr. Ekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalışmamız sonucu gördük ki hastalarının yüzde 80’inde zamanından önce MR çekilmiş. Zamanından önce MR çekilmesi, çoğu hastada altta yatan bir patoloji bulunamadığı için hem hasta açısından zaman kaybı yaratıyor hem de ekonomik açıdan sağlık maliyetlerini artırıyor. Biz artık bu kan parametrelerine bakarak ilgili değerleri yüksek çıkan ve bel ağrısı halen devam eden hastalara diyeceğiz ki 'Evet size MR çekelim', diğerlerine de 'Evet bekleyebiliriz' diyebileceğiz. Yani kimi gözden kaçırmamamız gerekiyor, kimi gereksiz yere görüntüleme tetkiklerine yollamamalıyız, bunun güzel bir yanıtı bu çalışma." Akut bel ağrılarında yapılması gerekenleri hatırlatan Doç. Dr. Ekşi, sözlerini şöyle noktaladı: “Birincisi, ağrıya sebep olacak hareketlerden sakınmak, istirahat ön planda oluyor burada. İkincisi de ağrıyı dindirmeye yönelik ilaç tedavisi uygulamak. Zaten akut ağrı olduğu dönemlerde biz egzersiz önermiyoruz bel ve boyun ağrılarında. Egzersiz tavsiye ettiğiniz bir şey ama akut ağrılarda değil. Çünkü o dönemde yapılacak her türlü ekstra hareket, ağrının daha da şiddetlenmesine sebep oluyor."