Önce ferahlayın, sonra planlayın
Öncelikle hemen, şimdi kalkıp yıllardır bir türlü atamadığınız eşyalar için ardiye olarak kullandığınız balkonunuzu boşaltın. İçinde ne varsa atın, gitsin. Daha iyisi, yeniden kullanım halkasına sokun, yani bağışlayın. Gereğinden fazla eşya gözü değil, gönlü yorarmış. Görmüyorum sandığımız bütün karmaşa, aslında bilinç altımızda görsel gürültü olarak vücut buluyor, çünkü görmeye devam ediyoruz, sadece gözümüz alıştığı için yok sayıyoruz. Daha sonra balkonunuzun yönünü belirleyip ne kadar ışık aldığının, hatta günün hangi saatinde nerelere ışık geldiğinin haritasını çıkarın. Çünkü balkonunuzda yetiştireceğiniz bitkilerin türlerini ve yerlerini bu detay belirleyecek. Bunu yapmazsanız, örneğin çilek yetiştirmek için en verimli köşeye masa sandalye koyup bir fırsatı kaçırabilirsiniz. Öncelikle süs bitkileri ve çiçeklerden başlayın. Meyvesi ya da kendisi yenebilir bitkiler, çoğunlukla yarı gölge alanları sevdikleri için, güneşsever süs bitkilerinizi yemeklik nebatlarınızı zararlı ışınlardan korumak amacıyla şemsiye olarak kullanabilirsiniz.
Görme ve dokunma duyularına seslenin
Söz konusu ince uzun dikdörtgen bir balkon ise olabildiğince küçük, metal, ferforje ya da ahşap sandalye ve masalar; kare, nispeten geniş bir balkonsa daha geniş oturma fontlu mobilyalar tercih edebilirsiniz. Formundan bağımsız iki farklı balkon türü var.