Dedeleri 1936 yılında bu köye yerleşen ve peynircilik yapan Tiflisli bir "Karapapak" İlhan Koçulu. Sosyal bilimler okurken 12 Eylül kurbanı olarak bir süre hapiste yatmış. Çıkınca da uzun süre yurtdışında yaşamış. Peynircilik yapan amcasının vefatı üzerine köye dönerek işleri ele almış ve organik tarıma başlamış. “Bunlardan beş tane olsa Türkiye başka bir ülke olurdu” dedirten; karizmatik, araştırmacı ve bilimsel bir kimlik Koçulu: “Buraya ticaret değil, köyümü kalkındırmak, göçü önleyebilmek için geldim. İlk iş, yerli tohumu çoğaltma işine giriştim. Bu en önemli işti. Daha sonra organik tarımı başlattım. Peynire baktıkça, köylülere baktıkça mutlu oluyorum. Bu bana yetiyor. 2002 yılından sonra burada bu mandırayı canlandırdım. Yeğenim Çağdaş’ı sütçülük yüksekokuluna gönderdim. Böylece peynirciliğimize bilimsel bir boyut kattık. Artık birlikte ulusal-uluslararası toplantılara katılıyoruz. Bilimsel makaleleri takip ediyoruz. 1905 kayıtlarına göre Kars’ta 33, 1938’de 21 mandıra var. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte mandıra sayısı altıya iniyor. 2000 yılında bir mandıra kalmıştı. Bu yıl itibarıyla ben gravyeri tekrar başlattım. Bütün bilgileri güncelledik. Eskilerden işi öğrendik. Kısa sürede doğanın, klimanın, bitki örtüsünün bilgisiyle kaliteyi tekrar yakaladık. Çiçek çıkmadan, çiçeği süte katmadan bu peynir yapılmaz. Benim hayvanım en az 15 gün çiçeği yiyecek.”