'Tereyağ üretildiğini söyleyebiliriz'
Kazı Başkanı Doç. Dr. Göksel Sazcı, "Dikkat ederseniz üzerinde iki adet delik var. Küp kullanılırken, yani çalkalanırken ağız kısmı deri ile kaplanıyor ve bu deliklerde kapatılıyor. Fakat bu deliklerin bir fonksiyonu var. Çalkalanırken içerisindeki ayran formante oluyor ve gaz oluşuyor. Biriken gazın dışarı çıkması gerekiyor. Bunun için de delikler açılıyor. Gaz dışarıya bu deliklerden alınıp tekrar çalkalama işlemi yapılıyor. Bu teknik Anadolu'da günümüzde halen kullanılıyor. Bu tür kapların kullanımının en az 2 bin 500 yıl geriye gittiğini söyleyebiliriz. Bulduğumuz eser nedeniyle Eceabat'ta da 2 bin 500 yıl önce tereyağ üretildiğini söyleyebiliriz. Tabi bu formdan ve güncel araştırmalardan çıkarttığımız bir sonuç. Ama kesin sonuç, bu küpün dibinden aldığımız örneklerin analizinden sonra belli olacak. Örneklerin, üniversitede lipit yağ analizleri yapılacak. O zaman bunları kesin olarak söyleyebileceğiz" dedi.
Çanakkale'de 8 arkoeolojik kazı gerçekleştiriliyor
İl genelinde toplam 8 arkeolojik kazı gerçekleştirildiğini belirten Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürü Kemal Dokuz ise, "Bu kazılarımızdan bir tanesi de Eceabat Kilisetepe Höyüğü'nde gerçekleştiriliyor. Kilisetepe Höyüğü'ndeki kazımızın bu sene 9'uncu sezonu. Kazı sezonu önümüzdeki günlerde bitecek. Göksel Sazcı hocamız bu sene yine ilklere imza attı. Tereyağ ve yemek kabı olarak kullanılan muhteşem bir obje bulundu. Bundan sonraki yıllarda da daha nice güzel arkeolojik eserlerin bulunmasını ümit ediyorum" diye konuştu.